| Milyonlarca genç, istismar taciz ve şiddetle karşılaşıyor. | TED | مئات الملايين من الشباب يتعرضون للاستغلال الإساءة والعنف. |
| Benim kadar iyi biliyorsun ki istismar için bir çok kanıt vardı. | Open Subtitles | أنت تعلم كما أعلم بأنه كان هناك عدة إدعاءات عن سوء المعاملة. |
| Sanırım bunun cinsel istismar suçlamasıyla bir alakası olsa gerek. | Open Subtitles | حسنٌ، كما تعلم، أفترضُ بأنّ ذلك متعلّق بأمر القبض عليكَ بتهم الإعتداء الجنسيّ؟ |
| Gücün istismar edildiği, ayrıcalıklar ve ruhban sınıfının ülkenizdeki aç gözlülüklerini anlatan kitaplar. | Open Subtitles | كتب عن تفاصيل إساءة استخدام السلطة والامتيازات وجشع رجال الدين في مملكة جلالتك |
| CR: İnsanların kendi bilgilerinin istismar edilmeyeceğine dair güvene sahip olmalarını sağlayacak gerekli şart. | TED | ش.ر: والشرط الأساسي الذي يشترطه الناس لإعطاء ثقتهم هي ألا يتم استغلال معلوماتهم. |
| Fanatik bir kaç adam kiraladım onlarsa çizgiyi aşıp insanlara istismar ettiler. | Open Subtitles | قمتُ بتوظيف رجال دفعتهم حماستهم إلى تجاوز الحدود وكان هناك سوء معاملة |
| Polis çocuğun öldürülmesinin para ya da cinsel istismar dışındaki sebepleri üzerinde duruyor. | Open Subtitles | لم تقدر الشرطة على تحديد الدافع غير احتمال إرتباط بالمال أو إستغلال الأطفال |
| Bartleby ve Loki, farkında olsalarda olmasalarda... bu inancı istismar ediyorlar... ve eğer başarılı olurlarsa sen, ben ve tüm bunlar biranda yok olacak. | Open Subtitles | سواء يعرفة بارتلبى ولوكى ام لا يستغل هذا الاعتقاد واذا هم نجحوا |
| Çubuk adamlı anahtarlıklar satmak için kültürümüzü, istismar etmenin gerçekten adil olduğunumu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه من العدل أن تستغل ثقافتنا فقط لتبيع بعض الخرده؟ |
| Cinsel istismar ben 10 yaşına geldiğimde bitti ama aslında hiç son bulmadı. | TED | الاعتداء الجنسي انتهى عندما كنت في العاشرة، لكن في الحقيقة، لم ينته أبدًا. |
| Son birkaç yıldır, kampüsteki cinsel istismar hakkında ulusal bir tartışmayla uğraşıyoruz. | TED | على مدى عدة سنوات شاركنا في مناقشات وطنية حول التحرش الجنسي في حرم الجامعات. |
| İnternetteki istismar materyalleri yüzünden tanınmışlar. | TED | تم التعرف عليهم من مواد الإساءة على الإنترنت. |
| Bunun nedenlerinden biri istismar işlemlerinden biri olmasıdır. | TED | وأحد الأسباب لذلك هو ديناميكية الإساءة. |
| - Bütün bu ihmal ve istismar raporları bir adam tarafından hazırlanıyordu. | Open Subtitles | كل تلك التقارير بشأن سوء المعاملة والإهمال . قد تمّت من قبل رجلٍ واحد |
| O, mahkeme salonuna istismar mevzusunu kendi tanığınla getirmenden önceydi. | Open Subtitles | كان هذا قبل ان تجلُبي سوء المعاملة إلى قاعة المحكمة بواسطة شاهدتك |
| Bunları çocukları istismar etmeye başlamadan önce düşünmedin mi? | Open Subtitles | ألم تفكر بشأن ذلك قبل بدأ الإعتداء على القاصرين؟ |
| Cinsel istismar ya da faaliyete dair iz yok. | Open Subtitles | ليس هناك أثر على الإعتداء الجنسي أو أيّ نشاط. |
| Gücü istismar etmelerine yardım ettiğim kişiler kadar kötüyüm. | Open Subtitles | لقد كنت شرير مثلهم حيث خدمت في إساءة استخدام السلطة. |
| Doğal kaynakları istismar etmeye devam edip fosil yakıtları yakarsak 13. Hedefe ulaşmak imkânsız olacak. | TED | إذا واصلنا القيام بذلك عن طريق استغلال الموارد الطبيعية وحرق الوقود الإحفوري، سوف يكون من المستحيل الوصول للهدف 13. |
| Fidye istenmemiş, istismar belirtisi yok çocuk ticareti de olamaz çünkü adadan hiç ayrılmamış. | Open Subtitles | لا يوجد مطالب فدية لا توجد سوء معاملة ونعمل أنها لم تُهَرّب |
| Kişisel istismar, şöhret ve alenen tanınmanın getirdiği yanlış değerlerden tiksinirdi. | Open Subtitles | لقد كان يمقت القيم الزائفة التى تأتى من معرفة الجمهور له من الشهرة ،من إستغلال الشخصية |
| Çünkü bizim, kar yapmak için bağımlılığımızı istismar edebileceğimiz bir kumarhanemiz yok. | Open Subtitles | يستغل ادماننا من اجل الربح |
| Karides ve et üretimi işçileri istismar ediyor ve çevreye zarar veriyor. | Open Subtitles | تجارة اللحم و القريدس تستغل العمال و تدمر البيئة |
| İstismar 10 yaşıma kadar devam etti. | TED | الاعتداء الجنسي استمر حتى أصبحت في العاشرة. |
| O zaman onlara cinsel istismar semineri ver, tamam mı? Ama daha ikinci ayım. | Open Subtitles | حسناً , أنت أعطيتهم محاضرة التحرش الجنسي صح ؟ إنه شهري الثاني هنا |
| Jacob'ın çocukken istismar edildiğini biliyoruz,.. | Open Subtitles | نعرف ان جيكوب تمت الاساءة اليه في طفولته. |
| Şiddet için, savaş için, zulüm için, istismar için minnettar olamayız. | TED | لا يمكن أن نكون ممتنين عند وقوع عنف أو اندلاع الحروب، أو من أجل الظلم، أو الاستغلال. |
| İstismar edilmenin çaresizliğinin nasıl bir şey olduğunu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف ما هو الشّعور بالعجز حتى تستغله |
| Kredi kartı sahteciliği küçük kızları istismar etme, meşru tecavüz falan derken şimdi de cinayete terfi etmişsin. | Open Subtitles | انت قمت بتزوير كروت ائتمانية, تحرش بقاصر قضايا اغتصاب, و الان تطورنا الى القتل. |