Her ne kadar programımın amacı sağlığını iyileştirmek olsa da değişik yöntemler geliştirebiliyorum. | Open Subtitles | بينما الهدف من برنامجي هو تحسين صحتكَ وأنا قادر على التكيف مع طريقتي |
Cehennemden ruhları çıkarmak, şeytanı iyileştirmek bir cehennem köpeği öldürmek! | Open Subtitles | إخراج الأرواح من الجحيم، شفاء الكائنات الشيطانيّة قتل كلب جحيم |
Sağlık uzmanları olarak görevimiz yalnızca hastaları iyileştirmek değil, alarma geçirmek ve de değişim için mücadele etmek olmalı. | TED | لا يكمن دورنا كمختصون في الصحة في معالجة مرضانا فقط وإنما لقرع جرس الخطر والدعوة للتغيير. |
ve her yıl eğitimi iyileştirmek için yüzlerce girişim gerçekleşiyor. | TED | وهناك مئات المبادرات في كل عام في محاولة لتحسين التعليم. |
Kırık kalbinizi iyileştirmek için hayatınızdaki o boşlukları bulmalı ve doldurmalısınız, hepsini kastediyorum. | TED | لعلاج تحطم قلوبكم، عليكم تحديد هذه الفراغات في حياتكم وملؤها، وأقصدٌ جميع الفراغات. |
Ama Büyük Kral, sonra öğrenmiş ki babam, büyülü yakutu kalbi ölen oğlunu iyileştirmek için kullanacakmış. | Open Subtitles | عندما عرف الملك العظيم لاحقاً أن والدي كان بحاجة إلى الزمرد لشفاء قلب ابنه الذي يحتضر |
Galiba iblis parmağına saldırdı, ve bu durumda iyileştirmek kaçınılmaz. | Open Subtitles | سأعتبر بأنَّ شيطاناً قد جرح إصبعكِ، لأنَّ الشفاء مُقتصِر على هجمات الشياطين فحسب |
Çünkü hastaydı ve onu iyileştirmek için elinden hiçbir şey gelmezdi. | Open Subtitles | لأنها كانت مريضة ولم يكن هنالك أي شيء تفعلينه سيجعلها تتحسن |
Ben bir tıp doktoruyum ve, tedavi etmek için ant içtim iyileştirmek için. | Open Subtitles | أنا طبية محترفة وأخذت عهدا للعلاج للشفاء |
Bunu başarmanın tek yolu dünyayı iyileştirmek, başkalarının benzer şekillerde davranmasını önlemek ve şefkat teşvik etmek.'' | TED | الطريقة الوحيدة لفعل ذلك هي تحسين العالم ومنع الآخرين من التصرف بنفس الطرق وتعزيز التعاطف |
Onların yaşadığı yerlerde çalışır ve bu iş onların sağlığını iyileştirmek için yapılır. | TED | يتواجد في مكان معيشتهم و ما يقوم به هو تحسين حالتهم الصحية |
O sadece Alman halkının durumunu iyileştirmek istiyor. | Open Subtitles | إنه ببساطة يريد تحسين الوضع للشعب الألمانىّ. |
Bir hastane çalışanı bana amacının hastaları iyileştirmek olduğunu söyledi. | TED | قيّم مستشفى أخبرني أن هدفها هو شفاء المرضى. |
İnsanoğluna acı çektiren sayısız hastalıklarla ilgilenmek, onları iyileştirmek veya hastalıkları önlemek için yeni yöntemler tasarlamak. | Open Subtitles | الاهداف الرئيسية لاي جي اس, لتصميم طريق جديد لعلاج و شفاء |
Ama, sizdeki sorunları iyileştirmek için ölü doktorlar ve azizlerden oluşan çok özel bir grubu yönlendirdiğini iddia ediyor. | TED | ولكن في حالته، يدَّعي أنه يعمل كوسيط لمجموعة معينة من الأطباء والكهنة الموتى من أجل معالجة أي مشكلة تعاني منها. |
Ama keşke durumu iyileştirmek adına söyleyebileceğim bir şey olsa. | Open Subtitles | لكن أتمنى لو كان هناك شيء يمكنني قلوه لتحسين الوضع |
Benden de hiç yakalanmayacağım bir hastalığı iyileştirmek için sürekli bağışta bulunmam isteniyor. | Open Subtitles | الناس يطلبون منى التبرع بنقود لعلاج بعض الأمراض انا حتى لن اصاب بها |
Hastaları iyileştirmek merhamet işi. | Open Subtitles | أخبرتهم أني أستطيع فعل شيء لشفاء المرضى هذا أمر مثير للشفقة |
Şöyle ki, tüm o enerjiyi kendimi iyileştirmek için kullandım, ...ve aynı miktarda enerjiyi şu anda işime yöneltmeye hazırım. | Open Subtitles | المغزى هو ، أني وضعت كل الطاقة من أجل الشفاء وبنفس كمية الطاقة أشعر أني بُنيت للعمل |
Seni iyileştirmek için gereken her şeyi yaptım. | Open Subtitles | هل هذا صحيح ؟ لا أعرف ماذا أفعل لكي تتحسن |
Aksi halde yaralarını iyileştirmek için başka bir yol bulmalısın. | Open Subtitles | بدلا من مخالب في جراحك " ..find طريقة للشفاء لهم. |
Peki ya kanseri iyileştirmek istersem? | Open Subtitles | ماذا إن أردت أن أعالج السرطان؟ |
Çocuğu iyileştirmek için yapılabilecek hiçbirşey yok mu? | Open Subtitles | هل هناك شيء علي الإطلاق يمكن أن يشفي هذا الفتي؟ |
Ne yani, birini iyileştirmek için illa kan mı görmeniz gerekiyor? | Open Subtitles | ماذا، أيجب أن ترى الدماء قبل أن تعالج الشخص ؟ |
Hapishane nüfusunu iyileştirmek için. | Open Subtitles | . للمساعدة على إعادة تأهيل السُجناء |
Geri götürmek kaydıyla, iyileştirmek için onu oradan buraya getirdim. | Open Subtitles | فعبرتُ إلى الجانب الآخر بنيّةِ إعادته و علاجه. |
Madem dünyayı iyileştirmek istiyor, önce sikimden başlayabilir. | Open Subtitles | تريد أن تشفي العالم، يمكنها أن تبدأ بعضوي |