"köprüler" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجسور
        
    • جسور
        
    • والجسور
        
    • جسوراً
        
    • جسورا
        
    • وجسور
        
    Seine nehri boyunca yürüdüm ve köprüler arasındaki mesafeyi ölçmeye çalıştım. Open Subtitles لقد مشيت بجانب نهر السين وحاولت العد إلى ألف بين الجسور
    Golden Gate'e girmeyi ve San Francisco ve köprüler yapmayı mı? Open Subtitles الطموح نحو عبور البوابة الذهبية في سان فرانسيسكو وتكوين الجسور ؟
    köprüler ya da onun gibi saçma sapan şeyler üzerine çekmek istemiyorum. Open Subtitles كما تعلمين، لا أريد عمل شيء تافه مثل الجسور أو ما شابه.
    Hem çeviri hem de geçişte bunlar kaybolmuştu, kendimle aramda köprüler kurma zamanımın geldiğini anlamıştım. TED كل هذا ضاع أثناء الترجمة والتحول، وعندما أدركت ذلك، قررت أن الوقت قد حان لأبدأ بناء جسور تربط بين شخصياتي.
    Base jumping ise sabit duran objelerin üstünden binalar, antenler, köprüler gibi--dağlar ve uçurumlardan yapılan atlayışlar. TED القفز القاعدي هو القفز المظلي من أماكن ثابتة كالمباني ، والواقط الهوائية ، جسور ومن الأرض أقصد الجبال ، المنحدرات
    Kış bitti ve bahar geldi. köprüler yeniden çiçekle doldu. Open Subtitles انتهى الشتاء و هاهو الربيع والجسور امتلأت بالزهور مجدداً
    Tabii köprüler oldukça uzun zamandır hayatımızda varlar. TED بالطبع الجسور كانت موجودة لمدة طويلة للغاية.
    Asıl destekleri için dayandıkları yapı sisteminin doğasına göre köprüler üç uygun sınıfta değerlendirilebilir. TED ويمكن تقسيم الجسور إلى ثلاث فئات مناسبة، بالاعتماد على طبيعة النظام الهيكلي الذي يمثل دعمهم الرئيسي.
    Çıkmaz yola girdim. Hayatımdaki yanmış köprüler acaba beni de yaktı mı? Ben doğruydum sen yanlış TED وصلت إلى نقطة بلا رجعة ولا أعلم إن كنت قد إشتعلت من الجسور المشتعلة في حياتي، أعتقد بأني على خطأ ولكني كنت على صواب.
    Şehir kaplamaları, geniş nehirleri kapsayan köprüler ve yeryüzündeki en yüksek gökdelenlerde bulunabilir. TED يمكن العثور عليها في مساحات من أرصفة المدينة، الجسور الممتدة على الأنهار الشاسعة، وأطول ناطحات سحاب على الأرض.
    Sürekli kullanımda olan köprüler ve otoyollar gibi yapılarda, bu sorunları felakete yol açmadan tespit etmek büyük ve masraflı bir olay hâline gelir. TED على أبنية مثل الجسور والطرق السريعة التى تستخدم باستمرار، كشف هذه المشكلات قبل أن تؤدي إلى كارثة يصبح تحدى ضخم ومكلف.
    Tarih boyunca insanlar birbirlerinin kuyusunu kazdılar ama hepimiz bunları aşarak köprüler inşa etme yetisine sahibiz. TED حُفرت الخنادق بين الناس، نعم، لكننا جميعًا لدينا القدرة على بناء الجسور التي يمكنها أن تمتد فوق تلك الخنادق.
    Bu cesur konuşmalar köprüler inşa etmenin yoludur. TED هذه المحادثات الشجاعة هي الطريقة التي يتم بناء هذه الجسور.
    19. yüzyılın ortalarında, Avrupa'nın her yerinde asma köprüler yıkılıyordu. TED في منتصف القرن التاسع عشر كانت الجسور المعلقة تنهار حولَ أوروبا بأكملها
    Bazı diğer köprüler için de benzer tasarımlar kullanılmıştı fakat Roebling'in planının kapsamı hepsini gölgede bıraktı. TED تم استخدام تصميمات مشابهة لبعض الجسور الأخرى لكن مجال خطة روبيلينغ هنا كان الأكبر بينها جميعًا
    Yollar yapacağız. Suyu aşmamız gereken yerlere ahşap köprüler kuracağız. Open Subtitles سنُعبّد الطرق ، سنستخدم الأخشاب لبناء الجسور على القنوات
    Büyük ölüm tehlikesine rağmen, bu köprüler 1885 yılında inşa edildi. Open Subtitles الخطرالعظيمالذييهدّدالحياة، هذه الجسور بُنيت في 1885
    Siyasi anlamda stratejik noktalar ve kişiler ile köprüler kurmalıyız. Open Subtitles نريد بناء جسور مع بعض المواقع في السياسة
    Ellerimizi birbirimize uzatmalıyız, resmi politik çizgileri yok saymalı, sivil toplumlar arasında gayriresmi köprüler kurmalıyız. Open Subtitles وتجاهل خط السياسة الرسمية وخلق جسور صلة بين المجتمعات والمواطنين لكي نجلبهم نحو التغيير
    Teraslı bir süitte kaldık otelin içinde köprüler, nehirler ve kayıklar vardı. Open Subtitles بقينا في جناح السقيفه وهناك جسور وانهار .. و ..
    Demiryolları, yollar köprüler ve düşman birliklerine aralıksız saldırılar düzenleniyor, dün... Open Subtitles والجسور. وتعرضت قوات العدو لهجمات مستمرة، بالأمس
    Onlardan köprüler yapıyoruz. Kafalarına şu küçük telefonlardan takanlara atmak için kullanıyoruz. Open Subtitles نبني جسوراً بها، ونرميها على الأشخاص الذين يعلقون سماعات بلوتوث على آذانهم
    Şehirlerimizi inşa etmek için adalar arasına köprüler yaptık. Okyanusun üstesinden kara yoluyla geldik. Open Subtitles لبناء مدننا، شيدنا جسورا بين الجزر
    Güzel evler, köprüler, binalar yapmanız için mühendis olmanız gerekmiyor. TED ليس عليك أن تكون مهندسا لبناء بيوت جميلة وجسور جميلة وبنايات جميلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more