Ve o silahlara küçükken yaşadığı travmalar nedeniyle ihtiyacı olduğunu söyledi. | TED | وقال أنه يحتاج هذه المسدسات بسبب الصدمة التي تعرض لها عندما كان فتىً صغيراً. |
Biraz yardıma ihtiyacı olduğunu düşünüyor, ve bir jüri üyesine rüşvet veriyor. | Open Subtitles | اكتشف أنه يحتاج إلى بعض المساعدة فقدم رشوة إلى أحد أعضاء هيئة المحلفين |
Kocam biyopsiye ihtiyacı olduğunu söyliyor ve bu bilgiyi benden saklamış. | Open Subtitles | أخبرني زوجي أنه بحاجة لتحليل فقط وقد أخفى تلك المعلومة عني |
Bilmiyorum. Fakat gördüğüm kadarıyla onun yardıma ihtiyacı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ، في رؤيتي عرفت فقط أنها تحتاج للمساعدة |
Yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğüm küçük bir kız gördüm. | Open Subtitles | أنا فقط رأيت طفلة صغيرة يبدو عليها أنها بحاجة للمساعدة |
Örneğin, saldırganın kurbanlarını bıçaklamadan önce vuruyor olması durumu hızlı ve etkili bir şekilde kontrol altına almaya ihtiyacı olduğunu gösterir. | Open Subtitles | على سبيل المثال, واقع ان المجرم يطلق النار على ضحاياه يشير الى انه يحتاج الى وسيلة سريعة وفعالة للسيطرة على الموقف |
Menajerim paraya ihtiyacı olduğunu söylüyor bu yüzden dairesini satıyor. | Open Subtitles | يقول مدير أعمالي إنه بحاجة لنقود فورية لذلك يبيع شقته |
Bu yıl ihtiyacı olduğunu düşündüğüm bir şey yerine istediği bir şeyi aldım. | Open Subtitles | هذا العام قلت ما المانع أن أعطيه شيئاً يحبه بدل ما أعتقد أنه يحتاج |
Evet. Yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعم , تعلمين , لقد قال أنه يحتاج لبعض المساعده |
Bana saldırdıktan sonra, biraz yatıştırıcıya ihtiyacı olduğunu anladım. | Open Subtitles | بعد أن هاجمني، عرفت أنه يحتاج لبعض الاسترضاء. |
Daha fazla entelektüel uyarana ihtiyacı olduğunu anlamanızın... - ...an meselesi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمت بأنها مجرد مسألة وقت قبل أن تدركين أنه بحاجة لتحفيز ذكائي أكثر |
Bıçaklama olayın yüzünden hala zayıf ve doktoru dinlenmeye ihtiyacı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لا يزال ضعيفاً بعد حادثة الطعن ويقول طبيبه أنه بحاجة إلى الراحة |
Şimdi benim hep ona ihtiyacım olduğu gibi onun bana ihtiyacı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الآن أنه بحاجة إلى كما كنت دائماً بحاجة إليه |
Fakat bakire olduğunu duyduğumda fazladan yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. | Open Subtitles | لكن لحظة سماعي عن عذريتها علمت أنها تحتاج مساعدةً إضافية |
Eğer yardıma ihtiyacı olduğunu düşünürsek diye gizli bir işaretimiz bile var. | Open Subtitles | حتى أن لدينا إشارة يدية في حال أننا ظننا أنها تحتاج لمساعدة |
Sadece bir cevaba ihtiyacı olduğunu düşündüm. Ne olduğunun önemi yoktur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنها تحتاج لأجابة فحسب ولم أظن أن الإجابة ستحدث فرق |
Ama o mutlu olabilmek için bir erkeğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ولكن هي تعتقد أنها بحاجة الى رجل لتصبح سعيدة |
Hayatımda ilk defa, o hastene odasına girdiğimde, yardım istediğinde bana ihtiyacı olduğunu söylediğinde bunda ciddiydi. | Open Subtitles | لأول مرة في حياتي حين دخلت لغرفة المشفى تلك حين قالت أنها بحاجة للمساعدة.. |
Nitrojene ihtiyacı olduğunu biliyoruz ve onu da hastanelerde tıbbî ekipmanlara güç vermede kullanıyorlar. | Open Subtitles | حسناً , نحن نعلم انه يحتاج الى النيتروجين . وأنه يستخدم في المستشفيات لتشغيل المعدات الجراحية. |
Baban aradı, ev ofisini Southfork Inn'deki süite taşıması için yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | اتصل أبوك، قائلاً إنه بحاجة للمساعدة في نقل مكتبه المنزلي (إلى جناحه بنُزُل (ساوثفورك |
Benim bilincim yerinde ve ihtiyacı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ما أقول، وأقول أنّه بحاجة للطبيب. |
Onun antibiyotiğe ihtiyacı olduğunu söyledin, ve şimdi bundan o kadar emin olmadığını söylüyorsun. | Open Subtitles | قلتي انها بحاجة إلى مضادات حيوية والان تقولين بأنكِ لستِ مُتأكدة |
Paraya ihtiyacı olduğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | تعرف أنّه يحتاج إلى المال |
Aklıma tek şey o şey için bana ihtiyacı olduğunu olduğunu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفكر به أنه يحتاجني لأفعل شيء |
Kucağa ihtiyacı olduğunu düşündün ama seni dövmek istiyor. | Open Subtitles | إعتقدتَ أنه يريد حضناً منك ولكنه يريد أن يضربك |
Arkadaş bulma sitesi için profil fotoğrafına ihtiyacı olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقد أنها كانت بحاجة لصورة شخصية من أجل موقع مواعدة. |
Doktor ona ilaç vermek için iki kez geldi. İyi bir gece uykusuna ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد جاء الطبيب مرتين وأعطاها دواءً، وقال إنها بحاجة أن تنام جيداً الليلة. |
Bana bir şey olursa, Pala'ya insanların ona ihtiyacı olduğunu söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | اذا حدث شيء يجب ان تخبر (ماتشيتي) ان الناس يحتاجونه |
Bir yerde ailenin bebeğinin her zaman ilgiye ihtiyacı olduğunu okumuştum, which is why we tend to be so obnoxious. | Open Subtitles | لقد قرأت هذا الشيء الذي يقول أن طفل العائلة دائماً ما يحتاج إلى الإنتباه و لهذا السبب أصبحنا مكروهين جداً |