| benim Climb and Ride' ıma (Tırman ve Bin) katılmalarını sağlayabilirsem o zaman hepimiz istediğimizi elde etmiş oluruz." | TED | ولكن أذا كنت أستطيع أن أجعل اناس اخرين ينضمون الي ويتسلقون ويركبوا معي عندها سنحصل جميعا على ما نريد |
| - Hey, Steph! - Ne var? İstediğimizi açabilir miyiz? | Open Subtitles | ستيف ، هل يمكننا فعلاً فتح أي شيء نريد ؟ |
| Yani ya bize istediğimizi verirsiniz ya da onu öldürürüm. | Open Subtitles | , لذلك إما أن تعطينا ما نريد , أو سأقتلها |
| Öyle ya da böyle, bilmek istediğimizi bulacağız. Bunda iyiyizdir. | Open Subtitles | بطريقة أو أخرى سنعرف ما نريده .. نحن جيدون بهذا |
| Biz sadece hatırlamak istediğimizi hatırlıyoruz. En azından ben böyleyim. | TED | فنحن نتذكر مانريد فقط، على الأقل أنا أفعل |
| O zaman ona, sadece bir geceliğine odayı istediğimizi söyleyemez miyiz? | Open Subtitles | إذن لا نَستطيعُ أن نُخبرُهـ فقط بأنّنـا نريد الغرفةُ لمساءً واحد؟ |
| Ya da istediğimizi alırız ama hedefimiz bunun farkında olmaz. | Open Subtitles | أو نستطيع أن أه اتخاذ ما نريد ولن نضربه أبدا |
| İlaç etkisini göstermeden önce onlara istediğimizi yaptırmak için birkaç dakikamız var sadece. | Open Subtitles | لـدينـا فقط دقـائق معدودة لنجعلهم يـفعلون مـا نريد قـبل أن ينــتهي مفعول الدواء |
| Nasıl bir şey istediğimizi daha iyi anlayabilmen için sana şöyle anlatayım, Lou: | Open Subtitles | اوضح طريقة لاوضح لك الأمر الواقعية يا لو الصورة الصحيحة لما نريد بثة |
| Bir şeyleri sıfırdan inşa etmek istediğimizi söyledik, ...gurur duyacağımız bir şeyleri. | Open Subtitles | لقد قلنا أننا نريد أن نبني شيئًا من الصفر شيء نفخر به |
| Film endüstrisi filmden tatmin olmak için her sahnede meme görmek istediğimizi düşünüyor. | Open Subtitles | و صناع الافلام يعتقدون اننا نريد رؤية الاثداء في كل مشهد لنرضي انفسنا |
| Ben de inanıyorum, bizim neslimiz, bizim istediğimizi tatmin edecek olanla ilişkimiz daha önce gelen nesillerden çok daha az somut. | TED | وأعتقد أيضا، ان جيلنا، علاقتنا بإشباع ما نريد ملموسة بشكل أقل بكثير من اي جيل اخر. |
| Kendimizi ifade etmeliyiz, istediğimizi giymeliyiz. | TED | ويجب أن نعبر عن أنفسنا، فنرتدي ما نريد. |
| Birbirimize istediğimizi söylüyoruz ama ertesi sabah yine yan yana oluyoruz. | Open Subtitles | يمكننا ان نقول ما نريده لكن في اليوم التالي نبقى موجودين |
| Onlara göre; bir avuç pis Latin Amerikalı ve İtalyanlarız ve siktir olup gidip istediğimizi yapabiliriz onlara karışmadığımız sürece. | Open Subtitles | بقدر ما يهتمون أننا مجرد مجموعة من مكسيكين وإيطاليين أوغاد يمكننا أن نفعل أيًا كان نريده لطالما أننا نتركهم وشأنهم. |
| İçine istediğimiz herşeyi koyabiliriz, ama daha ağır olmaz, ve sonra istediğimizi dışarı çıkartabiliriz. | TED | حيث نستطيع ان نضع فيها كل ما نريده .. دون ان يزداد وزنها .. وبالتالي اصبح بامكاننا ان نأخذ معنا أي شيء |
| İstediğimizi alır, gerisini bırakırız. Aynı senin salata barın gibi. | Open Subtitles | نحن ننتقى مانريد ونترك الباقى تماماً مثل طاولتك للسلطة |
| En sonunda, her zaman yalnız yaşasaydık yapmak istediğimizi söylediğimiz şeyleri yapabileceğiz. | Open Subtitles | نستطيع اخيراً فعل الأشياء التي طالما أردنا أن نفعلها إذا عشنا لوحدنا. |
| Babanı görürsen, onunla ne kadar... konuşmak istediğimizi hatırlatır mısın? | Open Subtitles | حسنا, عندما تري والدك.. رجاء اخبريه كم نود الحديث اليه |
| Korkacak bir şey olmadığını ve sadece onları sevmek ve korumak istediğimizi anladıklarına göre, bize katılmanın yolunu onlar bulmalılar. | Open Subtitles | يجب أن يدركوا الآن أنه لا يوجد خوف وأننا نرغب بكل الامان والحب لهم يجب أن يجدوا طريقة للإنضمام إلينا |
| Takım sahibi olarak, siz ve avukatlarınız neden sizinle konuşmak istediğimizi anlamalısınız. | Open Subtitles | حسناً، باعتبارك مالك الفريق فإنك ومحاموك تعلمون سبب رغبتنا في التحدث إليكم |
| Burada, çıkmanıza izin vermeyeceğimiz gibi, size istediğimizi yapabileceğimiz yazıyor. | Open Subtitles | تقول أنه يمكننا حجزك للأبد ومن حقنا القيام بما نشاء |
| Bu kuklalardan yardım istediğimizi duyunca doktor çok kızacak. | Open Subtitles | سيثور الدكتور غضبا عندما يسمع أننا طلبنا المساعده من هؤلاء الدمى |
| Eğer beni vurursan ikimiz de istediğimizi alamayız. | Open Subtitles | إذا أطلقت عليّ الرصاص، لن ينال منا مبتغاه |
| Her gün, bize istediğimizi getiren, denizde olan, gelip bu işi yapan, kâh içeride kâh dışarıda olan, 100,000 gemiyi selamlamak istiyorum. | TED | أريد أن أقدم بالتحية لـ 100000 سفينة الموجودة في البحر تقوم بعملها، تأتي و تذهب كل يوم، لتجلب لنا ما نحتاجه. |
| Ama bu akşam hiçbirimiz istediğimizi alamıyoruz. | Open Subtitles | ولكن لن يحصل أيُ أحدٍ منا على مراده هذه الليلة |
| nasıl bir web istediğimizi düşünmeye vesile olsun. webat25.org adresine giderek | TED | أود أن نستثمر احتفالنا بـالذكرى 25 للتفكير بشبكة الانترنت الذي نريدها. |
| Ancak ne olduğumuzu itiraf ederek istediğimizi elde edebiliriz. | Open Subtitles | و عندما نتقبل طبعيتنا نَحصل حينها على ما نُريد. |
| Ne demek istediğimizi söyledik. Ne için burada oluğumuz... | Open Subtitles | نَعْني ما نَقُولُ ، نُريدُ الذي جِئنَا من أجلهم .. |