Konuşması ve tarzı sunacak pek bir faydası olmadığına inandığını gösteriyordu. | TED | أعتقد أن لغتها وأسلوبها أوصل رسالة مفادها أنها لا تؤمن بأنها تملك قيمة أعلى لتقدمها. |
Yine, buradaki hedef sadece sahip olduklarını insanlara satmak değil; buradaki hedef inanan insanlara senin inandığını satmaktır. | TED | ليس الهدف هو البيع للأشخاص الذين يحتاجون ما لديك، إنما الهدف أن تبيع للأشخاص الذين يؤمنون بما تؤمن. |
Bunu iyilik için yaptığına inandığını biliyorum ama yanlış kişiye güvendiğini söylemeliyim. | Open Subtitles | وأعلم أنك تصدق بحق أنه للأفضلية، لكنك وضعت إيمانك في المعلم الخاطئ. |
Herkes senin aşka ve mutlu mesut yaşamaya inandığını biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم بأنك تؤمنين بالحب و العيش بالسعادة إلى النهاية |
Onun da benim gibi daha adil bir toplum yaratmaya inandığını gördüm. | TED | وجدت أنه مثلي، يؤمن ببناء مجتمع أكثر عدلاً. |
- Zekice bir hikaye. - Bana inandığını sanmıyorum. | Open Subtitles | ـ إنها قصة عالمية ـ أعتقد أنها لن تصدقني |
Söylediğin tek kelimeye bile inandığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنكِ تصدقين كلمة واحدة مما تقوليها |
Phil, artık senin gerçekten öyle bir adamın varlığına... inandığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | فييل، أنا بدأت إعتقد بأنّك تؤمن بوجود هذا الرجل |
İnandığını söylüyor. Eski ülkedeki çingeneleri tanırdı. | Open Subtitles | تقول انها تؤمن بالأمر كانت تعرف غجرا في بلدتنا القديمة |
İnandığını söylemek nefret ise şayet, suçu kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسناً، إن كان السبب الكراهية لتـقـف إلى جانب ما تؤمن به فـأقول بإني مذنب |
Ned, Rod'a bunu tek başına yapabileceğine inandığını göstermelisin. | Open Subtitles | نيد .. رود يحتاج أنك تؤمن أنه يمكنه أن يكون بخير لوحده |
Buna inandığını biliyorum, Michael ama hiçbirimiz ikna olmadık. | Open Subtitles | اعلم انك تصدق كلامي يا مايكل لكن ليس جميعنا مقتنعون |
Sizin kadar akıllı birinin, masum bir sivilin suikast emrini veren bir teşkilatın, Amerikan hükümetiyle bağlantısı olduğuna nasıl inandığını anlamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | كيف تصدق فتاه لامعه مثلك أن وكاله تقتل مواطن بريئ يمكن أن تكون تابعه لحكومة الولايات المتحده |
Açıkçası bugün söylediklerine inandığını düşünmüyorum | Open Subtitles | لا اعتقد انك تؤمنين حقا بما اخبرتينني اليوم |
Bana yalan söylerken neye inandığını nasıl bilebilirim? | Open Subtitles | كيف أعرف ما تؤمنين به اذا كنت تكذبين على ؟ |
Ve sizi temin ederim, bu kariyerimde çok önemli bir andı. büyük liderin gençlere ve yeni fikirlere inandığını anladığım zaman. | TED | وأقول لكم كانت تلك لحظة مهمة في حياتي المهنية عندما أدركت أن القائد العظيم يؤمن بالشباب والأفكار الجديدة |
Senin gibi koca bir adamın Troll tanrılarına inandığını söyleme bana? Yapılması gereken şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | لا تقل لى ان فتى كبير مثلك يؤمن بالعفاريت ؟ انت دومآ تعرف ما تفعله |
Artık neden bana yardım edip inandığını biliyorum. | Open Subtitles | عرفت الآن لماذا كنت تساعدني ولماذا تصدقني |
Üzgünüm. Senin hâlâ o eski hikâyeye inandığını fark etmedim. | Open Subtitles | آسفة، لم أكن أعتقد بأنكِ لا زلتِ تصدقين تلك القصة القديمة |
Bu size de ironik gelmiyor mu, sonsuz ve bilinmez bir varlığa inandığını iddia eden Hristiyanlar daha sonra .kapalı ve katı kuramlarla Tanrı'nın özgürlüğünü kıtladılar. | TED | ألا يثير السخرية أن المسيحيين الذين يزعمون أنهم يؤمنون بكيان مطلق وغير معروف يحصرون الرب في نظم مغلقة وعقائد جامدة؟ |
Glee kulübünde olduğuma neden bu kadar inandığını bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا أنت مقتنع جداً أني من نادي الغناء. |
Ve senin yanında olup, sana baktığımda bana inandığını görmek istiyorum. | Open Subtitles | واريد أن اكون قادراً على الإلتفات نحوك ومعرفه بأنك تؤمني بي |
Bu fikir üzerinde düşünmediğini saçmalığın daniskasından başka bir şey olmadığına inandığını söyle bana. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني بأنّك لم تصدّق هذه الإدعاءات.. |
Böyle bir durumda olmak inandığını ve inandığını sandığın her şey dağılmaya başlıyor. | Open Subtitles | لكوني في موقف مثل هذا كل شيئ تؤمن به أو تصدقه عن الناس يبدأ في الإنكسار |
Buna inandığını sanmıyorum. Sen de masum olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك تعتقد ذلك أنت تؤمن ببرائتها أيضاً |
Tek yolu buydu. Bana inandığını söyle. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة فقط قولي لي أنّكِ تصدّقيني |
Tanrı'ya inandığını farz edersek, bu aynı zamanda şeytana da inandığını gösterir. | Open Subtitles | على افتراض أن كنت أؤمن بالله، وهذا يعني عموما أن كنت تعتقد في الشيطان. |