"ikramiye" - Translation from Turkish to Arabic

    • علاوة
        
    • مكافأة
        
    • الجائزة
        
    • المكافأة
        
    • علاوات
        
    • الفوائد
        
    • العلاوات
        
    • مكافآت
        
    • للمكافأة
        
    • كعلاوة
        
    • جائزة أولى
        
    • زياده
        
    • العلاوةِ
        
    • بالجائزة
        
    • مكافآة
        
    İşi zamanından önce bitirdiğimiz için yüklü bir ikramiye aldığımı hatırlıyorum. Open Subtitles يبدو بأنني سأطلُب علاوة عالية لأنني أنهيتُ العمَلَ قبل الموعِد المُقرَر
    Sanırım 91'de Blockbuster'da çalışırken daha fazla ikramiye almıştım. Bekle. Open Subtitles تلقّيت علاوة أضخم عندما عملت لمحل بيع الأشرطة في 91
    Ve tüm dünyevi şeylerden vazgeçtiğim için size büyük bir ikramiye veriyorum. Open Subtitles ولأنني التخلي عن الممتلكات المادية، أنا مما يتيح لك مكافأة كبيرة جدا.
    Son maaşina ikramiye ekledim bizim için yaptiklarina bir teşekkürden dolayi. Open Subtitles وضعت مكافأة في صكّك البنكيّ لأشكرك فحسب على كلّ ما فعلته
    Benim en derin ikramiye düşlerim hakkında başka soru yok mu? Open Subtitles لا مزيد من الأسئلة حول أعمق أحلامي عند ربح الجائزة الكبرى؟
    Sadece yılda birkez verilen ikramiye ile değil, her gün. TED ليس مرة في السنة عند المكافأة السنوية، بل كل يوم.
    Bay Weed, bu yılın Noel oyuncağı için en iyi fikri verene feci ikramiye verecekmiş. Open Subtitles للعبة لهذا الكريسماس سيحصل على علاوة كبيرة
    Gelenler belli bir sayıyı geçince ikramiye alıyorum da. Open Subtitles نعم سأحصل على علاوة نقدية لكل شخص يجتاز عددا معينا من الأرقام
    Eğer burada hedefi vurursan, bu büyük bir kalkınma, terfi, ikramiye demek ve bizzat ben Laird'ı çıktığı merdivenlerden aşağı yuvarlayacağım. Open Subtitles هذه صفقة كبرى راح تحصل على علاوة وترقية و أنا راح انزل لؤي عن طريقك
    Konuştuğumuzdan biraz az ama içinde senin için biraz ikramiye var. Open Subtitles إنه مال أقلّ من الذي تحدثنا عنه لكن هناك علاوة من أجلك
    Yıl sonunda büyük bir ikramiye bekliyordum şimdi ise iş arıyorum. Open Subtitles أقصد .. كنت أتوقع علاوة كبيرة في نهاية السنة وليس البحث عن عمل
    Dolayısıyla bu kurallara göre davranırsanız ikramiye alma şansınız artar. TED وإذا تصرفت وفقا لمدونة قواعد السلوك هذه، فهذا يحسن من فرصك للحصول على مكافأة.
    Onu bulan kişiye 10.000 dolar ikramiye vereceğim, nakit olarak. Open Subtitles وإذا ما عثرتم عليها سيكون هناك مكافأة إضافية 10 آلاف دولار نقداً لمن وجدها
    Görevin tamamlanması halinde... herbiriniz 20,000 dolarlık ikramiye alacaksınız Open Subtitles بعد انتهاء المهمة بنجاح ستكون هناك مكافأة عشرين ألف دولار
    Daha yeni birisi kazanmış. Büyük ikramiye 10 milyon dolar üzerinde olmadıkça bilet almam... Open Subtitles أنا لا أَشتري تذكرة مالم تكون الجائزة أكثر من10 مليون
    Büyük ikramiye 350 milyon doları geçti. Yani, bi siktir git, kendi işine bak! Open Subtitles أصبحت الجائزة 350 مليون دولار لذا اهتمّ بشؤونك
    - Büyük ikramiye bende! - Yüzbaşı büyük ikramiyeyi kazandı! Open Subtitles لقد ربحت الجائزة الكبرى - النقيب ربح اليانصيب للتو -
    Diğer yandan bunu görmezden gelirseniz o zaman ikramiye alma ihtimali düşer, ya da kesinti yapılır. TED وفي جانب آخر، إذا تجاهلتها، فهناك فرص أعلى من عدم حصولك على المكافأة أو تناقصها.
    Her yıl, en iyi puanı alan sınıfın öğretmeni ikramiye alır. Open Subtitles أي مدرس يحصل فصله على أعلى درجات يربح المكافأة.
    Adamlar, ikramiye olarak kendilerine 24 milyon ödediklerini güzelce örtbas ediyorlar. Open Subtitles زانداك يقوم بإخفاء الأربعة وشعرون مليون بعناية في علاوات هؤلاء الرجال يقومون بدفع رواتبهم بأنفسهم
    Çekim, pazarlık etme, teslimiyet ikramiye, bardağı taşıran son damla araf, yüzleşme, küsme! Open Subtitles الانجذاب ، المساومة ، الخضوع الفوائد ، نقطة التجريح العذاب ، المجابهة ، النتائج العرضية
    Bak, üzgünüm ama bu yıl, ikramiye verilmiyor. Open Subtitles أنظر، أنا آسف، لكنّنا سنقطع العلاوات هذه السنة.
    Her yıl banka ikramiye dağıtır. Birkaç milyoncuk. Open Subtitles في كل سنة تعطي البنوك لموظفيها مكافآت بملايين الدولارات
    Seninle açığa alınmam ve ikramiye oylaması konusunda kısa bir görüşme yapabilir miyim? Open Subtitles أيمكنني الحديث معكِ بإختصار حول التصويت للمكافأة وتسريحي؟
    işlerini kaybetmeyecekler, ki bu krizde, bu zaten başlı başına bir ikramiye sayılır. Open Subtitles حسناً، عليكم الحفاظ على وظائفكم، وهي، في هذا الإقتصاد، تعتبر كعلاوة بحد ذاتها.
    Ya da belki Jana Fain polisin kan davası için... ağlamaya başladığında bana büyük ikramiye sağlar. Open Subtitles أو لربّما يحصل عليني في جائزة أولى أكبر مستوية... عندما بدايات جانا المسرورة تبكي ثأر شرطة.
    Benji'nin kopardığı her itirafla ikramiye aldığını biliyor muydun? Open Subtitles هل علمت ان بينجي يحصل على زياده في كل مره يجبر موظف على الاعتراف
    Geçen ay Kensington davasını çözdükten sonra ikramiye kazanmıştın unuttun mu? Open Subtitles تذكّرْ الشهر الماضي عندما حَصلتَ على تلك العلاوةِ بعد الحَلّ حالة Kensington؟
    Bunlardan bazıları... ...büyük ikramiye kazananların resimleri. TED هذان العملان لفنانين فازا بالجائزة الكبرى، قبل الحدث بسنوات وبعده
    Bir aile üyenizi ihbar ederek iki katı ikramiye kazanın. Open Subtitles احصلوا على مكافآة مضاعفة للإبلاغ عن فرد من العائلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more