Eğer şehvetle baktığınız kişinin gerçekte oğlunuzun ya da kızınızın, annenizin ya da babanızın kılık değiştirmiş halleri olduğunu keşfederseniz yine iş değişir. | TED | سوف تشعر بصورة مختلفة عندما تكتشف ان الشخص الذي تشعر بالرغبة تجاهه هو صورة معدلة عن ابنك او ابنتك او والدك او والدتك |
Tüm adamlarım gibi, kızınızın iniş yolunu bulmasına dua ediyorum. | Open Subtitles | وأتضرّع وكافّة رجالي داعين أن تهتدي ابنتك لسبيلها إلى لأسفل. |
Ama sormam lazım, bu masaya oturtunuz ve bu insanlara aile diyorsunuz ama kızınızın Lena ile evlenme hakkı olduğunu düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | ولكن عليا أن اسألك بجلوسك على هذه المائدة ومنادتك لهم بعائلة ولكنك لا تعتقد أن ابنتك ليس لديها الحق في الزواج بلينا؟ |
Ya yanlış biliyorlardı ya da kaçıranlar onu uyuşturduklarında kızınızın saçını boyamış. | Open Subtitles | إما أنهم كانوا مخطئين أو أن الخاطفون صبغوا شعر إبنتك عندما خدروها |
Yani kızınızın odasındaki resmin, gerçekten çekildiği yer, dönme dolaptı, değil mi? | Open Subtitles | إذاً فالصورة في غرفة نوم ابنتكِ الموقع الصحيح المصوّر كان مدينة ألعاب ، صحيح؟ |
Efendim, bu genç kızınızın arabasını kullanıyordu. | Open Subtitles | مساء الخير , سيدى مساء الخير لقد أوقفنا هذا الشاب و هو يقود سيارة أبنتك |
Yapımcılarımız kızınızın sitesindeki materyalin, fotoğrafların kanalımız tarafından sağlıksız bulunabileceği görüşündeler. | Open Subtitles | منتجونا اعتبروا تلك الصور الموجودة في موقع ابنتك مضرّة بشبكتنا .. |
kızınızın aşkını kazanırsam, karım olduğunda ne çeyiz getirecek yanında? | Open Subtitles | وأنا ، يا سيدي ، لو أحصل على ابنتك الحب ، ما المهر يكون لدي معها كزوجة؟ |
Bu, kızınızın nişan töreni bile olabilirdi. | Open Subtitles | لم تكوني لتجعليها أجمل من ذلك حتى ولو كانت من أجل ابنتك |
Ama kızınızın kalbini kazanmak için tekrar yapmaktan çekinmem. | Open Subtitles | لكنّي قد أفعل ذلك مجدّداً لأفوز بقلب ابنتك |
Ama 8 yaşında biri için çok iyi. İşe karışan bir baba kokusu alıyorum. Bay Simpson, kızınızın yazısıyla ilgili birkaç soru sormak istiyorum. | Open Subtitles | جيد قليلا لعمر ثمان سنوات سيد سيمبسون, اود ان اسائلك بعض الاسئلة عن مقال ابنتك |
Mösyö Gentileschi, şu an kadar tüm kanıtladığınız... kızınızın bir yalancı olduğudur. | Open Subtitles | السيد جنتلتشي؛ كل ما تم أثباته الآن هو أن ابنتك كذابة |
Lee asla kızınızın hayatını tehlikeye atacak bir şey yapmazdı. | Open Subtitles | لي لَم يفعل أي شئ يعرض حياةَ ابنتك للخطر |
Lee kızınızın hayatını asla tehlikeye atmazdı. | Open Subtitles | لي لَم يفعل أي شئ يعرض حياةَ ابنتك للخطر |
Belki de Çocuk Esirgeme Kurumu kızınızın neden hiç okula gitmediğini öğrenmek ister. | Open Subtitles | ربما خدمات الأطفال سيكونون مهتمين بواقع أن إبنتك لا ترتاد المدرسة على الإطلاق |
kızınızın kızıI hastalığı yüzünden öldüğünü söylemiştiniz. | Open Subtitles | لم تكن إبنتك بوليت قد ماتت إثر حمى قرمزيه .. هل ماتت بذلك ؟ |
Sonra kızınızın yukarıda, yatak odasında uyuduğunu görmüş. | Open Subtitles | ثم وجد إبنتك في الأعلى تغط في نوم عميق بغرفة النوم |
Kapıyı açmazsanız kızınızın gözlerini teker teker oyacağım. | Open Subtitles | إن لم تفتحي الباب سأقطع عيني ابنتكِ واحدةً تلو الأخرى |
Şimdi kızınızın hafta sonu ya da herhangi bir zamanki faaliyetlerinden söz ederseniz çok yardımcı olursunuz. | Open Subtitles | الآن أية شيء يمكنك أن تخبرنا به؟ عن أية نشاطات أبنتك خلال الأسبوع أو فى أية وقت ،أية شيء على الاطلاق سيساعدنا |
Üzgünüm ancak size kızınızın uyuşturucu sorunları hakkında sorular sormalıyım. | Open Subtitles | و لكنني أريد أن أسألكم عن مشكلات ابنتكم مع المخدرات |
Olan tüm şeylerden sonra kızınızın insan olmama riskini alamayız. | Open Subtitles | بعد كل ماحدث ليس بوسعنا المجازفة بكون إبنتكِ ليست بشراً |
kızınızın parmak iziyle dolu, içi kesilip boşaltılmış bir kitapta. | Open Subtitles | في داخل كتاب مُجوّف وبصمات ابنتكما عليه. |
kızınızın Hong Kong'da olduğunu ya da yolunun buraya düşmüş olma ihtimali var. | Open Subtitles | توجد فرصه جيده لإبنتك اما ان تكون فى هونج كونج او فى طريقها الى هنا |
Şunu söylemek istiyorum. kızınızın durumu iyi. | Open Subtitles | أنا فقط أريد إخبارك بأنّ بنتك الصغيرة بخير. |
Bayan, kızınızın uçağa bindiğine dair elimizde hiç bir kayıt yok. | Open Subtitles | يا سيدتي نحن ليس عندنا اي تسجيل لابنتك على متن الطائرة |
kızınızın yazdığı bir makale bir adamın blogunda yer almış. | Open Subtitles | قامت ابنتكَ بكتابتها حول بعض مدونات رجال. |
Ne yazık ki ameliyat sırasında kızınızın yaralarının düşündüğümüzden kötü olduğunu fark ettik. | Open Subtitles | للأسف , خلال العمليّة الجراحيّة إكتشفنا أن جِراح إبنتكما أكثر كارثيّة ممّا تصوّرنا |
Dük artık hiç ilgi göstermeyecektir, evlilik için kızınızın elini tutmaya. | Open Subtitles | الدوق سَوْفَ لَنْ يُهتَمُّ بطلب يَدّ بنتكَ في الزواجِ. اتمنى لكم يوم جيد. |
- İstasyona sizin adınız verilmedi efendim. kızınızın adı verildi. | Open Subtitles | المركز ليس مسمّى تيمّناً بك يا سيّدي وإنّما تيمّناً بابنتك |
Bayan Summers, kızınızın başına gelen şeyin boyutlarını anlamak zorundasınız. | Open Subtitles | السيدة سامرز يجب أن تفهمي خطورة ما حدث لأبنتك |