"istemediğin" - Translation from Turkish to Arabic

• لا تريد
• رغبتك
• تريدينه
• ترد
• تريدي أن
• لا تريدين
• لاتريدين
• لا تريده
• ترغبي
• تريدهم
• تريد فعله
• لاتريد أن
• رفضتِ
• تريدينها
• لا تود

Gözlerin seninle oyun oynuyor, görmek istemediğin şeyler görmeni sağlıyor.
لأن عيونك تخدعك أنت ترى أشياءا لا تريد أن تراها

Seni istemediğin bir şey için zorlayacağımı hiç düşünmemiştim.
أنا لم أحلم أبدا بإجبارك على عمل شىء ضد رغبتك

Bu büyütülecek bir şey değil ve istemediğin hiçbir şeyin içinde olmazsın, tamam mı?
هذه ليس قضية كبيرة ولا شيء سيحدث أنت لا تريدينه أن يحدث، جيد؟

Sen köprüyü geçmek istemediğin için Queens'den bir kızla bile çıkmazdın.
رفضت مواعدة تلك الفتاة من كوينز لأنك لم ترد المرور عبر الجسر.

Hepsi benim fikrimdi... ve seni istemediğin bir şeyi yapmaya zorlamamalıydım.
ولم يكن عليّ أن أجبرك على شيء لم تريدي أن تفعلي

Bu da ölmemi istemediğin anlamına gelir. Hâlâ bir şey istiyorsun.
مما يعني أنّك لا تريدين قتلي، وأنّكِ ما زلتِ تريدينني لغاية.

Hayalet görmek istemediğin için sana dokunmamı istiyordun ama kayboldu diye bana mı kızıyorsun?
عندما كنت لاتريدين رؤية الأشباح تطلبي مني أن أجعلك تلمسينني والآن تغضبين من أجل حلوى

Atmak istemediğin bütün boklarını toplaman için 5 dakika veriyorum
أعطيك خمس دقائق لحزم كلّ امتعتك أنت لا تريد رميها.

Tolliver gibi adamlar ona göstermek istemediğin şeyleri görebileceklerini düşünürler.
رجل مثله يظن نفسه يرى ما لا تريد أن تريه

Benimle konuşmak istemediğin için seni suçlamıyorum.
تعلم, أنا لا ألومك على عدم رغبتك في التحدث إلي

Senin duşa işeyen bir arkadaşın olduğunu bilmesini istemediğin için olabilir mi?
هل ممكن أن يكون السبب أنك لا تريدينه أن يعرف بأن لديك صديق يتبول في الدش؟

Bak. İstemediğin insanlar için dans etmek zorunda değilsin.
انظري، لا يجب عليك أن تفعليها لأحد لا تريدينه

İstemediğin sürece kimse seni göremez.
ما من أحد يستطيع أن يراك ما لم ترد أن أن يروك

Muhtemelen benim yalnız yapmamı istemediğin için yaptın.
لعلك فعلت ذلك لأنك لا تريدي أن تفعلي ذلك لوحدك

Hiçbir zaman gelmesini istemediğin bir otobüsü bekliyorsun çünkü bir yere gitmek istemiyorsun.
تنتظرين حافلةً آملة ألّا تصل أبداً لأنكِ لا تريدين ركوبها لأنك لا ترغبين بالذهاب لأي مكان

İstemediğin için mi, yoksa yapamadığın için mi kaçık olduğun için mi, bilmiyorum.
الآن, لا أعلم إن كان لأنكِ لاتريدين ذلك, أو لأنكِ لاتستطيعين لأنكِ مجنونة لا أعلم

Kimse istemediğin bir şey yapmayacak, ama sadece 5 dakikalığına adamım.
لن يقوم أحد بفعل أي شيء لا تريده لكن سأتكلم خمس دقائق فقط سام

Ya da kendini öldürmek istemediğin zamanlarda kaç yaşındaysan öyle.
أو مهما كان العمر الذي لم ترغبي فيه بقتل نفسكِ

Yani bilmelerini istemediğin bir şey vardı.
هذا يعنى أن هناك شيئا لا تريدهم أن يعرفوه

Zihninde gitmek istemediğin yerlere ulaşman için seni zorlamak en son istediğim şey olur.
آخر شيء أريد فعله هو دفعك لما لا تريد فعله

Dünyanın bilmesini istemediğin şeylerden bahsediyorum.
شيء أنا متأكد أنك لاتريد أن يعرفه العالم

Açıklamak istemediğin sentetik diziye sahip olanı mı diyorsun?
أتقصدي ذلك الذي لديه التسلسل المصطنع الذي رفضتِ تفسيره؟

Çünkü senin istemediğin şeyleri isteyen insanlar için zamanın yok.
لأنكِ لا تملكين وقتًا للأشخاص الذين يريدون أشياءً لا تريدينها.

Yapmak istemediğin bir şey için seni nasıI ikna edebilirim?
كيف يمكنني ان اقنعك ان تفعل شيئا لا تود فعله ؟