"inanmadığın" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا تؤمن
        
    • تصديقي
        
    • تصديقك
        
    • لا يؤمن
        
    • لا تؤمنين
        
    Savaş inanmadığın bir şeye karşı yapılan bir şey değil midir? Open Subtitles إنها معركة، أليس كذلك، لكن في سبيل شئ لا تؤمن به
    Neden inanmadığın bir şeyi inşa etmeye çalışıyorsun? Open Subtitles لماذا تبني شيئاً أنت لا تؤمن به داخل نفسك؟
    Varlığına inanmadığın annesiyle. Open Subtitles فربما ستسمح لي بالتحدث مع شبح والدتها الذي لا تؤمن بوجوده أصلاً
    Bana inanmadığın anda pislik, bitmiş demektir. Open Subtitles وعندما تتوقف عن تصديقي ستكون اللحظة الحاسمة!
    Bana gerçeği söylediğinde sana inanmadığın için. Open Subtitles لعدم تصديقي لكِ عندما اخبرتيني الحقيقة
    Ve kulaklarına fısıldadığı zaman, dinlememek çok zordur, onun söylediklerine inanmadığın zaman bile. Open Subtitles من الصعب ألا تصغين حتى مع عدم تصديقك لما يقوله
    İnanmadığın birşeye kendini inandırmaya çalışıyorsun. Open Subtitles كرجل يحاول إقناع نفسه بشيء لا يؤمن به.
    İnandığın için mi yoksa inanmadığın için mi? Open Subtitles هل هذا بسبب أنكِ لا تؤمنين , أو إنه بسبب أنك تفعلين ؟
    İnanmadığın bir şeyi yapmak ne kadar cesurca olur? Open Subtitles هل من الشجاعة حقاً أن تقوم بفعل أمر أنت لا تؤمن به ؟
    Bence seni alıp götüren neye inandığın aslında neye inanmadığın değil. Open Subtitles أعتقد أن ما تؤمن به هو ما يحملك و ليس ما لا تؤمن به
    Neden kaldığını kendin söylesene Peder. Seni rahip olup artık inanmadığın bir haneye sığınmaya zorlayacak ne günah işledin? Open Subtitles إذن أخبرنى أبتى لما تبقى وأنت لا تؤمن بما تقول أو تفعل؟
    Neden inanmadığın bir gaye uğruna her şeyini kaybedeceksin ki? Open Subtitles لماذا تفقد كل شيء من أجل قضية لا تؤمن بها حتى؟
    Hayatın inanmadığın bir şey üzerine kurulu olamaz. Open Subtitles لا يمكنك ان تحيا حياتك بناء على شيء لا تؤمن به
    Ama hayatını inanmadığın bir şey için sonlandırabilirsin öyle mi? Open Subtitles لكن يمكنك ان تنهي حياتك بناء على شيء لا تؤمن به؟
    Bana inanmadığın için teşekkürler. Open Subtitles شكراً لكي لعدم تصديقي
    Bana inanmadığın için seni suçlayamam. Open Subtitles أنا لا أَلومك على عدم تصديقي.
    Sana ne yaptığına inanmadığın için. Open Subtitles لعدم تصديقي ما فعلهُ لكِ
    Bana inanmadığın için pişman olmanı istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن تندمى على عدم تصديقك إياى
    Daha bilmiyoruz, Barbara. Fakat söylenen şeylere inanmadığın için teşekkürler. Open Subtitles نحن لا نعرف بعد يا (باربرة)، لكني أشكرك لعدم تصديقك ما يقولون.
    İnanmadığın bir şeye kendini inandırmaya çalışıyorsun. Open Subtitles كرجل يحاول إقناع نفسه بشيء لا يؤمن به.
    İnanmadığın bir savaşa katılmak için geri dönüp buradaki hayatını mahvetme. Open Subtitles لا تفسدي هذا بالهروب عائدة لتقاتلي من أجل شيء لا تؤمنين به حتى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more