| İçme suyumuzu israf ettiğinin farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أنك تهدر مياه الشرب، أليس كذلك؟ |
| Ben,başka bir atışı israf edemem. Eğer kurtulursa başka bir çıkmaz yol olur. | Open Subtitles | تباً , لا أستطيع أن أهدر هجوماً آخر لن يكون لذلك أي معنى |
| İsraf olurdu. Zaten senin hakkındaki herşeyi biliyorum. | Open Subtitles | تلك مضيعة للمال فأنا أعرف كلّ شيءٍ عنكَ فعلاً |
| - Babam bana herşeyi anlatır. - Ayrıca bana paramızı israf etmememiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | يقول لي أبي كل شيء، وهو قال أيضا أننا يجب ألا نضيع مالنا |
| Çok arkadaş kanlısı bir şekilde yaklaşmazsam alınmayın ama yakında babamla birlikte kalacağım ve vaktimi kısa süreli ilişkilerle israf etmekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أرجو ألا تشعروا بالإساءة إذا لم أكن ودّية لكني سأعيش مع أبي قريبًا ولا أحب حقًا إضاعة الوقت على علاقات قصيرة المدى |
| Dağlar kadar israf yapıyoruz. Ve onlar ormanlarda | TED | صنعنا إذا جبال من النفايات. وهم يقومون بعمل جيد جدا |
| Gıdalar, nüfuslarını beslemeye çalışan düşük gelirli ülkelerde tüketiciler tarafından israf edilmez. | TED | لا يهدر المستهلكون الطعام في البلدان الفقيرة التي تكافح لإطعام شعبها. |
| İsraf ettiğimin maliyeti gibi, kaybolan, eğer olur da bir zaman, seninde bir gün buraya gelip yaşayacağını unutursam." | TED | فكل شيء يضيع وكل شيء يهون .. إذا نسيت للأبد مجيئكم يومًا ما وعيشكم هنا أيضًا |
| Şapkaları atmak israf gibi gelince, geri dönüştürmeye karar verdim. | Open Subtitles | و بالتخلص من القبعات ظننت إنه قد يبدو تبذيراً لذا قررت أن أعيد إستخدامهم |
| Üzgünüm ama uzak bir ihtimal için stoklarımızı israf edemeyiz. | Open Subtitles | أنا آسفة، ولكن لا يمكننا إهدار إمداداتنا على فرصة ضئيلة |
| “Param için çok çalıştım. Bir peniyi bile israf ettiğini görmeyeceğim” dedi. Bu dersi bugüne kadar hep hatırladım. | TED | وقال " انا لم اعمل كل هذا العمل لكي اراك تهدر بنسا هكذا بكل استخفاف " وانا اتذكر ذلك الدرس حتى يومي هذا |
| İsraf etme, isteme. Bu benim prensibim. | Open Subtitles | "لا تهدر الوقت، لا تطمع فى المزيد " ذلك هو شعارى. |
| İngiltere'de sadece iki ayım kaldı ve ben de ölü bile olmayan bir adam üzerinde tüm vaktimi israf ediyorum. | Open Subtitles | ليقول لى أنه بقى لى شهران فى إنجلترا وأننى أهدر وقتى كثيراً على رجل . ليس حتى ميتاً |
| Tek bilmem gereken seni nekadar rahatsız ettiği çünkü vaktimi israf etmeyi sevmem. | Open Subtitles | فقط أنا أحتاج لمعرفة الى أى حد تزعجك لأنني لا أحب . أن أهدر وقتي |
| Ben de bundan dolayı buradayım. İşeri devralmama izin verirsen israf olmamış olur. | Open Subtitles | سوف لن تكون مضيعة إن جعلتني أتولى الامور من الان |
| Bana sorarsan bu korkunç bir israf. | Open Subtitles | يبدو مثل مضيعة رهيبة، إذا كنت تريد أن تسألني. |
| Birayı israf edemeyiz. Git, hortumu getir dostum. | Open Subtitles | لا نحتاج أن نضيع الجعة إذهب لإحضار الخرطوم يا رجل |
| Bunun içinde tüm enerjimizi israf etmeden ortaya koymalıyız,tamam mı? | Open Subtitles | دون إضاعة كل طاقتنا في ذلك ض ذ ينبغي أن تحدد، حسنا؟ |
| Ve biraz abartıya kaçmış olabiliriz, ama israf sorunu dünya çapında. | TED | وربما تزيد الإخترعات، لكن مشكلة النفايات فى جميع انحاء العالم. |
| İsraf olmasın diye ben de tuttum birkaç diş çekiminden ötürü borçlu olduğum Devery'ye verdim. | Open Subtitles | لأدعه يهدر وأنا مدين لديفيري لبعض عمل الأسنان لذا , أعتقدت , تعرفون , أعطه الكعكة |
| Bir yağmur ormanında hiçbir şey israf edilmez. | Open Subtitles | لا شيءُ يضيع هباء في غابة الأمطار الإستوائيةِ |
| - Bu yüzden de ceket değerli bir israf olmuş olacak. | Open Subtitles | لذا سيكون المطعف تبذيراً جدير بالإهتمام. |
| Tüm çatı yeraltında bulunan 400.000 litrelik bir tanka akıyor ve böylece suyu israf etmemiş oluyoruz. | TED | جميع الأسقف موصولة تحت الأرض بخزان ذو سعة 400،000 لتر ولا يتم إهدار أي قطرة ماء |
| Ben büyücülük okuyan zaman israf neden bilmiyorum açıkça benim generalin çizgili kazanç olmalıydı. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا كنت أضيّع وقتي أدرس الأمور السحرية عندما بالواضح أنه يمكنني أن أحظى بشعبية جماهيري |
| Sen tek yemek israf et ve evde uyu. | Open Subtitles | أنتي فقط تهدرين الطعام وتنامين في المنزل |
| Onlar kötü fikirleri çöpe atmak için kağıtları israf ediyorlar. | Open Subtitles | هم يهدرون الورق لأنهم يقومون برمي الأفكار السيئة |
| Hayvanat bahçesine her gidişimde ve küçük bölmelere tıkılmış kaplumbağaları gördüğümde, ne büyük israf diyorum. | Open Subtitles | فى كل مرة أذهب إلى حديقة الحيوان و أشاهد حيوانات الدلفين محشورة فى أحواض صغيرة أفكر يا للخسارة |
| Zamanımızı trafikte bekleyerek, gişelerde durarak, ya da park etme yeri arayarak israf etmek istemeyiz. | TED | لا نريد اهدار وقتنا جالسين في الزحام، أو في مقصورات كبيرة او البحث عن مكان للوقوف |