Neredeyse, doğası gereği bu, insan tarihinde gerçekleşen en kötü şey. | TED | تقريباً بالتعريف، هذا أسوأ شيء يمكن أن يحصل في تاريخ البشرية. |
Bilim adına olabilecek en kötü şey sistemin en önemli şey olmaya başlamasıdır. | Open Subtitles | أسوأ شيء ممكن حدوثه بإسم العلم .. هو عندما يكون النظام مهماً جدا |
Çok fazla kötü şey gördüm. Ama geleceğimi hiç göremedim. | Open Subtitles | ورأيت الكثير من الأشياء السيئة ولكن لم أرَ المستقبل أبداً |
Bree ile evlenmek başına gelen en kötü şey olabilirdi. | Open Subtitles | الزواج ببري كان سيكون أسوء شيء سيحصل له على الاطلاق |
Afrika'yla ilgili duyduğunuz en kötü şey nedir? | TED | ما هو أسوأ شئ إطلاقاً سمعتموه عن أفريقيا؟ |
Sana olabilecek en kötü şey sana "EVET" demesi olur. | Open Subtitles | أسوأ شيء يمكن أن يحدث لك هو أن تقول نعم. |
Tatlım... bu... yaptığın en kötü şey ise dünyanın en mutlu adamıyım. | Open Subtitles | عزيزتي، لو كان هذا أسوأ شيء قد فعلتِه، فإنّي رجل سعيد للغاية. |
Bu elbiseyi üstümdeyken, hakkımda söyleyebilecekleri en kötü şey ne olabilir? | Open Subtitles | ما أسوأ شيء يمكنك أن يقولوه عني وأنا أرتدي هذا الفستان؟ |
Keşke o gece yaptığım en kötü şey bu olsaydı. | Open Subtitles | إلا إذا كان ذلك أسوأ شيء فعلته في تلك الليلة. |
Çevreye karşı yapabileceğiniz en kötü şey hakkında bir film yapmak. | Open Subtitles | أسوأ شيء يمكنك القيام به للبيئة هو تقديم فيلم عن ذلك. |
Bugüne kadar yaptığım en kötü şey: | Open Subtitles | لكن أسوأ شيء عملته ، صنعت خليطا لأتقيأ تقيأ مزيفا في البيت |
Dışarıda başına çok fazla kötü şey gelebilir. | Open Subtitles | في الخارج هنا الكثير من الأشياء السيئة التي قد تحدث له. |
Hayatımda bir sürü kötü şey yaptım, ama çocuğumun bana ihtiyacı var. | Open Subtitles | لقد فعلت كثيرا من الأشياء السيئة في حياتي قبل أن أدرك متعة الأبوة أشياء فظيعة كثيرة جدا جدا |
Hem olabilecek en kötü şey yetkili birinin seni kınaması olur. | Open Subtitles | لا تفعلي و أسوء شيء سيحصل شخص لديه النفوذ سيلغي كفاءتك |
Ama sonra bir boksörün başına gelebilecek en kötü şey oldu. | Open Subtitles | أسوأ شئ حدث لك و هو أسوأ شئ ممكن أن يحدث لأى ملاكم |
Dünyadaki en kötü şey, yaşadığın anın... daha önceden belirlendiğini bilmektir, bu ikinci... üçüncü defalar olabilir, ya da her neyse. | Open Subtitles | أسوأ ما في الوجود أن تعلم أن ما اختبرته هو شيء معروف وأنك أتيت ثانياً أو حتى ثالثاً وهل تشعر كأنك |
Annem, onun hakkında tek kötü şey söylemedi. Ama, ben, onu hiç affedemedim. | Open Subtitles | لم تقل أمي شيء سيء عن ذلك الشخص, لكنني لم أستطع أن أسامحه. |
Birçok kötü şey yaptığını söylüyorlar. Kimisi doğru, kimisi değil. | Open Subtitles | واليوم يقولون أنه فعل أشياء سيئة بعض مما قالوه حقيقة والآخر خطأ |
Telafi etmeye çalıştığım o kadar çok kötü şey yaptım ki. | Open Subtitles | بالإضافه انه لدي العديد من الأمور السيئة التي احاول جاهداً ان اعوض عنها |
Yaşlılık bir insanın başına gelebilecek en kötü şey değil. | Open Subtitles | التقدم في العمر ليس اسوأ شيء يمكن أن يحدث للشخص |
Başlarına gelebilecek en kötü şey bu mu sence? | Open Subtitles | تَعتقدُ ذلك الشيء الأسوأ الذي هَلْ يُمْكِنُ أَنْ يَحْدثَ؟ |
Çünkü bu kötü şey kötü bir zamanda geldi. | Open Subtitles | لأن هذه الاشياء السيئة تأتي في الأوقات السيئة |
Eğer bugün başıma gelen en kötü şey buysa, kârlıyım demektir. | Open Subtitles | لو ان اسوء شيء حصل هو ما حصل اليوم فانا اقبل |
Pek çok kötü şey. | Open Subtitles | بأشياء سيئة كثيرة |
Annem bir keresinde bana "Hiçbir kötü şey sonsuza dek sürmez." demişti. | Open Subtitles | قالت لي أمي ذات مرة ... لا يوجد شيئ سيئ يبقى للأبد |
Bu yıldönümümüzde olabilecek en kötü şey. | Open Subtitles | صديقي السابق ريتشارد انه اسوأ شئ يمكن ان يحدث في ذكرانا السنوية علي الاطلاق |