"izniniz" - Translation from Turkish to Arabic

    • تصريح
        
    • مذكرة
        
    • موافقتك
        
    • الإذن
        
    • إذنك
        
    • ترخيص
        
    • مسموحاً لك
        
    • تصريحك
        
    • التصريح
        
    • إذنكم
        
    • إذنٍ
        
    • تصريحا
        
    • تفويض
        
    • مسموح لكم
        
    • مُذكّرة للدخول
        
    Çekilebilirsin. Özel mülke izinsiz giriyorsunuz. İzniniz olmadan geçmenize müsaade edemem. Open Subtitles غادروا، إنّكم تنتهكون ملكيّة خاصّة، لن أسمح لكم بالعبور دون تصريح.
    Üzgünüm Yüzbaşı. İzniniz yok. Open Subtitles آسف أيها الكابتن هذه منطقة محظورة لاأستطيع جعلك تمر بدون تصريح
    Yazılı emirde görüldüğü üzere bütün çete elemanlarını tutuklama izniniz var. Open Subtitles وهذا أمر المداهمة سيكون بمقدوركم اعتقال أي عضو عصابة دون مذكرة
    Bu yılki yarışlara katılabilmeleri için izniniz gerekiyor. Open Subtitles ان موافقتك مطلوبة لكى يستطيعوا الاشتراك فى سباق عامنا الحالى
    Oraya girmeye çalışan herkesi vurma izniniz var. Open Subtitles لديك الإذن للإطلاق على أي شخص يقف في المنطقة الإذن؟
    Majesteleri, izniniz olursa, çalışmamın son halini göstermek için gelmiştim. Open Subtitles سيد هولباين جلالتك, وبعد إذنك جئت لأريك عملي القيد التقدم
    O suikastları yapacak resmi izniniz var mıydı? Open Subtitles هل حصلت على تصريح رئاسى لعمليات القتل تلك؟
    O suikastları yapacak resmi izniniz var mıydı? Open Subtitles هل حصلت على تصريح رئاسى لعمليات القتل تلك؟
    -Silah için izniniz var. Çantalar için yok. Open Subtitles لديكم تصريح من أجل الأسلحة لا من أجل الحقائب
    - İzniniz olmadan sizi içeriye alamam. Open Subtitles الخبراء , في أنظمة الدفع الأيوني . .. أنا آسفه , لايمكنني السماح لكم بالدخول إلى المبنى بدون تصريح ؟
    İzniniz yok. Rahatsızlık veriyorsunuz. Hadi, çatıyı terk edin. Open Subtitles لا يوجد معكم تصريح وانتم تزعجون الناس هيا انزلوا عن السطح
    Arama izniniz olması lazım... eşyalarımdan herhangi birini almak için bir arama izniniz olması lazım. Open Subtitles يجب ان يكون لديك مذكرة رسمية أنت بحاجة لمذكرة رسمية حتى تاخذ أي شيء من أغراضي
    Başka bir izniniz vardır umarım. Open Subtitles أتمنى أن تكون لديكم مذكرة أخرى هذا من أجل الحظيرة وليس من أجل الطائرة فقط
    İzniniz olmadan veya benim iznim olmadan içeri gelemezsiniz ve böyle bir şey için benim de iznim yok. Open Subtitles لا يمكنكما الدخول منزلي من دون مذكرة أو إذن منّي ولم أأذن لكما
    Bir mezarda. Cesedi mezarından çıkarmak için izniniz lazım, eğer bir ceset varsa ve otopsi yapılması için. Şüpheli bir durum mu var? Open Subtitles ليس تماما، إنها في قبر وأنا أريد الحصول على موافقتك لتشريح الجثة
    Yakalayabildiğinizi yakalayın ama ölümcül güç kullanma izniniz var. Open Subtitles اعتقوا من تستطيعون، ولكن لديكم الإذن باستخدام القوة المميتة
    Bunların hepsini araştıracağız tabi ki sizin izniniz dâhilinde. Open Subtitles سوف نفتش جميع تلك الممتلكات , بعد إذنك بالطبع
    İçeri girmek için grupta olmalı ya da izniniz olmalı ben okulun müdürüyüm Open Subtitles للدخول يجب أن تكوني في فرقة أو لديك ترخيص أنا مديرة فرقة المدرسة
    Oraya giriş izniniz yok. Arşiv 6'ya giriş yasak. Open Subtitles ليس مسموحاً لك بالدخول . فالأرشيف رقم ستة غير متاح
    Efendim, geçiz izniniz ne olursa olsun devam etmeniz için gereken iznin uygun komuta zincirinden gelmesi gerekiyor. Open Subtitles سيدي، بصرف النظر عن تصريحك فإن أمر السماح لك بالمرور لابد أن يأتي تبعاً للتسلسل القيادي
    Kütüphanede okuduğum anayasa kitabına göre, arama izniniz yoksa işinizi kaybedebilir hatta federal hapishaneye bile girebilirsiniz. Open Subtitles حسب القانون الدستوريّ الذي قرأتُه في المكتبة.. بغير التصريح, يمكن أن تخسرا عملكما أو حتى ترميان في السجن.
    Efendim, eğer izniniz olursa eğitilmiş tüm askerleri savaşa hazırlamak istiyorum. Open Subtitles بعد إذنكم, سوف أكون مرة أخرى إلى وضعها الطبيعي, مع كل تدريب عسكري للهجوم. إذن؟
    Çekilebilirsin. Özel mülke izinsiz giriyorsunuz. İzniniz olmadan geçmenize müsaade edemem. Open Subtitles غادروا، إنّكم تقتحمون ملكيّة خاصة، ولن أسمح لكم بالعبور دون إذنٍ.
    Buradan çıkma izniniz yok. Open Subtitles انتم لا تملكون تصريحا امني بأن تكونوا هناك
    Resmi izniniz karşılığında, ondan bazı kaçak eşyaları ülke dışına çıkarmasını istemişsiniz. Open Subtitles قلت إنك عقدت صفقة مع عمر طلبت منه أن يهرب بعض الأشياء إلى خارج البلاد بمقابل مساعدته في منحه تفويض
    Sizin giriş izniniz var sanki. Open Subtitles أفترض أنه مسموح لكم أن تكونوا هنا ، ياشباب ، ماذا نفعل هنا ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more