Gözlerin seninle oyun oynuyor, görmek istemediğin şeyler görmeni sağlıyor. | Open Subtitles | لأن عيونك تخدعك أنت ترى أشياءا لا تريد أن تراها |
Seni istemediğin bir şey için zorlayacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أحلم أبدا بإجبارك على عمل شىء ضد رغبتك |
Bu büyütülecek bir şey değil ve istemediğin hiçbir şeyin içinde olmazsın, tamam mı? | Open Subtitles | هذه ليس قضية كبيرة ولا شيء سيحدث أنت لا تريدينه أن يحدث، جيد؟ |
Sen köprüyü geçmek istemediğin için Queens'den bir kızla bile çıkmazdın. | Open Subtitles | رفضت مواعدة تلك الفتاة من كوينز لأنك لم ترد المرور عبر الجسر. |
Hepsi benim fikrimdi... ve seni istemediğin bir şeyi yapmaya zorlamamalıydım. | Open Subtitles | ولم يكن عليّ أن أجبرك على شيء لم تريدي أن تفعلي |
Bu da ölmemi istemediğin anlamına gelir. Hâlâ bir şey istiyorsun. | Open Subtitles | مما يعني أنّك لا تريدين قتلي، وأنّكِ ما زلتِ تريدينني لغاية. |
Hayalet görmek istemediğin için sana dokunmamı istiyordun ama kayboldu diye bana mı kızıyorsun? | Open Subtitles | عندما كنت لاتريدين رؤية الأشباح تطلبي مني أن أجعلك تلمسينني والآن تغضبين من أجل حلوى |
Atmak istemediğin bütün boklarını toplaman için 5 dakika veriyorum | Open Subtitles | أعطيك خمس دقائق لحزم كلّ امتعتك أنت لا تريد رميها. |
Tolliver gibi adamlar ona göstermek istemediğin şeyleri görebileceklerini düşünürler. | Open Subtitles | رجل مثله يظن نفسه يرى ما لا تريد أن تريه |
Seni istemediğin bir şey için zorlayacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أحلم أبدا بإجبارك على عمل شىء ضد رغبتك |
Benimle konuşmak istemediğin için seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | تعلم, أنا لا ألومك على عدم رغبتك في التحدث إلي |
Senin duşa işeyen bir arkadaşın olduğunu bilmesini istemediğin için olabilir mi? | Open Subtitles | هل ممكن أن يكون السبب أنك لا تريدينه أن يعرف بأن لديك صديق يتبول في الدش؟ |
Bak. İstemediğin insanlar için dans etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | انظري، لا يجب عليك أن تفعليها لأحد لا تريدينه |
İstemediğin sürece kimse seni göremez. | Open Subtitles | ما من أحد يستطيع أن يراك ما لم ترد أن أن يروك |
Muhtemelen benim yalnız yapmamı istemediğin için yaptın. | Open Subtitles | لعلك فعلت ذلك لأنك لا تريدي أن تفعلي ذلك لوحدك |
Hiçbir zaman gelmesini istemediğin bir otobüsü bekliyorsun çünkü bir yere gitmek istemiyorsun. | Open Subtitles | تنتظرين حافلةً آملة ألّا تصل أبداً لأنكِ لا تريدين ركوبها لأنك لا ترغبين بالذهاب لأي مكان |
İstemediğin için mi, yoksa yapamadığın için mi kaçık olduğun için mi, bilmiyorum. | Open Subtitles | الآن, لا أعلم إن كان لأنكِ لاتريدين ذلك, أو لأنكِ لاتستطيعين لأنكِ مجنونة لا أعلم |
Kimse istemediğin bir şey yapmayacak, ama sadece 5 dakikalığına adamım. | Open Subtitles | لن يقوم أحد بفعل أي شيء لا تريده لكن سأتكلم خمس دقائق فقط سام |
Ya da kendini öldürmek istemediğin zamanlarda kaç yaşındaysan öyle. | Open Subtitles | أو مهما كان العمر الذي لم ترغبي فيه بقتل نفسكِ |
Yani bilmelerini istemediğin bir şey vardı. | Open Subtitles | هذا يعنى أن هناك شيئا لا تريدهم أن يعرفوه |
Zihninde gitmek istemediğin yerlere ulaşman için seni zorlamak en son istediğim şey olur. | Open Subtitles | آخر شيء أريد فعله هو دفعك لما لا تريد فعله |
Dünyanın bilmesini istemediğin şeylerden bahsediyorum. | Open Subtitles | شيء أنا متأكد أنك لاتريد أن يعرفه العالم |
Açıklamak istemediğin sentetik diziye sahip olanı mı diyorsun? | Open Subtitles | أتقصدي ذلك الذي لديه التسلسل المصطنع الذي رفضتِ تفسيره؟ |
Çünkü senin istemediğin şeyleri isteyen insanlar için zamanın yok. | Open Subtitles | لأنكِ لا تملكين وقتًا للأشخاص الذين يريدون أشياءً لا تريدينها. |
Yapmak istemediğin bir şey için seni nasıI ikna edebilirim? | Open Subtitles | كيف يمكنني ان اقنعك ان تفعل شيئا لا تود فعله ؟ |