| Germe ilkesini kullanan uzun kirişli köprülerden diğer bir tür gergi askılı köprü ve bunlardan çok var. | TED | لكن النوع الآخر من جسور البحور الطويلة التي تستخدم مبدأ الشد هي الجسور المدعومة بالكوابل، ونحن نرى الكثير منها. |
| Fakat Roebling'in modeli ayrıca gergi askılı köprülerden de yararlandı. | TED | لكن تصميم روبيلينغ استُوحي أيضًا من الجسور المثبتة بالكابلات |
| Düşmanın genelde gelişigüzel yaptığı köprülerden değil. | Open Subtitles | وليس مثل الجسور المؤقتة الذى أعتاد أن يبنيها العدو فى آن واحد |
| İtalya'da bu köprülerden bir sürü olan bir kasaba var. | Open Subtitles | هناك مدينة في ايطاليا بها العديد من هذه الجسور |
| Tarlalardan, köprülerden, yılışık insanlardan, anılardan uzakta | Open Subtitles | بعيداً عن المراعي والجسور والناسالمعروفينلناجداً.. وعن الذكريات المؤلمة جداً |
| Yalancı köprülerden birinden geçecek, hırsız bir diğerinden. | Open Subtitles | شخص كاذب سيعبر أحد الجسور وشخص سارق سيعبر الجسر الآخر. |
| Açılıp kapanan köprülerden nefret eder, onlardan biriyle karşılaşmamak için yolunu millerce uzatabilir. | Open Subtitles | يكره الجسور المتحركة يذهب الأميال خارج طريقه لتفادي واحد |
| Bu senin demir adamının yaptığı köprülerden biri değil. | Open Subtitles | إنها ليست إحدى الجسور التي ييبنيها رجلك الحديدي. |
| Bana köprülerden atlayan ve kendilerini asan çocukların resimlerini gösterdi. | Open Subtitles | لقد أرتني كل تلك القصص في الانترنت عن أولاد قفزوا من الجسور و شنقوا انفسهم |
| Üstü kapalı köprülerden biri. | Open Subtitles | أحد الجسور المسقوفة هنا في المنطقة |
| (Kahkahalar) O adamlar, sürekli köprülerden ve bilgisayarlardan bahsederler. | TED | (ضحك) هؤلاء الرجال الذين يتكلمون عن الجسور و الحاسبات |
| Dünyadaki en kalabalık şehirlerden biri ve dünyadaki en sofistike toplu taşım sistemlerinden birine sahip olan New York şehrinde bile, hâlâ her gün o köprülerden 2,5 milyon araba gidiyor. | TED | و حتى في مدينة مثل مدينة نيويورك ، واحدة من أكثر المدن اكتظاظا بالسكان في العالم وواحدة من أنظمة النقل الجماعي الأكثر تطورا في العالم لا يزال هناك 2.5 مليون سيارة تعبر تلك الجسور كل يوم . |
| Alman birlikleri Ren 7 Mart 1936'nın şafak vakti köprülerden geçmeye başladılar. | Open Subtitles | ( سارت القوات على طول الجسور وادى ( الراين الممتده على نهر ( الدون ) فى السابع من مارس 1936 |
| Sen köprülerden atlamayı seversin. | Open Subtitles | انت تحب القفز من الجسور. |
| Bu orjinal köprülerden biri. | Open Subtitles | هذا أحد الجسور الأصلية. |
| Alaska'ya gittiğimizde, ...sadece sayısı çift olan otoyolları kullandık ve bütün tehlikeli köprülerden kaçındık. | Open Subtitles | (عندما رحلت عبر (الأسكا سلكت الطرق ذات الأرقام الزوجية فقط و تفاديت كل الجسور المعلقة |
| - Evet. köprülerden hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أحبِّذ الجسور. |
| köprülerden birinin altında. | Open Subtitles | أنا أعتقد تحدت أحد الجسور |
| Her gece, gözlerimi kapatıp kendimi bir faytonda hayal eder bulvarlar boyunca ilerleyip köprülerden geçerken koşuşturan insanları seyre dalardım. | Open Subtitles | كل ليلة كنت اغمض عيني وأتصور الحصون والجسور متخيلة نفسي امشي |