İlk okullara gitmiştim ve Türkiyedeki küçük çocukları gözlemleme şansı bulmuştum. | TED | ذهبت إلى العديد من المدارس الابتدائية، وهو ما أعطاني الفرصة لأراقب الأطفال الصغار في تركيا. |
Şimdiyse küçük çocukları yanımıza alıyoruz ama hepsini aynı şekilde seviyoruz. | Open Subtitles | الآن نحن نتبنى الأطفال الصغار. لكننا نحبهم بالتساوي. |
Beni düzelttiler, öyle ki, acayip davranmadım ve küçük çocukları korkutmadım. | Open Subtitles | قاموا بمعالجتي في الخارج و عندها فقط توقفت عن التصرف بغرابة و عن اخافة الأطفال الصغار |
küçük çocukları vardı, cezaları Amerika ve Dünya çapında protestolara neden oldu. | Open Subtitles | كان ورائهما أطفال صغار وأشعل مصيرهما احتجاجات في أمريكا وحول العالم |
Söyler misin, senin gibi bir adam neden küçük çocukları korkutuyor? | Open Subtitles | كم رجل كبير مثلك يقوم بتخويف الأولاد الصغار عن قدوم الهنود؟ |
Tüm küçük çocukları böyle yıldırıyor... ..ve dondurma paralarını ellerinden alıyordu. | Open Subtitles | أرعبت كل الفتيان الصغار وحصلت على كامل نقود المثلجات خاصتهم |
Hepiniz biliyorsunuz, hayatınızı küçük çocukları okşayarak harcandınız. | Open Subtitles | لكلّ تعرف، صرفت حياتك التي تلاطف أولاد صغار. |
Çikolata kardan adam yermiş bu küçük çocukları. | Open Subtitles | رجل الشيكولاتة الثلجي يأكل الأطفال الصغار |
Ben Logan Cale birliğine katılmıyorum, dul kadınları savunmak, küçük çocukları ve kayıp hayvanları bulma işinde yokum. | Open Subtitles | للدفاع عن الأرامل الأطفال الصغار ، والحيوانات المفقودة |
Şu işe bak. Hem küçük çocukları hem de küçük canavarları korkutabiliyorum. | Open Subtitles | أتعلم، إنها تخيف الأطفال الصغار والوحوش الصغار |
Hem küçük çocukları hem küçük canavarları korkutuyor. | Open Subtitles | أتعلم، إنها تخيف الأطفال الصغار والوحوش الصغار |
küçük çocukları severler. Benim gibi büyükleri değil. | Open Subtitles | إنهم يحبون الأطفال الصغار وليس الكبار مثلي |
küçük çocukları doğramakla meşguldür. | Open Subtitles | محال,إنه مشغول جداً بتقطيع الأطفال الصغار |
Tang hanedanlığı zamanında acemi asker olarak küçük çocukları kaçırıp beyinlerini yıkamaya başladılar. | Open Subtitles | خلال عهد أسرة تانغ شرعوا في خطف وغسل أدمغة الأطفال الصغار والجدد |
küçük çocukları olan aileler, hayatının baharındaki gençler... | Open Subtitles | آباء ذوي أطفال صغار ومراهقين لتوهم بدأوا حياتهم |
İyi adamlardı. küçük çocukları olan iyi aile babalarıydı. | Open Subtitles | رجلان صالحان، لديهما عائلتين مع أطفال صغار. |
Kardeşlerimin küçük çocukları var bu yüzden restoran işine ben yardım ediyorum. | Open Subtitles | أختي وأخي لديهم أطفال صغار, لذا أساعدهم بالمطعم |
Bazı adamların küçük çocukları kullandığını duymuştum ve o adamın da beni kullanacağından korktum. | Open Subtitles | خشيتُ أن يستعملي الرجل في الأغراض التي سمعتُ عنها بان هناك بعض الرجال يستغلون الأولاد الصغار |
küçük çocukları ısıran biri var mıydı? | Open Subtitles | شخص ما يقيد الأولاد الصغار بواسطة أسنانه ؟ |
küçük çocukları etraftan kapıp duran hayvan sensin. | Open Subtitles | و أنت كنت الحيوان الذي ينتزع الأولاد الصغار |
küçük çocukları köpek yavrularının kuyruklarını ve büyük, şişman salyangozları yer. | Open Subtitles | إنه يأكل الفتيان الصغار وذيول كلاب الجرو والحلزونات السمينة الكبيرة |
Kim küçük çocukları korkutmak ister ki? | Open Subtitles | لماذا يريد أحدهم ان يخيف أولاد صغار ؟ |
Bütün bu şey 6 yıl önce başladı... ve sanmayın ki küçük çocukları izliyoruz. | Open Subtitles | ونراقب فتى صغيراً بدأ الأمر كله قبل حوالي 6 أعوام ولا أقصد مراقبتنا للأطفال الصغار |
küçük çocukları rahibin yatak odasına götürürken gördü. | Open Subtitles | يأخذ الاطفال الصغار إلى غرفة نوم القسيس, حسناً؟ |
Ve sonra, aç kaplan sinir bozucu küçük çocukları yemiş! | Open Subtitles | وهنا يأكل النمر الجائع الأطفال الأشقياء |
Vietnam'a gittim, orada bana kadınları ve küçük çocukları öldürmeyi öğrettiler. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى فييتنام حيثُ علموني كيف أقتل النساء و الأطفال الصِغار |