| Evet ama annen bir yetişkindi ve hayvanlara kötü davrandıkları için çiftçilere kızgındı. | Open Subtitles | نعم، لكن كانت أمّكِ بالغة، وكانت غاضبة من المُزارعين بسبب طريقة مُعاملتهم للحيوانات. |
| 10 yıl kadar önce boşandığımızda çok kızgındı. | Open Subtitles | عندما إنفصلنا، منذ عقد مضى كانت غاضبة للغاية |
| Geride bubi tuzağını bıraktı, çünkü bu konuda kızgındı. | Open Subtitles | وترك القنبلة المفخخة لأنه كان غاضب بشأن تركه للمدينة |
| Aldığı turtaların kalitesi konusunda çok ama çok kızgındı. | Open Subtitles | غاضب جدا بسبب جودة الفطائر التي كان يتلقاها |
| Dr.Genç Martin Luther King suikastte uğradığı zaman, o gün cemaate herkes kızgındı. | TED | عندما اغتيل دوكتور مارتن لوثر كينغ, ذلك اليوم ,كان كل فرد في المجموعة غاضبا |
| Aldatanlar sitesine onu bildirdiğim için hala bana kızgındı. | Open Subtitles | كانت لا تزال غاضبة في وجهي لنشر لها على الانترنت ان الغشاش. |
| Robin bana benim bir kızım arkadaşım yok olayını abarttığımdan beri çok kızgındı. | Open Subtitles | روبن كانت غاضبة مني منذوا الليلة التي بالغت فيها بعض الشيء بأنني لا املك صديقة |
| Robin bana benim bir kızım arkadaşım yok olayını abarttığımdan beri çok kızgındı. | Open Subtitles | روبن كانت غاضبة مني منذوا الليلة التي بالغت فيها بعض الشيء بأنني لا املك صديقة |
| Hastanede o kadar kızgındı ki bana bakamıyordu bile. | Open Subtitles | في المستشفى، كانت غاضبة جداً حتّى أنّها لم تنظر إلي |
| Sesleri çok kızgındı, verdiği bir çeşit sözü bozmuş gibi. | Open Subtitles | حسناً ، لقد بدت غاضبة كما أنّها قد كسر نوعاً ما من الوعود |
| Cytron patlamasını üstüme yıkan kişi beni kurtardığı için Huck'a kızgındı ve başkana düzenlenen suikastı da onun üstüne yıktı. | Open Subtitles | أظن أنه أياً كان من أراد إلصاق تهمة التفجير بي فهو غاضب لأن هاك أنقذني، فألصقوا به تهمة محاولة اغتيال الرئيس. |
| Ne yaptığımı söyleyemem ama babam kızgındı, annem ağlıyordu ve tokadı yemiştim. | Open Subtitles | القصه كبيرة نوعا ما لكن الخلاصة هى .. والد غاضب و أم باكية و احدهم صُفع .. |
| İnsanlar çok kızgındı, ve bence şunu anlamak çok önemli ki: | Open Subtitles | الجمهور كان غاضب بشدة، وأنا أعتقد أنه من الضروري إدراك |
| İlgilenmediğim için hala kızgındı... | Open Subtitles | كان ما يزال غاضب عليّ لعدم دخولي بذلك المجال... |
| Rab bana kızgındı çünkü ona savaşta itaatsizlik ettim. | Open Subtitles | كان الله غاضبا عليّ لأننى عصيته عند النزاع على المياه |
| Rab bana kızgındı çünkü ona savaşta itaatsizlik ettim. | Open Subtitles | كان الله غاضبا عليّ لأننى عصيته عند النزاع على المياه |
| Kız da bayağı kızgındı. | Open Subtitles | لكنها كانت مستاءة جدا من شيء ما |
| Çok kızgındı Clark, ama onu tanırım. Ve bunu asla yapamaz. | Open Subtitles | كان غاضباً كلارك ولكني أعرفه يستحيل أن يفعلها |
| Kardeşi öldü, ancak atletlerin cenazesine gitmedi, çünkü insanlar teröristlerle pazarlık etmedi diye ona kızgındı. | Open Subtitles | اختها ماتت و لكني اعتقد بانها لم تكن تريد الذهاب الى دورة الالعاب الاولمبية لانه هناك اناس غاضبون منها |
| kızgındı çünkü ona buraya geleceğimi söylemedim. Hiç mi? | Open Subtitles | انها غاضبه لانني لم اخبرها انني قادم الى هنا |
| Bizimkiler hala çok kızgındı, bu yüzden hafta sonu için bizi büyükbabamın huzurevine bıraktılar. | Open Subtitles | والدينا كانوا غاضبين جدا منا لذلك كان يتوجب علينا قضاء الاسبوع في وكالة ومجتمع جدي الممل للمتقاعدين |
| Arttırılmış su istihkakı konusunda herkes kızgındı. | Open Subtitles | الجميع مُحبط وغاضب بسبب حصص المياه المُستقبلية |
| Yüce Tanrı Enlil kızgındı, çünkü tapınaklarından biri yok edilmişti. | Open Subtitles | (إنليل)، الإله الأكبر كان غاضبًا لأن أحد معابده قد تدمر |
| Kötü muamele görmüştü, kızgındı ve... | Open Subtitles | فقد شعر أنه تمت معاملته بسوء, وكان غاضباً بشأن الأمر و... |