"istemediğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • تريد
        
    • تريدين
        
    • يريد
        
    • ترغب
        
    • يرغب
        
    • ترد
        
    • تريدي
        
    • لاتريد
        
    • ترغبين
        
    • تريدني
        
    • لاتريدين
        
    • تودين
        
    • لايريد
        
    • رغبتك
        
    • تُريد
        
    Yasal dünyama ait olmak istemediğini ve kendi aileni kurmak istediğini söyle. Open Subtitles قل انك لا تريد ان تكوت تابع لى وانك تريد عائلتك الخاصة
    Kısa bir konuşmanın ardından kız bu delikanlıya... bir daha konuşmak istemediğini söyledi. Open Subtitles تحادثا لدقيقة واحدة ثم أخبرته .بأنها لا تريد أن تتحدث اليه مرة أخري
    Bu kadar saat benimle konuşmak istemediğini söylemek için mi bekledin? Open Subtitles إنتظرتِ طوال الوقت لكي تخبريني أنكِ لا تريدين أن تتحدثي إلي؟
    Peki, o zaman ilk iş para isteyip istemediğini öğrenelim. Open Subtitles يجب أن نعرف أولا إذا كان يريد مالا أم لا
    Ben mahkeme salonunda otururken, hâkim ona defalarca beni isteyip istemediğini sordu. Open Subtitles جلست في المحكمة بينما يسألها القاضي مراراً وتكراراً إن كانت ترغب بي؟
    Bir kaç hafta sonra, evleneceğini ve etrafta görünmek istemediğini söyledi. Open Subtitles قالت أنها ستتزوج بعد شهرين وأنها تريد أن تتوقف عن العبث
    O zaman, Monica'ya şu anda bir bebek istemediğini mi söyleyeceksin? Open Subtitles إذن عليك أن تقول لمونيكا إنّك لا تريد إنجاب طفل الآن؟
    Lütfen bana beni bir daha asla görmek istemediğini söyle. Open Subtitles أرجوك قل لي أنك لا تريد أن تراني مرة أخرى
    Adam daha bilmiyor bile. Kadının kendisini görmek istemediğini düşünüyor sadece. Open Subtitles إنه لا يعلم بذلك، يعتقد بأنها لا تريد رؤيـتـه مرة أخرى
    Garson gelip biraz daha kek isteyip istemediğini sorduğunda, "iyiyiz böyle" demen gibi. Open Subtitles مثلما يحدث عندما يسألك النادل هل تريد مزيداً من المافين فتجيب أنك بخير
    Yeni ajanımızdan olmak ister miyiz hiç, ve seninde hayatını kaybetmek istemediğini varsayıyorum. Open Subtitles لا نريد أن نخسر عملينا الجديد، وأفترض بأنك لا تريد أن تفقد حياتك
    Bak, tehlikeli olduğu için onu ele vermek istemediğini biliyorum. Open Subtitles .أنظري. أنا اعرف أنكِ لا تريدين التورط لكن هذا خطير
    Lokantadaki garson hindisini ince dilimli olarak isteyip istemediğini sordu. Open Subtitles وعندما سالها رجل التوصيل هل تريدين قطع الديك الرومي رفيعة
    İstemediğini biliyorum ama bu senin hep yaptığın bir şey April? Open Subtitles أعلم أنّكِ لا تريدين لكن أليس هذا نمطك السلوكي يا آبريل؟
    Hey, daha sonra benimle paten yapmak isteyip istemediğini sorsana. Open Subtitles أسأله إن كان يريد أن يتزلج معي فيما بعد ؟
    Ama çok korktuğunu, sarsıntı geçirdiğini ve kimseyle konuşmak istemediğini söyledim. Open Subtitles لكنه كان خائفاً جداً ومضطرباً .وهو لا يريد التحدث لأي أحد
    Kız arkadaşımın gerçekten kız arkadaşım olmak isteyip istemediğini öğrenmeye. Open Subtitles سأذهب لأرى إن كانت صديقتي ترغب حقاً أن تكون كذلكَ.
    Bir arkadaşım vardı ve insanlar onu merak ettiklerinde arayıp alışverişe gitmek ya da garajlarını temizlemeye yardım etmek isteyip istemediğini sorardı. TED لدي صديق ممن إذا قلق الناس عليه، فإنّهم يتّصلون به ويسألونه إن كان يرغب بالذهاب للتسوّق أو أن يساعدهم في تنظيف مرأبهم.
    Bunların hiçbirinin olmasını istemediğini biliyorum... ama oldu işte. Open Subtitles أردك أنك لم ترد لأي من هذا أن يحدث ولكن حدث ما حدث
    Beni bir daha görmek istemediğini sanıyordum. Open Subtitles ماذا تفعلين هنا؟ اعتقدت أنك لم تريدي رؤيتي مرة أخرى.
    Şimdi bunu duymayı hiç istemediğini biliyorum ama anneni yardıma ihtiyacı var. Open Subtitles أعرف أنك لاتريد أن تسمع هذا الأن ولكن عندما تصبح أمك بخير
    Bunu istemediğini biliyorum ama ikimiz için de en iyisi bu. Open Subtitles أنا اعرف انك لا ترغبين في هذا و لكنه الأفضل لكلانا
    Neden totoş olmamı istemediğini biliyorum çünkü bu utanç verici olurdu. Open Subtitles اعرف لماذا لا تريدني ان اكون مثلية لانه سيكون محرجاً لك
    O zaman tekrardan, benimle birlikte yaşamak istemediğini de farketmemiştim. Open Subtitles إذا مجددا, أنا لم ألاحظ أنكِ لاتريدين العيش معي أيضا
    Tamam, ona, kendisiyle konuşmak istemediğini söylerim. Open Subtitles حسناً، سأخبره‪,‬ أنّكِ لا تودين أن تُحادثيه‪.
    Şimdilik çocuk istemediğini söylüyor ama hamile kaldıktan sonra farklı düşünecek. Open Subtitles انه يقول أنه لايريد الاطفال الآن ولكنه سيغير رأيه عندما أحمل
    Yine de bu, beni neden bu olayda istemediğini açıklamıyor. Open Subtitles ذلك ما يزال لا يفسر عدم رغبتك في إشراكي بالقضية.
    Çünkü benim için bir anlamı var, oyuncu. Bak bu işe girmek istemediğini biliyorum, Nick. Open Subtitles لأنني لديَّ الموارد المالية الكافية انظر، أنا أعي لماذا لا تُريد تناوله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more