| Eylemlerini daha dramatik kılmak için bu videodan bazı kareleri çıkardılar. | TED | لقد أزالوا لقطات من هذا الفيديو لجعل تصرفاته تبدو أكثر عدوانية. |
| Renk, koku, nektar ve şekil hepsi çiçeği çekici kılmak içindir. | Open Subtitles | اللون ، الرائحة ، الرحيق والشكل جميعها لجعل الزهرة لا تُقاوم |
| çok daha fazla toplantıyı güvenli kılmak için Bu kodu birileri kullanırsa çok mutlu olacağım. | TED | سأكون ممتناً إذا قام شخص باستخدام الشفرة لجعل العديد من التجمعات أكثر أماناً. |
| Bırakın namaz kılalım! Namaz kılmak istiyoruz! | Open Subtitles | دعونا نصلي نريد أن نصلي |
| Dünyanın en büyük beyinleri insanoğlunu özgür kılmak için oradadır. | Open Subtitles | العقول الكبيرة يأتون من كلّ مكان تتجمع معاً فى مكان واحد مقدّس لمساعدة البشرية |
| Tek sorunumuz geçersiz kılmak için hiçbir dayanağımız yok. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة ليس لدينا اي اسباب لابطال الدعوة |
| Seni güçlü kılmak için sana hayatımı verdim. | Open Subtitles | أعطيتُك حياتي الكاملة لجَعْلك قويةِ... |
| ancak yine de, bunu canlı kılmak için nedense insan faktörünü eklemelisiniz. | TED | مرة أخرى، لنجعلها حيّة تحتاج، بطريقة ما، لاضافة العنصر الانساني. |
| Kendime söylediğim yalanı daha inandırıcı kılmak için seni biraz adama benzeteceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بإصلاحك إلى ما يشبة الرجٌل. كي أقُوم بالكذب يجب أن أقنع نفسي أكثر. |
| Ama bunu bir ideoloji olarak görerek, savaşı kaçınılmaz yapmak yerine barışı mümkün kılmak için yollar arayacak kadar akıllı olabiliriz. | TED | لكن عوض جعل الحرب حتميّة من خلال النظر على الأمر أنّ إيديولوجيّ، علينا أن نبحث عن طرق لجعل السلام ممكنا. |
| Nikahınızı kutsal kılmak için kendimi nasıl yorduğumu görüyorsunuz. | Open Subtitles | هل رأيتما كيف أجهدت نفسي لجعل حفل زفافكم مقدس. |
| Phoebe'ye evi yaşanamaz ve sıkışık kılmak için her ne gerekiyorsa. | Open Subtitles | كل ما يتطلبه الأمر لجعل لفيبي الصفحة الرئيسية تشعر ضيقة وغير صالح للعيش. |
| Şirinin zavallı arkadaşımı mutlu kılmak için her şeyi yapacağını umalım. | Open Subtitles | حسنا ، من المؤمل أن تقوم الجميلة بما تستطيع لجعل صاحبي المسكين سعيدا. |
| Gerçek kılmak için bir kağıt parçasına ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لسنا في حاجة لقطعة ورق لجعل علاقتنا حقيقيّة |
| Bu geceyi özel kılmak için çok zaman ve çaba harcadım. | Open Subtitles | كرّست وقتاً وجهداً كبيرين لجعل هذه الليلة مميزة |
| Çok teşekkürler sana, tüm bu yaptığın işler adına, hem de tek başına, bu şöleni mümkün kılmak için. | Open Subtitles | شكرا لكل العمل الشاق الذي انجزته وكله بمفردك لجعل هذا الحدث ممكنا |
| Eğer paramızı zamanında ödemezseniz avukatlarımız kontratı geçersiz kılmak için mahkemeye başvurmak zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | إذا لم نحصل على مالنا في الوقت المناسب سيصدر محامينا تعليماته للمحكمة لجعل عقدك لاغيا وباطلا |
| Namaz kılmak istiyoruz! Namaz kılmak istiyoruz! | Open Subtitles | نريد أن نصلي، نريد أن نصلي |
| Namaz kılmak istiyoruz! Namaz kılmak istiyoruz! | Open Subtitles | "نريد أن نصلي، نريد أن نصلي" |
| Namaz kılmak istiyoruz! Namaz kılmak istiyoruz! | Open Subtitles | "دعونا نصلي، نريد أن نصلي" |
| Tüm ülkelerin en büyük beyinleri insanlığı özgür kılmak için, bu kutsal yerde buluşmuş. | Open Subtitles | العقول الكبيرة يأتون من كلّ مكان تتجمع معاً فى مكان واحد مقدّس لمساعدة البشرية |
| Davayı geçersiz kılmak için dayanak gerekli. | Open Subtitles | انا فقط ابحث عن سبب لابطال الدعوى |
| Seni güçlü kılmak için hayatımı verdim... ve defolup gitmeni istiyorum! | Open Subtitles | أعطيتُك حياتي الكاملة لجَعْلك قويةِ... وأنا أُريدُك خارج! |
| Var oluşumuzu anlaşılır kılmak için bazı şeyleri kodlayarak insansı hale getirmişizdir. | Open Subtitles | نحن نُصوغ حياتنا لنجعلها بمستوى الجنس البشري لنجعلها قابلة للاستيعاب |
| Kendime söylediğim yalanı daha inandırıcı kılmak için seni biraz adama benzeteceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بإصلاحك إلى ما يشبة الرجٌل. كي أقُوم بالكذب يجب أن أقنع نفسي أكثر. |