"inanmamız" - Translation from Turkish to Arabic

    • نصدق
        
    • نؤمن
        
    • نصدقك
        
    • للإيمان
        
    • لنؤمن
        
    • للإعتقاد
        
    • سنصدق
        
    • الإعتقاد
        
    • نصدّق
        
    • نصدّقه
        
    • نصدقها
        
    • لنعتقد
        
    Fakat araştırma gösteriyor ki iş arkadaşlarımız, gösterişli olan profesyonel sunumlarını bıraktıklarında onların aslında bize ne söylediğine inanmamız çok daha olası oluyor. TED ولكن البحوث تشير إلى أنه عندما يتخلى زملاؤنا عن مظهر المهنية اللامعة، من المرجح أن نصدق ما يخبروننا به؛
    Bu durumda, size çaldığınız paranın Bill Houston'ın aynı gün esrarengiz bir şekilde kaybolan birikimlerinin aslında sizin paranız olduğunu söylediğinizde de inanmamız gerekiyor. Open Subtitles في هذه الحالة علينا أن نصدق كلامك عندما تدعين أن المال الذي سرقيته كان لك برغم حقيقة أن مدخرات بيل هوستون
    Bize ulaşmanın bir yolu bulacağına... inanmamız gerekiyor. Open Subtitles لاتفقد ايمانك يجن ان نؤمن بأن هناك طريقة ما هو
    Hartman Hughes, bize mucizelere inanmamız gerektiğini hatırlattın. Open Subtitles هارتمان هيوز أنت ذكرتنا ان نؤمن بالمعجزات. ما هو شعورك بكونك بطلا؟
    Bize sana inanmamız için sadece tek bir neden söyle. Open Subtitles أعطنا أحد الأسباب لماذا يجب أن علينا ان نصدقك
    Başarabiliriz. Yürekten inanmamız lazım hepimiz inanmalıyız. Open Subtitles يمكننا أن نفعلها نحتاج فقط للإيمان ببعضنا البعض
    Şuna inanmamız gerekiyor Bill Houston'ı 34 yerinden yaralayarak öldürdünüz çünkü bunu sizden o istedi. Open Subtitles علينا أن نصدق أنك قتلت بيل هوستون بجرحه 34 مرة
    Aynen bunu yaparken kör olduğunuza inanmamız gerektiği gibi ondan çaldıklarınızın kendi birikimleriniz olduğuna da inanmamız gerekiyor. Open Subtitles كما علينا أن نصدق أنك كنت عمياء عندما فعلتها كما علينا أن نصدق أنها مدخراتك
    Aynı şekilde bütün paranızı evdeki babanıza, Oldrich Novy adındaki adama yolladığınıza da inanmamız gerekiyor. Open Subtitles كما علينا أن نصدق أنك أرسلتها كلها لأبوك في موطنك
    Sanki gerçekten 19'uncu yüzyıl Lizbon'u olduğuna inanmamız gerekiyordu. - Hadi. - Çocuklar. Open Subtitles وكانه من المفترض علىنا ان نصدق ان هذه لشبونة في القرن 19
    Belki o şeylere de inanmamız gerekiyordur. Mesele bu değil. Open Subtitles ربما ، نحن من المفترض ان نؤمن تلك امور اخرى ايضا.
    Bu derneği kurmamızın nedeni herkesin saygın bir şekilde ölme seçeneği olduğuna inanmamız. Open Subtitles نحن بدأنا هذا البرنامج لأننا نؤمن بأن كل شخص لديه طريقته الخاصه للموت بكرامة
    Tanırının bizi kurtaracağına inanmamız gerektiğni söylemek istiyor. Open Subtitles ما يحاول قوله ، اننا نؤمن بأن الله يستطيع ان يحمينا
    Bak, Charles'ın Alison'u incitmeyeceğine inanmamız gerek. Open Subtitles إم، انظري، يجب علينا ان نؤمن بأن تشارلز لن يقوم بإيذاء آليسون
    Yani sana inanmamız mı gerekiyor? Open Subtitles هل يجب علينا ان نصدقك?
    Ama biz inanmamız için tanrılarımızdan bir kanıt beklemedik. Open Subtitles ولكننا لم نطلب أبداً دليلاً على وجود آلهتنا للإيمان بهم
    Bu noktada, birisinin Tanaz'ın ikili ajan olarak çalıştığını anladığına inanmamız için her türlü nedenimiz var. Open Subtitles في الوقت الرّاهن، لدينا أسباب عديدة لنؤمن (بأنّ أحداً عرف بأنّ (تنّاز كانت تلعب على كلا الجانبين
    Bu gece, öldürmeyi henüz bitirmediğine inanmamız için nedenlerimiz var. Open Subtitles لدينا أسباب تدفعنا للإعتقاد أنه لم ينتهِ من القتل الليلة
    Annenle baban burada değil diyorsun diye burada olmadıklarına inanmamız gerek zaten. Open Subtitles إذا قلت أن والديك ليسا هنا إذن سنصدق بأنّ والديك لم يكونا هنا
    Şimdi, 21inci yüzyılın araçlarını, olanı denemek ve incelemek için kullanabiliriz; neye inanmamız gerektiğini sormaktansa. TED والان ، نستطيع استخدام تقنيات القرن الـ 21 للبحث والإكتشاف بدلا من السؤال عما يجب الإعتقاد به.
    Yani tüm bu insanların belli bir doğrultuda yaşayıp, aslında gizlice tam tersini düşündüklerine inanmamız mı bekleniyor? Open Subtitles هل من المعقول أن نصدّق أن الناس يعيشون على نفس الطريقة وبالسّر يفكرون بالمعاكس تماماً ؟
    - Boş ver Felicity. Söylediği şeylere inanmamız mümkün değil. Open Subtitles انسي الأمر يا (فليستي)، ليس بوسعه قول شيء نصدّقه.
    Şimdi ona inanmamız gerektiğini mi söylüyorsunuz? Open Subtitles ـ يجب أن نصدقها ـ أتعتقد أنه علينا تصديقها؟
    Kocanızın başına bir şey geldiğine inanmamız için sebeplerimiz var. Open Subtitles ..لدينا سبب لنعتقد بأن بإن ربما شيء ما حدث له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more