Bratva'da iktidar geçişi daha acısız bir yöntemle yapılsa keşke. | Open Subtitles | ليت كانت هنالك وسيلة أقل إيلامًا لنقل السلطة في البراتفا. |
Bu iki aile arasındaki gerginlik, yerel siyasi iktidar üzerine bir anlaşmazlığın çıktığı 1913 yılına dayanmaktadır. | TED | التوترات بين تلك العائلتين يعود تاريخها إلى 1913 عندما كان هناك نزاعٌ على السلطة السياسية المحلية. |
Biliyorum, ama Max iktidar olursa size sağlam bir medya lazım olacak. Yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | اعلم ذلك, لكن لو استولي ماكس علي السلطة ستحتاج الي صحافة جيدة تدعمك اود المساعدة |
Bunun iktidar koridorlarında yarattığı şok dalgalarını size anlatamam. | Open Subtitles | لا استطيع ان أصف لك موجات الصدمة التى أحدثها ذلك على طول أروقة السلطة |
İktidar sistemi içindeki herkes... iç huzuruyla rolünü inkar edebilir. | Open Subtitles | لأن الجميع في موقع السلطة لديهم سياسة الإنكار |
Solcuların yaptığı yönetmek değildi, ama iktidar gücünü kullanmaktı. | Open Subtitles | اليساريون لم يملكوا السيطرة لكنهم كانوا في السلطة |
Öyle bir çağ ki, her yana yayılan kargaşayla hükümet yetkililerinin ihanetiyle ve imparatorluk ailesindekilerin acımasız iktidar savaşıyla, cehenneme dönmüş bir çağ. | Open Subtitles | لقد كان عصر اضطراب واسع الانتشار خيانة بين المسؤولين الحكوميين وقتال من أجل السلطة |
Sik kafalı iktidar kavgan yüzünden benim ailem zarar görüyor, Kel! | Open Subtitles | عائلتي تتأذى لأنك تغذي الحقد في صراع السلطة " كال " |
Ordu'yla ilgili bir çeşit iktidar çatışması var galiba. | Open Subtitles | بعض من خلافات الصراع على السلطة تجري بين رتب الجيش |
Ben, Milli İstihbarat Teşkilatındaki iktidar müdalesinin kurbanıyım. | Open Subtitles | أنا ضحيّة الصراع على السلطة لجهاز المخابرات الوطنية. |
Başka bir açıdan bir iktidar boşluğu yaratın. | Open Subtitles | من طريقة أخرى لقد خلقت للتو فراغ في السلطة |
2008 yılında kurucuları ölerek iktidar boşluğu bırakmış. | Open Subtitles | في عام 2008، قتل المؤسس . مما ترك فراغ في السلطة |
Bunun iktidar yapısıyla alakası yok ama bu konuda film yapmakla alakalı. | Open Subtitles | ولكنه ليس في الواقع حول هيكل السلطة ولكنه يعني كيف تصنع فيلماً عنه |
Evet, çünkü iktidar kayması hakkında söyledikleri çağdaş küresel ekonomiyle bağlanıyor. | Open Subtitles | أجل، لأنها مرتبطة عما يقوله بخصوص التقلص في السلطة في الاقتصاد العالمي المعاصر .. |
İhtilafları vardır. İktidar mücadeleleri vardır. | Open Subtitles | فهم لديهم طبقات , وصراع مستمر على السلطة |
Ve bu yüzden bir kez daha öneriyorum her şey netleşene kadar iktidar transferini erteleyelim. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في أنني أقترح، مرة أخرى تأجيل نقل السلطة حتى فجر اليقين |
Erkeklerin iktidar oyunları, bir seçimle el ele gelir. | Open Subtitles | ألاعيب السلطة التي يمارسها الرجال ترافق الانتخابات جنباً إلى جنب. |
İktidar hırsıyla yanıp tutuşan kötü niyetli bir örgütün bana bir bilgisayar gönderdiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقول أن بعض الأشرار في المنظمة من أصحاب المليارات المتعطشة للسلطة أرسلوا لي كمبيوتر مكتبي؟ |
Ya gerçekten iktidar meraklısısın ya da tam bir idealistsin. | Open Subtitles | هاك الأمر: إما أنك راغب فعلاً بالسلطة, أو أنك مثالي, |
2018'de Japonya'daki iktidar partisi yeni bir taktik denedi. | TED | في 2018، زعيم الحزب الحاكم في اليابان جرّب حيلةً جديدة. |
Kızgın politikacılar, ve iktidar peşine düşebilirdi. | Open Subtitles | السياسيون المنزعجون كل الحكومات ستسعى خلفك |
Sadece iktidar böyle düşünüyorken değil. | Open Subtitles | ليس فقط عندما يكون الأمر مريحًا ليس فقط عندما يوافق رأي أولئك من في السلطة |
Ahlaksızdım da iktidar düşkünü ve açgözlüydüm. | Open Subtitles | وكنتُ ايضًا عديم الضمير جائعٌ للسُلطة، وطمَّاع |