| Fotokopi makinesini onarmaya çalışan, ama onaramayan bir çocuğu oynuyordum çünkü makinenin üzerinde seks yapan insanlar vardı. | Open Subtitles | لقد كنت في دور الشخص الذي يصلح ماكينة التصوير و لكنني لم أستطع تصليحه لأن كان هناك أشخاص يمارسون الجنس عليها |
| Sıkışmış insanlar vardı. Yardım etmeye çalışıyordu. Biz onun arkasındaydık. | Open Subtitles | كان هناك أشخاص محبوسين كان يحاول المساعدة |
| Hatta onu param parça etmeye hazır bekleyen insanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك أناس على أهبة الاستعداد بالمعنى الحرفي لتمزيقه إربا |
| - Evet. Haberciler evime geldi. Taş atan insanlar vardı. | Open Subtitles | نعم، أتت الصحافة إلى منزلي كان هناك أناس يرمون حجارة |
| Adada bu konuda yardımcı olabilecek insanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك ناس على الجزيره الذين يستطيعون المساعده قليلاً |
| Dışarıda da korunmaya ihtiyacı olan insanlar vardı. | Open Subtitles | وأنه يوجد أناس أبعد من حدودها بحاجة أيضًا إلى الحماية. |
| İnsanlar vardı ama onlar da kendi kendilerine servis yapan müşterilerdi. | Open Subtitles | لقد كان هناك اناس, لكن كانو مجرد زبناء والذي على ما يبدو كانو يخدمون انفسهم |
| Bu neredeyse susturulmuş insanlar arasında hiç okumayı öğrenmemiş insanlar vardı. | TED | من بين هؤلاء الناس الذين شبه أُسكِتت أصواتهم كان هنالك أناس لم يتعلّموا القراءة قط. |
| Başından beri gerçeği bilen insanlar vardı ama sessiz kalmayı tercih ettiler. | Open Subtitles | كان هناك أشخاص عرفوا الحقيقة طوال الوقت. إنّما إختاروا ألاّ يبوحوا بما لديهم. |
| Cinayet gecesinde bunu izleyen insanlar vardı. | Open Subtitles | هناك أشخاص كانوا يشاهدون ذلك ليلة الجريمة |
| Dışarıda insanlar vardı, Kate. İnsanlar vardı! | Open Subtitles | لقد كان هناك أشخاص بالخارج , كات كان هناك أشخاص |
| Üssün erken kapanmasından kar edecek bazı insanlar vardı. | Open Subtitles | هناك أشخاص معينين كان من مصلحتهم إغلاق المكان في أقرب وقت ممكن |
| Danışmanlar, ruhsal sıkıntı yaşayan insanlar vardı. | TED | هناك المستشارون، هناك أناس عانوا من صحتهم النفسية |
| İnsanlar vardı...kendilerini samimi bir şekilde ifade eden insanlar. | Open Subtitles | كان هناك أناس كبار هناك يشتاقون إلى التعبير عن أنفسهم |
| Benim kendi gezegenimde de masum insanlar vardı, tabii yok edilmeden önce. | Open Subtitles | كان هناك أناس أبرياء على كوكبي الأم قبل أن يُدمر |
| "Garip bir şeyler..." "...olduğunu anlamaya başlayan insanlar vardı." | Open Subtitles | كان هناك ناس قد بدأوا يفهمون أن شيئاً غير مشروعاً يدور هناك |
| İnsanlar vardı, duruyorlardı ve gökyüzüne çekildiler. | Open Subtitles | كان هناك ناس ، كانوا هناك و سُحبوا لداخل السماء |
| Acıdan ve açlıktan kıvranan insanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك ناس يعانون من الألم والجوع |
| Dışarıda da korunmaya ihtiyacı olan insanlar vardı. | Open Subtitles | وأنه يوجد أناس أبعد من حدودها بحاجة أيضًا إلى الحماية. |
| Ön tarafta insanlar vardı. O yüzden arkadan girdim. | Open Subtitles | يوجد أناس بالخارج لذا إنسللت من الخلف |
| Sokaklarda savaşan insanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك اناس تقاتل في الشوارع .. وحرائق |
| Etrafımda insanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك اناس يحيطون بي. |
| Uçakların ve binaların içinde insanlar vardı. | Open Subtitles | كان هنالك أناس في الداخل في الطائرات و المباني |
| - Yapamadım. İnsanlar vardı. | Open Subtitles | لم أستطع الناس كانوا هناك. |