Çekilebilirsin. Özel mülke izinsiz giriyorsunuz. İzniniz olmadan geçmenize müsaade edemem. | Open Subtitles | غادروا، إنّكم تنتهكون ملكيّة خاصّة، لن أسمح لكم بالعبور دون تصريح. |
Üzgünüm Yüzbaşı. İzniniz yok. | Open Subtitles | آسف أيها الكابتن هذه منطقة محظورة لاأستطيع جعلك تمر بدون تصريح |
Yazılı emirde görüldüğü üzere bütün çete elemanlarını tutuklama izniniz var. | Open Subtitles | وهذا أمر المداهمة سيكون بمقدوركم اعتقال أي عضو عصابة دون مذكرة |
Bu yılki yarışlara katılabilmeleri için izniniz gerekiyor. | Open Subtitles | ان موافقتك مطلوبة لكى يستطيعوا الاشتراك فى سباق عامنا الحالى |
Oraya girmeye çalışan herkesi vurma izniniz var. | Open Subtitles | لديك الإذن للإطلاق على أي شخص يقف في المنطقة الإذن؟ |
Majesteleri, izniniz olursa, çalışmamın son halini göstermek için gelmiştim. | Open Subtitles | سيد هولباين جلالتك, وبعد إذنك جئت لأريك عملي القيد التقدم |
O suikastları yapacak resmi izniniz var mıydı? | Open Subtitles | هل حصلت على تصريح رئاسى لعمليات القتل تلك؟ |
O suikastları yapacak resmi izniniz var mıydı? | Open Subtitles | هل حصلت على تصريح رئاسى لعمليات القتل تلك؟ |
-Silah için izniniz var. Çantalar için yok. | Open Subtitles | لديكم تصريح من أجل الأسلحة لا من أجل الحقائب |
- İzniniz olmadan sizi içeriye alamam. | Open Subtitles | الخبراء , في أنظمة الدفع الأيوني . .. أنا آسفه , لايمكنني السماح لكم بالدخول إلى المبنى بدون تصريح ؟ |
İzniniz yok. Rahatsızlık veriyorsunuz. Hadi, çatıyı terk edin. | Open Subtitles | لا يوجد معكم تصريح وانتم تزعجون الناس هيا انزلوا عن السطح |
Arama izniniz olması lazım... eşyalarımdan herhangi birini almak için bir arama izniniz olması lazım. | Open Subtitles | يجب ان يكون لديك مذكرة رسمية أنت بحاجة لمذكرة رسمية حتى تاخذ أي شيء من أغراضي |
Başka bir izniniz vardır umarım. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون لديكم مذكرة أخرى هذا من أجل الحظيرة وليس من أجل الطائرة فقط |
İzniniz olmadan veya benim iznim olmadan içeri gelemezsiniz ve böyle bir şey için benim de iznim yok. | Open Subtitles | لا يمكنكما الدخول منزلي من دون مذكرة أو إذن منّي ولم أأذن لكما |
Bir mezarda. Cesedi mezarından çıkarmak için izniniz lazım, eğer bir ceset varsa ve otopsi yapılması için. Şüpheli bir durum mu var? | Open Subtitles | ليس تماما، إنها في قبر وأنا أريد الحصول على موافقتك لتشريح الجثة |
Yakalayabildiğinizi yakalayın ama ölümcül güç kullanma izniniz var. | Open Subtitles | اعتقوا من تستطيعون، ولكن لديكم الإذن باستخدام القوة المميتة |
Bunların hepsini araştıracağız tabi ki sizin izniniz dâhilinde. | Open Subtitles | سوف نفتش جميع تلك الممتلكات , بعد إذنك بالطبع |
İçeri girmek için grupta olmalı ya da izniniz olmalı ben okulun müdürüyüm | Open Subtitles | للدخول يجب أن تكوني في فرقة أو لديك ترخيص أنا مديرة فرقة المدرسة |
Oraya giriş izniniz yok. Arşiv 6'ya giriş yasak. | Open Subtitles | ليس مسموحاً لك بالدخول . فالأرشيف رقم ستة غير متاح |
Efendim, geçiz izniniz ne olursa olsun devam etmeniz için gereken iznin uygun komuta zincirinden gelmesi gerekiyor. | Open Subtitles | سيدي، بصرف النظر عن تصريحك فإن أمر السماح لك بالمرور لابد أن يأتي تبعاً للتسلسل القيادي |
Kütüphanede okuduğum anayasa kitabına göre, arama izniniz yoksa işinizi kaybedebilir hatta federal hapishaneye bile girebilirsiniz. | Open Subtitles | حسب القانون الدستوريّ الذي قرأتُه في المكتبة.. بغير التصريح, يمكن أن تخسرا عملكما أو حتى ترميان في السجن. |
Efendim, eğer izniniz olursa eğitilmiş tüm askerleri savaşa hazırlamak istiyorum. | Open Subtitles | بعد إذنكم, سوف أكون مرة أخرى إلى وضعها الطبيعي, مع كل تدريب عسكري للهجوم. إذن؟ |
Çekilebilirsin. Özel mülke izinsiz giriyorsunuz. İzniniz olmadan geçmenize müsaade edemem. | Open Subtitles | غادروا، إنّكم تقتحمون ملكيّة خاصة، ولن أسمح لكم بالعبور دون إذنٍ. |
Buradan çıkma izniniz yok. | Open Subtitles | انتم لا تملكون تصريحا امني بأن تكونوا هناك |
Resmi izniniz karşılığında, ondan bazı kaçak eşyaları ülke dışına çıkarmasını istemişsiniz. | Open Subtitles | قلت إنك عقدت صفقة مع عمر طلبت منه أن يهرب بعض الأشياء إلى خارج البلاد بمقابل مساعدته في منحه تفويض |
Sizin giriş izniniz var sanki. | Open Subtitles | أفترض أنه مسموح لكم أن تكونوا هنا ، ياشباب ، ماذا نفعل هنا ؟ |