"Your Body is a Wonderland"i kaçırmak böyle bir şey işte. | Open Subtitles | فقط قم بالتبرز على وجهي , لأن تفويت الأغنية يعادل ذلك |
Çok tatlısın ama torunumla geçirebileceğim hiçbir an'ı kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | هذا لطيف, ولكن لا أريد تفويت لحظة من حياة حفيدتي |
Bu benim not alma stilim. Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | إنها نسختي من محمولي لا أريد أن أفوت أي شيء |
Muhteşem, ama acele et Blackadder, gece yarısındaki büyük eğlenceyi kaçırmak istemezsin. | Open Subtitles | رائع، لكن أسرع بلاكادر، لا نريد أن تفوت علينا حفلة الرقص الليلة. |
Sıkı korunan bir binadan 9 kişiyi kaçırmak için ne kadar şeytani bir yol! | Open Subtitles | ما هي طريقة ذكية بوحشية على اختطاف تسعة رجال من مبنى يخضع لحراسة مشددة. |
Bence yarına kadar beklemek istemezsin çünkü kızlarını kaçırmak üzere. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك تريد الانتظار للغد لانها تحاول خطف أطفالك |
Huzuru bozmaktan dolayı suçlanıyorsun bir kadını zorla kaçırmak ve Kral'ın muhafızlarına direnmek. | Open Subtitles | أنت متهم بـ تعكير صفو السلام إختطاف إمرأة |
Çok can sıkıcı ama hiçbir şey kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنه الملل الأعظم بالطبع لكن لا أريد أن يفوتني شيئا ً |
Güreş randevusunun tümünü kaçırmak! | Open Subtitles | سيكون هذا مؤلماً ؟ تفويت أجتماع المصارعة كله ؟ |
Beni bilgilendir. İyi şeyleri kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | فلتسجّلني في كل شيء لأني لا أريد تفويت الأشياء الرائعة |
Hayır gitmeliyim, treni kaçırmak istemem. | Open Subtitles | كلاّ، يجب عليّ الذهاب لا أريد تفويت قطاري |
Ama bunu kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكنى لن أفوت فرصة رؤيته وهو ينضج مقابل العالم |
Hayır, yiyebildiğin kadar ye şnitzel barını kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا .. لا أريد أن أفوت بوفيه مكسرات كل ما تستطيع أكله |
Bunun seni çok şaşırtabileceğini biliyorum ama, belki de dersi kaçırmak istememiştir. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ربما صدمك لكن ربما لم تود أن تفوت الحصص |
Uluslararası ticaret örgütünün seçkin bir üyesine saldırmak, kızını kaçırmak... haraç almak | Open Subtitles | الاعتداء على عضو متميّز ... للالدّوليّ دائرة أعمال ... اختطاف ابنته ... |
Balıkçılık ya da insan kaçırmak dışında bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | كان من الممكن انّ تكون غير صياد و خطف الناس |
Baba, Merryweather'ların evinden o kızı kaçırmak için bir plan yaptım. | Open Subtitles | أبي، يمكنني إختطاف الفتاة من مدخل خلفي في السقف |
Böyle değerli zamanları kaçırmak çok zor geliyor. | Open Subtitles | لا تشغل بالك بالأمر يصعب عليّ أن أفوّت لحظات غالية كهذه |
Ben bunu kaçıracaksam, herkes kaçırmak zorunda. | Open Subtitles | إذا كان لابد أن أفوّت هذه, الجميع عليهم تفويتها. |
Birileri kendi öldürecek. Hadi gidelim. Bunu kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | شخصا ما سيقتل نفسه هيا نذهب , لا اريد ان افوت هذا |
- Biraz erken geldik. Seninle okula gitmeyi kaçırmak istemiyoruz. | Open Subtitles | لا، نحن فقط وصلنا هنا مبكراً كي لا نفوت الذهاب معِك إلى المدرسة |
Yaşlı babamızın partisini kaçırmak istemeyiz. | Open Subtitles | لا نريد أن يفوتك حفل والدك العجوز.. نعم, أليس كذلك؟ |
Bunu yapmak için de tek yapmamız gereken birisini askeri hapishaneden kaçırmak. | Open Subtitles | وكل ما علينا فعله، هو تهريب شخصاً من سجن عسكري، لفعل ذلك |
Büyük resmi kaçırmak istemezsin değil mi? | Open Subtitles | لا تريد أن تفوتك الصورة العامة، أليس كذلك؟ |
Her neyse, ona günün geri kalanı için izin almasını söyledim ama okulun ilk gününü kaçırmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | وعلى أيّة حال، أخبرتها أنها بوسعها أخذ بقية اليوم للراحة لكنها قالت أنها لا ترغب بتفويت أول يوم دراسي. |