| En kötü yanı, davaya bakmak olacak, savcı karşıma Tommy Breene'i getirecek. | Open Subtitles | أسوأ جزء هو جَعْل قضيتهم أمام الادعاء, فرصة وضعت لتومي براين للوقوف |
| En kötü yanı, gerçekten, orda oturmak zorundayım incinmiş insanlarla... kötü. | Open Subtitles | و أسوأ جزء, بصدق أنه على أن أجلس هنا مع أناس, مجروحين.. |
| Tek kötü yanı ise Nohutlar hakkında uzmanlaşmanız gerekebilir. | Open Subtitles | الجانب السلبي الوحيد هو أنه عليك أن تكون خبيرا في البازيلاء |
| herşeyin kendi kontrolünde olmasına ısrar etmenin kötü yanı ise, ... işler iyi gitmediği zaman, insanların, bunun sizin planınız olduğunu düşünmesidir. | Open Subtitles | الجانب السلبي من الإصرار على السيطرة على كل شيء هو عندما تحدث أشياء سيئة، بعضهم يميلون بالإعتقاد بأنها كانت جزء من الخطة |
| Evet, fakat en kötü yanı hiç arkadan demedi. | Open Subtitles | ولكن أسوء جزء كان إنه لم يتصل مجدداً |
| En kötü yanı da, her ne yapıyorsa işe yarıyor. | Open Subtitles | ..أسوأ ما فى الأمر أيّ ما كانت تفعله، فهو ينجح |
| - Ve işin en kötü yanı, seks yapamıyorum! | Open Subtitles | والجزء الأسوأ في ذلك, أنه لا يمكنني الجماع |
| Hayaletleri görmenin en kötü yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما هو أسوء شيء في رؤية الأشباح ؟ |
| Birinin seni terk etmesinin en kötü yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين أسوأ مافي الأمر حين يهجرك أحد |
| En kötü yanı ne zaman biteceğini bilmemek ve... mektup açarken güvende hissetmemekti. | Open Subtitles | اسوء جزء كان عدم معرفة متى سينتهي الامر و الشعور بالأمان بفتح البريد مجددا |
| Başkan olmanın en kötü yanı bu. | Open Subtitles | أُقسمُ، ان هذا أسوأ جزء في كونيَ رئيسَ بلدية |
| Ama cehennemin en kötü yanı yaşadığın şey değildi. | Open Subtitles | لكنّ أسوأ جزء بالجحيم ليس ما يكابده المرء |
| Mafya olmanın en kötü yanı kendi türünden gelen öldürme tehditleriydi. | Open Subtitles | أسوأ جزء من تهديد العصابات هو قتلك من جماعتك |
| Ama cehennemin en kötü yanı yaşadığın şey değildi. | Open Subtitles | لكنّ أسوأ جزء بالجحيم ليس ما يكابده المرء |
| Bu işin en kötü yanı önceleri endişelenmen gerektiğini bilmediğin şeyleri öğrenmek. | Open Subtitles | أسوأ جزء بهذه الوظيفة أنها تخبرك بأمور لم يكن عليك القلق بشأنها قبلاً |
| Evet, kötü yanı da o ya. İlk seferi hala ağlıyordu. | Open Subtitles | ,حسنا, أجل, لقد كان ذلك هو الجانب السلبي فقط لقد ظلت تبكي قليلا في اللعقة الأولى |
| O tür bir ahlaki davranışta bulunmanın kötü yanı senin kaybedeceğin çok daha fazla şeyinin olması. | Open Subtitles | الجانب السلبي في اتخاذ تلك المعايير الأخلاقية المرتفعة هو أنك عرضة لفقدان الكثير. |
| Bu da küçük kasabada yaşamanın kötü yanı. | Open Subtitles | و هذا الجانب السلبي للحياة في هذه المدينة الصغيرة |
| En kötü yanı da, fotokopi çekmeyi seviyorum. | Open Subtitles | و أسوء جزء هو أني أحب القيام بالنسخ. |
| Herneyse, en kötü yanı, ona ne kadar üzgün olduğumu söyleyemedim. | Open Subtitles | أسوء جزء أني لم أخبره بمدى أسفي |
| En kötü yanı da başına ne geldiğini bilmemek. | Open Subtitles | أسوء جزء عدم معرفتنا لما حدث لها |
| Yoldayken arabanızın bozulmasının en kötü yanı... ..bir erkek olduğunuz için, arabadan inip ne yaptığınızı biliyor gibi davranmak zorunda olmanızdır. | Open Subtitles | أسوأ ما في تعطّل سيارة الرجل في الطريق، هو أن عليك الخروج، والتظاهر بأنك تعي ما تفعل. |
| En kötü yanı ise, her hastalandığımda, bir düzine insanın beni yargılamasını dinlemek zorunda kalışım. | Open Subtitles | أسوأ ما في الأمر هو أنّني كلّما مرضت توجّب عليّ الاستماعُ إلى عشراتٍ ممن يحكمونَ عليّ |
| Hapise girmenin en kötü yanı ne biliyor musunuz ? | Open Subtitles | أتعلميــن مــاهو أسوء شيء أكثر من ذهابكِ للسجن ؟ |
| Ama çocuk sahibi olduktan sonra işin en kötü yanı haline geldi. | Open Subtitles | و لكن منذ ان اصبح لدينا اطفال اصبح ذلك اسوء جزء من الوظيفه |