Sabahın erken saatlerinde, istasyonun tuvaletleri açıldığında, acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi. | TED | في الصباح الباكر، عندما كانت حمامات المحطة مفتوحة وقفت على قدميها بشكل مؤلم وشقت طريقها الى دورة المياه |
İstasyonun içine bir girelim de onu senin yerine ararım. | Open Subtitles | سأتصل بة من أجلك بمجرد أن نصل لداخل المحطة |
"Biliyorsun, onun bağırışları ve senin görünürdeki... herşeyi patlatman arasında, tüm istasyonun bizim burada olduğumuzu bilmemeleri bir mucize." | Open Subtitles | اعتجب ان المحطة بكاملها لم تعرف اننا هنا |
15 dakika sonra arayacağım istasyonun dışındaki telefon kulübesinden. | Open Subtitles | سأتصل خلال 15 دقيقةالى غرفة العموم خارج المحطة |
İstasyonun güney cephesinde, beyaz bir Rolls'un içinde olacağım. Orada görüşürüz. | Open Subtitles | سأكون فى عربة رولز بيضاء جنوب المحطة سأراك هناك |
Şehrin öbür ucuna park ettim, istasyonun yakınına. | Open Subtitles | لقد أوقفتها على الجانب الآخر من صوفيا، بجانب المحطة |
İstasyonun her iki yönünde, iki kilometre boyunca rayları da içeren başka bir arama daha başlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | ابدأ بحثاً آخر فى المحطة بما فيها القضبان مسافة ميل فى كل جهة |
İstasyonun konsolunun sağında bir tuşlama cihazı olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود لوحة مفاتيح عددية في وحدة تحكم المحطة |
Bu istasyonun sınırlarını ihlal ettiği anda kargo gemisi, nöbetçilerim tarafından durduruldu. | Open Subtitles | لقد تم أعتراض مركبة مؤنتها بواسطة حراسي عندما أخترقت منطقة قريبة حول هذه المحطة |
- Bu da demektir ki, bu istasyonun tam altında oldukça yüksek miktarda potansiyel enerji mevcut. | Open Subtitles | مما يعنى انه هناك احتمال عظيم من الطاقة المحتملة التى يمكن ان تستخرج من هذه المحطة. |
İstasyonun tabanında bir denizaltının bile girebileceği büyüklükte bir açıklık var. | Open Subtitles | غرفة واسعة في قاعدة المحطة كبيرة بحيث تتسع لرسو غواصة |
Evet, birisi istasyonun oradaki Star Otel'de kendini asmış. | Open Subtitles | نعم ،لقد شنق شخص ما نفسه في فندق ستار بجوار المحطة |
İstasyonun yeri değişmiş. Kayboldum. Terden sırılsıklam oldum. | Open Subtitles | منطقة المحطة تغيرت لقد تهت و تصببت عرقاً |
Ertesi gün, istasyonun yanındaki plakçıdan bunu aldım. | Open Subtitles | في اليوم التالي ,اشتريتها من محل تسجيلات الكناري عند المحطة |
Şu istasyonun sinyali fark etmesini istemiyorum. | Open Subtitles | انا لا اريد ان تقوم هذه المحطة باستقبال ذلك |
Hiç kaçırır mıyız? İstasyonun arkasındaki birahane. Oraya gelin. | Open Subtitles | لم تكن لتظن هذا البار خلف المحطة توجه الى هناك |
Görünüşe göre istasyonun etrafındaki saçma sapan pansiyonlardan birinden kalıyor. | Open Subtitles | يبدو أنها تقيم في فندق عائلي غريب بجوار المحطة |
İstasyonun dışını tamir etmek - için kullanılıyorlar. | Open Subtitles | انها تستخدم من اجل الاصلاحات الخارجية للمحطة. |
Birisi istasyonun altını incelemekle işe başlayabilir. | Open Subtitles | شخص ما يُمْكِنُ أَنْ يَبْدأَ بفَحْص الجانب السفلي مِنْ المحطةِ. |
İstasyonun ofis içi çıkmalara dair bayağı katı bir kuralı var. | Open Subtitles | كلاّ. لدى المحطّة سياسة صارمة جداً حول المُواعدة ما بين المكاتب. |
Peter, Han Solo ,the Millennium Falcon'u, Cloud City'e aldığında gördü ki Lando Calrissian istasyonun kontrolünü Darth Vader'a verdi. | Open Subtitles | بيتر عندما اخذ هان سولو صقر الالفية لمدينة كلاود وجد لاندو كاليرزيان وتحكم بمحطة دارث فيدر |
3. istasyonun görevleriyle ilintili tek başına çalışma durumu... bilgisayarı, dış dünyayla... iletişimde kullanma konusunda aklınızı çelebilir. | Open Subtitles | العزل الذي يحيط بالواجبات مرتبط بالمحطة الثالثة ربما يغريك لمحاولة استخدام الحاسوب للاتصال بالعالم الخارجي |