Tüm dünya Khrushchev'in kaybettiği izlenimi altındaydı çünkü güçlü bir başkandan gelen baskı karşısında pes etmişti. | Open Subtitles | كان لدى العالم بأسره إنطباع بأن خروشوف قد خسر لأنه رضخ لضغوط رئيس قوي |
Son günlerde aklım başka yerdeydi ama asla burada olmak istemediğim izlenimi uyandırmak istemedim. | Open Subtitles | .. اعرف بأنني كنت منشغلاً مؤخرا ً .. لاكن هذا لايعني بأنني اريد اعطائكم إنطباع |
Masaya bir kart koyduğumda, bak -- tek kart değil. bir sürü kart ama tek kart izlenimi veriyor. | TED | عندما اضع ورقة على الطاولة, انظرو-- ليست ورقة واحدة. انها-- انظرو, انها مجموعة من الاوراق التي تعطي هذا-- الانطباع. |
Eğer reddedildiği kadının biricik oğlu tarafından öldürüldüğü izlenimi verebilseydi, bundan daha güzel bir intikam olabilir miydi? | Open Subtitles | لو استطاع ان يعطى الانطباع بأنه قد قُتل على يد الابن الوحيد لحبيبته السابقة |
Bir kerecik yanıImış; temiz, aile sorumluluğu olan bir adam izlenimi yaratmaya çalışalım. | Open Subtitles | حاول أن تعطى لنفسك انطباعاً أنك رب أسرة محترم و له مسئوليات و لكنه قد يخطئ مرة |
Biri bir şey söylese, bende çok güçlü bir yalan söylediği izlenimi bırakıyor. | Open Subtitles | وفى كل مرة يقول لى شخص شئ ما يخامرنى انطباع قوى بأنهم يكذبون |
Bu oda, polis beye kiri boyayla gizlediğimiz... ..izlenimi vermiş sanırım. | Open Subtitles | أظن أن هذه الغرفة أعطت أنطباع لهذا السيد من دائرة الشرطة |
Ben yanlışlıkla olabilir onu izlenimi verilen Eğer babası olduğunu. | Open Subtitles | أنا ربما أعطيتها بشكل غير مقصود الأنطباع بأنك كنت الأب |
Manzara, burada akıl almaz bir şeyler olduğu izlenimi veriyor. | Open Subtitles | يخلق المشهد إنطباعاً رائعا لأمر قد حدث |
Oğlumun kız evini ilk ziyareti bu en iyi izlenimi vermeni isterim. | Open Subtitles | إنها اول زياره لـ إبني لـ منزل زوجته أريدك أن تبقي افضل إنطباع لهم |
İştirakçilerimin çoğu, onlara bir iyilik yaptığımda, hayatları pahasına bana borçlu oldukları izlenimi uyandırıyor. | Open Subtitles | مُعظم مُساعديني يظهر عليهم إنطباع ، أنني بمُجرد أن أسديتهم معروفاً فهذا يجعلهم مدينين لي للأبد |
Biz, bu kadar kısa zamanda, bu kadar iyi bir izlenimi nadiren almışızdır. | Open Subtitles | إستلمنا إنطباع جيد في هذا الوقت القصير |
Ama inanın, bende gerekli izlenimi bıraktınız. | Open Subtitles | لكن صدقاني، بالتأكيد تركتما إنطباع لدي. |
Ben bu izlenimi edinmedim, Sayın Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | لم أحصل على هذا الانطباع سيادة نائب الرئيس |
Belki de son defa hep beraberken bıraktığım kötü izlenimi silmek için. | Open Subtitles | ربما لتصحيح الانطباع السيء الذي تركته آخر مَرّة كُنّا سوية |
Kadının hayatta güvenebileceği birisinin olduğu yalnız olmadığı izlenimi verdiğini söyledin. | Open Subtitles | قلت إنها أعطت الانطباع لوجود شخص تعتمد عليه كي لا تكون وحيدة |
Washington'da sürekli kötek yediklerine bakılırsa, bu izlenimi almazsınız. | Open Subtitles | لا أظن ذلك.. بالتأكيد أنك بالتأكيد لن يكون لديك هذا الانطباع |
Kurşun yarası izlenimi vermek için kafa derinize küçük bir kesik atıldı. | Open Subtitles | تّم إجراء شق صغير في فروة رأسك ليعطي انطباعاً على أنا إصابة رصاصة |
Bana kütüphaneye kapanmış biri izlenimi veriyorsun araştırma yapan ve asla gazete okumayan birisi. | Open Subtitles | أعطيتني انطباعاً عن ذلك الشخص المنعزل ...في المكتبة أقوم بالأبحاث ولا أقرأ أي صحف |
Paolo'dan bu izlenimi alan ilk insan sen değilsin. | Open Subtitles | أنتي لستي الشخص الأول الذي يأخذ انطباع عن باولو |
Kendimizi Kuş Adam olarak gösteriyor izlenimi edinmiştim ki bu bana göre kuş olmaktan daha havalı. | Open Subtitles | اوك , انا كان عندي أنطباع أننا سنقدم أنفسنا على أننا ك الرجال الطيور الذي بالنسبة لي رائع لدرجة لا توصف 243 00: 09: |
Adrenalinin artması, Dalekler hakkında hayati bilgisi olduğu izlenimi veriyor. | Open Subtitles | فمستوي الأدرينالين المرتفع ... لديه يعني أن لديه معلومات حيوية بشأن الداليك ! |