Ona yapmam gerekenleri yapamayacağıma inandı. | Open Subtitles | لقد صدق أننى لم اتمكن من فعل ما امرت ان افعله به |
Ne C.I.A.'i? Sence babam buna inandı mı? | Open Subtitles | وكالة المخابرات المركزية هل تظُنّي ان والدي صدق ذلك؟ |
Ama Linet'in annesi Linet'e inandı ve onu okuluma kaydolması için getirdi ve ben onun bize ait olduğunu biliyordum. | TED | لكن والدة لينيت آمنت بها وأحضرتها للتسجيل في المدرسة، وعلمتُ أنها تنتمي إلينا. |
Benim bile kendime inancım yokken Nolan nasıl bana inandı? | Open Subtitles | كيف لنولان أن يؤمن بي بينما أنا لم أؤمن بنفسي؟ |
Fakat polis Joe Tobin'in "hastaneye götürüyordum" hikayesine inandı. | Open Subtitles | ولكن الشرطة صدقت قصة جو توبن والذي سرد فيها انه كان في طريقه للمستشفى |
Artık korkmak zorunda değilsiniz. Polis bana inandı. | Open Subtitles | لا يجب عليكم ان تخافو مرة اخرى,الشرطة صدقتني |
Vücudun ve aklın, temelde iki farklı türden şeyler olduğuna inandı. | Open Subtitles | لقد إعتقد بأن العقل والجسد نوعين من الأمور مختلفة بشكل جوهري |
Jüri temas ile geçen DNA'ya inandı. | Open Subtitles | صدّق المحلفون الحمض النووي اللمسي |
Sence bir saniyeliğine olsun buna inandı mı? | Open Subtitles | هل تعتقدي انه صدق ذلك ولو لوهلة؟ |
Bunu dert etme dostum. İnandı. Çok iyi. | Open Subtitles | لا تقلق يا رجل فقد صدق ذلك لا عليك |
Hayat hikâyeme inandı ya da inanıyormuş gibi yaptı. | Open Subtitles | صدق , او تظاهر بأنه صدق , قصة حياتي |
Kraliçe, bunun Kralını öldüren türdeki savaşa bir son vereceğine inandı. | Open Subtitles | آمنت الملكة أن هذا سيجلب نهايةً لذلك النوع من القتال الذي قتل ملكها لذا قامت |
Öyle bir inandı ki, okuldaki seçmelere katıldı ve döndükçe döndü. | Open Subtitles | آمنت فوجدت نفسها في تجارب الأداء أمام أشخاص جامدين فيمدرسةالرقص، |
Bir madenci kampının bir şehre, bir topluluğa dönüşebileceğine inandı. | Open Subtitles | آمنت أن مخيم تنجيم يمكنه أن يصبح مدينة حقيقة مجتمع حقيقي. |
Onlar gerçekten orada. Newton buna kesinlikle inandı. | TED | إنها حقاً هناك. نيوتن بالتأكيد كان يؤمن بذلك. |
- Kasabalılar gaz sızıntısı hikâyesine inandı mı? | Open Subtitles | . لذا , هل صدقت المدينة موضوع تسرب الغاز ؟ |
Ona yalan söyledim ve bana inandı. Çok iyi arkadaş olduğumuzu sandı. | Open Subtitles | لقد صدقتني وتظن أننا الآن أعز أصدقاء |
Ölülerden gelen telepatik bir iletişim olduğuna inandı. | Open Subtitles | إعتقد بأنها طريقة إتصال تخاطرية من الأموات |
Ulrich öldüğüme inandı. Ben de yeni bir hayata başladım. | Open Subtitles | (أولرك)، صدّق أنني متُ ولكنني بدأتُ حياةً جديدة |
Hükümet onun hasta oldğunu belirtti, fakat çok az insan buna inandı. | Open Subtitles | قالت الحكومه أنه كان مريضاً لكن قله من مؤيديه صدقوا ذلك |
- Asil babam sana inandı.Seni bir oğlu gibi sevdi | Open Subtitles | لقد وثق بك والدى النبيل لقد احبك كاحد ابنائه. |
Polis sana inandı mı? | Open Subtitles | هل صدقتك الشرطة؟ |
Görgü tanığı benim lehimde ifade verdi ve jüri de ona inandı. | Open Subtitles | شهد شاهد على روايتى وهيئة المحلفين صدقته |
Ve buna inandı. | Open Subtitles | كانت ستنقض عليها عندما تموت , ولقد أمنت بذلك |
Her zaman senin büyük işler başaracağına inandı. | Open Subtitles | لطالما آمنَ بأنّك ستعني شيئًا عظيمًا وحين جاء اليوم، |
Yıllar içinde adam odadaki en akıllı herif olduğuna inandı. | Open Subtitles | أصبحت مقتنعاً بأنه أذكى رجل بيننا |
Sadece "nişanlım" diyebildi çünkü o gece odada başka bir şeyin daha öldüğüne inandı. | Open Subtitles | استطاعت ان تقول خطيبي فقط لأنها مقتنعة ان شيئا اخر مات في تلك الغرفة في تلك الليلة |