"ikna etmişti" - Translation from Turkish to Arabic

    • أقنعت
        
    • أقنع
        
    • أقنعني
        
    • كان مقتنعاً
        
    • كانت مقتنعة
        
    Shen'in kalbi ise sadece efendime aitti ve onun için Aki ile dövüşmesini izlemek istemediğinden Yoshi'yi benimle beraber Amerika'ya kaçmaya ikna etmişti. Open Subtitles حب هين كان لمعلمي فقط وبدلاً من رؤيتها لـيوشي يقاتل ساكي من أجلها أقنعت يوشي بالذهاب معاً إلى أمريكا
    Bir şekilde bir pastane sahibini kendisine eski pastaları vermesi için ikna etmişti. Open Subtitles لا عائلة، لا منزل. وبطريقة ما، أقنعت صاحب مقهى
    Büyükannem, sağlıklı olmanın yolunun günde bir defa kaka yapmaktan geçtiğine babamı ikna etmişti. Open Subtitles أقنع جدتي والدي الخراء يوميا يحتفظ الطبيب بعيداً.
    Bakın, Steve'in dehası buradaydı çünkü Xerox'u, tüm o harika şeyleri bize göstermesi için ikna etmişti hani şu Kaliforniya'lıların geliştirdiği. Open Subtitles هنا حيث كان ستيف عبقريًا لأنه أقنع زيروكس بأن يرونا كل هذه الأشياء المدهشة التي طورها موظفوهم في كالفورنيا
    Beni bu işi yaparak şehri kurtarabileceğimize ve karanlığa boyun eğmek zorunda olmadığımıza ikna etmişti. Open Subtitles قالت أقنعني نتمكن من القيام بهذه المهمة، أننا يمكن أن تنقذ هذه المدينة وليس الاستسلام إلى الظلام،
    Kendini adamların gizli bir topluluk olduğunu ve babasının ölümüyle ilgili olduklarına ikna etmişti. Open Subtitles كان مقتنعاً أنهم جماعة سرية من نوعٍ ما كانت متورطة بموت والده
    O, bu çocuktan başka kimse olamayacağına ikna etmişti kendini çünkü çocuğun kötü birisi olduğuna kendini inandırmıştı. Open Subtitles كانت مقتنعة بأن الفاعل هو الولد وليس أحداً آخر لأنها كانت تريد وكانت جاهزة لأن تتخيله كشخص سيء
    Fakat görüşmeler Khruschev'in savurduğu Berlin ültimatomunu sümen altı edip Batıya gitmesine ikna etmişti. Open Subtitles لكن المحادثات أقنعت خروشوف بتنحية انذار برلين" جانبًا والتوجة إلى الغرب"
    Elbise dikmesi için terzinin birisini artık kumaşları vermeye ikna etmişti. Open Subtitles أن يجلب لها الحلويات القديمة... كما أقنعت خيّاطاً أن يمنحها بقايا النّسيج لكي تخيط بها ثيابًا.
    Eva Braun, Führer'i ikna etmişti. Ki aslında o da irticalen bir evlilik akdinin olmasını istiyordu. Open Subtitles فى ذلك الوقت كانت (أيفا براون) قد أقنعت الفوهرر بأرتجال خطوة الزواج منها
    Her nasılsa Lonette, şahsen vedalaşmamızın... çok acı verici olacağı konusunda Marlon'u ikna etmişti. Open Subtitles ( بطريقةٍ ما ( لونيت ) أقنعت ( مارلون سيكون مؤلم جداً أن نقول وداعاً شخصياً
    Aaliya 6 yaşındayken ödevini yapmamak için öğretmenini ikna etmişti. Open Subtitles عندما كانت (عاليا) في السادسة أقنعت مدرستها أنها لاتستطيع أداء واجباتها
    Ailesini Avrupa'ya gitmesi gerektiği konusunda ikna etmişti, ve ben de onunla gitmeliydim. Open Subtitles لذا أقنع أهلنا أنه يحتاج للذهاب الى أوروبا وأنا أحتجت لمرافقته
    Dünyanın en iyi yazarı olmak istiyordu, ama Dostoevsky'nin gölgesinden asla kurtulamayacağına kendini ikna etmişti. Open Subtitles أراد أن يكون أفضل كاتب بالعالم لكنه أقنع نفسه أنه لا يمكنه أبداً أن يخرج من ظلال دوستويافسكي
    Ve annesini, kız kardeşi için parti düzenlemeye ikna etmişti. Open Subtitles لقد أقنع والدته لإقامة حفل من أجلها
    - Onu tanırsın, Dalton'da bütün sınıfını Barney'lerin adının dinozor adından geldiğine ikna etmişti. Open Subtitles أنت تعرفه جيداً, أقنع طلاب فصله للصف الرابع في (دلتون) أن (برنيز) أُخذ من اسم ديناصور ,إنه كاذب
    Onun beni, benim de onu sevdiğime ikna etmişti. Open Subtitles رجل أقنعني أنه أحبني وأنني أحببته
    Delice geleceğini biliyorum ama ama beni Tanrı'nın seçtiği iki şahit olduğumuza ikna etmişti. Open Subtitles وأعلم بأنّ كلامي يبدو جنونًا... ولكنّه أقنعني بأنّ الربّ اصطفانا لنكون الشاهدَين وما الذي يفعله الشاهدان؟
    Neyse, beni bu mesleğe o ikna etmişti. Open Subtitles أجل، أقنعني بالعمل في هذا المجال.
    Ludwig, yeni senfonisi için yazdığı eskizleri kardeşi Caspar'ın kasasında bıraktığına kendini ikna etmişti. Open Subtitles ~~لودفيغ كان مقتنعاً أنه ~~ترك مسودة سيمفونيته الجديدة ~~في خزانة ~~أخيه كاسبر
    Birisini ezip geçtiğine kendini ikna etmişti. Ama öyle bir şey olmadı. Open Subtitles كانت مقتنعة بأنها قامت بدهس أحد الأشخاص وهي لم تفعل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more