"iltifatı" - Translation from Turkish to Arabic

• المجاملة
• الإطراء
• مديح
• الاطراء

Dostum bir iltifatı da kabul et. Buyur, dene. Biraz dene.
يا صاح ، تقبل المجاملة فقط هيا ، جرب البعض

Birileri nasıl iltifatı kabul edeceğini öğrenmeli.
ثمة شخص بحاجة لأن يتعلم كيف يتقبّل عبارات المجاملة.

İltifatı kabul edemedim, neden diye sormasam olmazdı.
لم أستطع قبول المجاملة فحسب تحتم أن أسأل لماذا

İltifatı ve iğnelemeyi aynı anda yapıyorsun gibime geliyor.
لنضع جانباَ الذكر القوقازي متأثر الإطراء الغزلي أنا محجوز

İltifatı kes, Harvey.
وفر الإطراء هارفي أدخل في صلب الموضوع

Üzerime alıyorum. He türlü iltifatı alırım.
سأقبل مديحك سأقفبل اي مديح

Bırak şimdi iltifatı.
وفّر على نفسك الاطراء هذا بيتي أيضا

Dostum, iltifatı reddetme. - Sen iyi bir babasın.
ياصاح خذ المجاملة انت والد رائع

- Üf, bir kere de iltifatı kabul et.
فقط أقبل المجاملة اللعينة

Teşekkür ederim. Bu iltifatı unutmayacağım.
أقدّر لك تلك المجاملة

İltifatı incelikle kabul etmeyi öğren.
تعلم أن تتقبل المجاملة بلباقة

Ama bu iltifatı kabul edeceğim.
لكنى سأقبل المجاملة

Sus ve iltifatı kabul et.
صهٌ, اقبلي المجاملة

İltifatı kabul et geç işte.
فقط اقبلي المجاملة

- İltifatı kabul et sadece.
- فقط خذي المجاملة

İltifatı hakaretle bitireceksin.
و اختم دائماً الإطراء بإهانة

İltifatı kabullenmeyi öğrenin.
تعلّمي أنْ تتقبلي الإطراء

İltifatı kabul et--
تحصل على الإطراء عندما...

Bu iltifatı sadece başka kimse ölmezse kabul ederim.
-سأقبل هذا الإطراء إن لم يمت شخص آخر .

Ama Gabby'de Matt'in vücudu hakkında yaptığı iltifatı kabul etmemeli.
لكن (غابي) يجب عليها أن لا تقبل بأي مديح بخصوص جسدها من (مات).

Bu iltifatı yıllar öncesinden hatırlıyorum.
اتذكر هذا الاطراء منذ وقت طويل