| ve ateş kağıdı yemeye başladığı zaman, bu "çalışma" halini aldı. detay. | TED | كذلك أينما أكلت النار من الورقة, فهذا الذي يصبح العمل الفني. تفصيل. |
| Yapması gereken şey bir kağıt parçası alıp, şaryoya geçirip, epostasını ya da emrini yazıp, kağıdı çıkarmaktı. | TED | وبالتالي ما كان مطلوب منه القيام به هو أخذ ورقة ولفها في الحامل، طبع رسالته أو أمره ثم سحب الورقة. |
| Hazır çılgınlık ederken, tuvalet kâğıdı ve lavabo pompası almalıyız. | Open Subtitles | بينما نحن نصبح مجانين فيجب أن يكون معنا ورق وغطاس |
| Daha sonra vereceğiniz her kağıdı imzalamaya hazırım Bay Gupta. | Open Subtitles | عندها سأكون مستعداً لتوقيع اي ورقة تقدمها الي ياسيد جوبتا |
| Bir topluluk mensuplarının dediğine göre sabah gözünüzü açıyorsunuz ve her yerde atılmış ciklet kağıdı gibi kullanılmış kondomlar görüyorsunuz. | TED | وتم إخبارنا أنه في مجتمع واحد تستيقظ في الصباح فترى الواقيات الذكرية المستعملة مثل أوراق العلكة المستعملة. |
| Herkes kağıdı ve mürekkebi yapabilir ama bu kadar karışık şekilde para yapabilecek sekiz tane usta matbaacı var. | Open Subtitles | أي شخص يصنع الورق والحبر ، ولكن هناك فقط 8 طابعات رئيسية قادرة على هذا النوع من العملة المعقدة. |
| Tuvalette yeterince tuvalet kağıdı var mı diye kontrol eder misin? | Open Subtitles | هل تفعل لي معروف وتتأكد ان الصيانه وضعوا مناديل في الحمام؟ |
| Çocukluğumu hatırlıyorum, okulda sunum yapardım, elimde not aldığım bir kağıt olurdu, kağıdı bir deftere yaslayıp bakardım, sırf insanlar kağıdın nasıl titrediğini görmesin diye. | TED | عندما كنت طفلة أقدم عروضاً في المدرسة كنت أكتب ملاحظات على ورقة وأضع خلفها دفتراً فلا يرى أحد الورقة تهتز |
| Neden zarfı açıp içindeki kağıdı çıkardıktan sonra bana vermiyorsun. Böylece senin renk seçimlerinle eşleşiyor mu görelim. | TED | لماذا لا تفتحيه وتُخرجي الورقة التي بداخله وسلميها لي، وسنرى إذا كانت توافق اختياراتك. |
| Bu kağıdı, meclis üyesine mektup yazarken kullanmanızı istiyorum. | TED | أرجو أن تستخدموا هذه الورقة كي تكتبوا إلى عضوٍ في الحكومة. |
| Bir başka soru daha: Eğer bir kağıdı tekrar tekrar, dilediğiniz kez katlayabiliyorsanız, diyelim ki 30 kez, bu durumda kağıdın kalınlığının ne olacağını düşünüyorsunuz? | TED | والسؤال الآخر ان استطعت ان تقوم بطي الورقة بعدد لا نهائي لنقل ربما ثلاثين مرة .. كم ستبلغ سماكة الورقة حينها ؟ |
| Tuvalet kâğıdı bulunmadan önce seninle yüz yıl boyunca sevişmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أنتظر لصنع الحب لمئة سنة. قبل أختراع ورق المرحاض. |
| - Bana yazı kâğıdı getirir misin? | Open Subtitles | أحضر لى بعض ورق الكتابة , هلا فعلت ؟ حاضر يا سيدى |
| Beş kare selobandı kaldırdığımda ve yamuk katlanmış kağıdı açtığımda | TED | في المرة الأولى التي أنزع فيها المربعات الخمس للشريط اللاصق تتكشف أوراق الرسم الفني بطياتها المتجعدة. |
| Tabi belki bazılarınız ekolojik olarak en zararsız tuvalet kağıdı yerine en çok ağartıcı içereni tercih ediyorsunuzdur. | TED | بعضكم قد يفضل أوراق تجفيف بمبيض أكثر من كونها إختيار مسؤول بيئياً |
| Bilgisayarlar beni yavaşlattığından kağıdı tercih ediyorum, ama tüm bu yorumları beklemiyordum. | Open Subtitles | الكمبيوترات تبطأنى، لذا افضل الورق لكنى لم اكن اتوقع كل تلك التعليقات |
| kağıdı düz bir çizgide kesmiyorum sizin anlayacağınız. | TED | لم أصل إلى تقطيع الورق بالسير في خط مستقيم |
| Bu, yiyecek, yakıt, elbise, hatta tuvalet kağıdı ve diş macunu demek. | TED | لديك الطعام والوقود والملابس وحتى مناديل الورقيةِ ومعجون الأسنان. |
| Ve şafak sökerken kalktı ve kaderiyle yüzleşmeye gitti, masadaki bu bir tomar kağıdı gelecek nesillere bıraktı. | TED | و حينما أقبل الفجر، توجه لملاقاة قدره، ترك للأجيال القادمة، كومة من الأوراق فوق الطاولة |
| Şimdi, yozlaşma diyerek Kongre üyelerinin arasında gizli bir şekilde el değiştiren kese kağıdı içindeki parayı kastetmiyorum. | TED | الآن، أنا لا أقصد بالفساد الحقائب الورقية المملوءة بالمال التي يخفيها اعضاء الكونغرس. |
| Bavuluma sadece biraz nemli çamaşır ve tuvalet kağıdı doldurdum. | Open Subtitles | أنا فقط وضعت بعض الملابس الغبية وورق حمام في حقيبتي |
| Kağıt parayı duvar kağıdı yaptıracak kadar büyük. | Open Subtitles | أقصد,كبير بحيث تصبح النقود الورقية لا تساوي شيئا.تستخدم كورق للحائط |
| Er ya da geç yemek, su ya da tuvalet kağıdı lazım olacak. | Open Subtitles | لن اعود للاغراض في وقت ما ستحتاج للطعام او الماء او اوراق الحمام |
| - Hayır, tuvalet kağıdı sağlıyorum. | Open Subtitles | لا , انا أمدهم بورق التواليت هذا جنونى جدا |
| Üstündeki o deli saçması krepon kağıdı zırvalığını çıkart! | Open Subtitles | اخلع ذلك الهراء الورقي المجنون الغبي عنك |
| Aman Tanrım, çok heyecanlandım. Kese kağıdı gerekebilir. | Open Subtitles | ياالهي , أنا متحمسة جدا لدرجة اني قد أحتاج الى كيس ورقي |
| Sonra, biraz tuvalet kağıdı alıyoruz küçük parçalar halinde kopartıp buraya, buraya ve buraya, kısacası kanayan heryere yapıştırıyoruz. | Open Subtitles | وتالياً تأخذ بعض من المناديل وتقطع قطعة صغيرة جداً وتلصق واحدة هنا ، وهنا ، وأي مكان تنزف منه |