"izin vermeyeceğim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لن أدعك
        
    • لن أدع
        
    • لن أسمح لك
        
    • لن أتركك
        
    • لن ادعك
        
    • لن اسمح
        
    • لن أترك
        
    • لن أدعه
        
    • لن ادع
        
    • لن أدعكِ
        
    • لن أدعها
        
    • ولن أسمح
        
    • لن أدعهم
        
    • ولن أدعك
        
    • لن أجعل
        
    Şimdiye dek, hayatımı mahvetmene izin verdim ama bunu mahvetmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لقد تركتك تعبثين بحياتى لأقصى مدى لكنى لن أدعك تواصلين ذلك العبث
    Bu hayali mahvetmene ve yarışmanın değerleriyle alay etmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أدعك تدهس ذلك الحلم، وتستهزئ بكل ما تعنيه تلك المسابقة.
    Korkunun hayatımı kontrol etmesine veya seninkini mahvetmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أدع الخوف يسيطر على حياتي أو أن يدمر حياتك
    Tanrı şahidim olsun ki mahkememin bu iki aile arasında kalmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles بقدر أن الربّ شاهدى، لن أدع محكمتى سبباً فى اندلاع حرب بين عائلتين
    Ancak ne senin ne de bir başkasının yoluma çıkmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles ولكن لن أسمح لك او اي شخص اخر أن يقف في طريقي
    Bir iskelete de dönsen gitmene izin vermeyeceğim, tamam mı? Open Subtitles وأنا لن أتركك تذهب حتى لو كنت هيكل عظمي, أفهمت؟
    Sonunda bir kız buldum ve onu benden almana izin vermeyeceğim. Open Subtitles انا اخيراً حصلت على فتاة و لن ادعك تأخذها بعيداً عني
    O beden bana ait! Başına buyruk davranmana izin vermeyeceğim! Open Subtitles هذا الجسم ملكي لن اسمح لك بالتصرف كما يحلو لك
    Hepimizin kullandığı bir şey için senin kovulmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles أنا لن أدعك تطرد من أجل شيئ نحن جميعنا فعلناه
    Bu hayatımın en güzel günü ve onu unutmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles هذا أفضل يوم على الإطلاق و لن أدعك تنسى ذلك أبداً
    Bu hayatımın en güzel günü ve bugünü unutmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles هذا أفضل يوم على الإطلاق و لن أدعك تنسى ذلك أبداً
    Kızımızın gelecek sene yemeğini bir horozla yemesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles لا تقلق بشأن هذا. حسنا، لن أدع طفلتنا تتناول الغداء
    Söz veriyorum, sana hiçbir şey olmasına izin vermeyeceğim Nemo. TED أعدك، لن أدع أي شيء يحصل لك أبدا، نيمو.
    Ama bu kez kimsenin beni durdurmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles لكني لن أدع أحداً يقف في طريقي هذه المرة
    Kesinlikle, tekrarlıyorum, kesinlikle saldırgan ve yaralayıcı ithamlarda bulunmanıza izin vermeyeceğim. Open Subtitles أنا لن.. أكرر, لن, أسمح لك بكل بساطة تقديم إتهامات مدمرة
    Merdivenlerden çıkarken bana bakmana izin vermeyeceğim, seni yaramaz şey. Open Subtitles لن أتركك تنظرين لي .و أنتِ تصعدين الدرج ..
    - Hayır. Bu konuyu konuşana kadar arabadan inmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles كلا, لن ادعك تخرجين من هذه السيارة حتى نتكلم بشأن هذا
    Bayan Prissy'e saygı gösterene kadar babanın vücudunun dinlenmeye yatmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن اسمح لجسد ابوك يوضع للراحه حتى تظهر بعض الإحترام للأنسه بريسي
    Bir kızarık burunlunun gelip de bunların hepsini benden almasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أترك بعض الأنف الأسمر فقط هبوط في ويأخذهو كلّ منّي.
    En kötü ihtimalde ise adamlarından birini indirmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles أسوا حالة , أنا لن أدعه يقتل أى من رجالى
    Dedim ki, "Kanser hayatımda sadece bir sayfa, ve bu sayfanın hayatımın geri kalanını mahvetmesine izin vermeyeceğim." TED قلت: ان السرطان ليس الا صفحة في حياتي و لن ادع هذه الصفحة تؤثر في باقي حياتي
    Bu tatil fırsatı için zaten geç kaldın. Bu sefer kaçırmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles إنها عطلة ، وقد تأخرتِ بالفعل لن أدعكِ تفسدين الأمر هذه المرة
    Babamdan kalan tek şey bu. Bir daha gözümün önünden ayrılmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles إنها الشيء الوحيد الذي لدي من أبي لن أدعها تغيب عن بصري ثانية
    Ona bir ev vermek istiyorum. Bunu bozmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles أريد أن أقدم له منزلاً ولن أسمح لك بإفساد الأمر
    Fakat benimle oynamasına izin vermeyeceğim. Her ne pislik yaparsa yapsın 2 katını alacak. Open Subtitles و لكني لن أدعهم يسيئون الي مهما دبر لي سوف يرد اليه الضعف
    Ve bu da benim şişem, küçükken baban seni yeterince kucaklamadı diye bütün şişeyi bitirmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles وهذه قارورتي ولن أدعك تشربها كلها فقط لأن والدك لم يحضنك كثيراَ وأنت طفل صغير
    Baş komisere gittim, seni takım için tavsiye ettim ve bu olayın bana patlamasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles لقد ذهبت إلى المحافظ، و أنا أذكرك بالتشيكل كما يجب أن تعلم اننى لن أجعل هذه القضية تنفجر بى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more