ve bizim izlediğimiz prosedür sade bir sekilde kağıtla başlamaktır | TED | و الاجراء الذي تم اتخاذه هو أن نبدأ باستعمال الورق. |
Bu yöntem kağıtla olan ilişkinizi tamamen değiştirebilir. | TED | في مقدور هذا أن يغير تماما الطريقة التي نتعامل بها مع الورق. |
Görünen o ki bu teknoloji kağıtla sınırlı değil ve giysi dâhil başka materyallere de uygulanabiliyor. | TED | تبين أن هذه العملية لا تقتصر على الورق فقط بل يمكننا تطبيقها على مواد أخرى بما في ذلك القماش. |
Ceplerimizde iki kağıtla etrafta yürümemizi gerektiren bir haham geleneği vardır. | TED | هناك تقليد رباني بأننا نمشي في هذا العالم مع قصاصتي ورق في جيوبنا. |
" Days of our Lives " da Dr. Drake Ramoray' i oynarken bana bütün senaryoyu gerçek kağıtla yollarlardı. | Open Subtitles | حينما كنت فى مسلسل ايان فى حياتنا كدكتور دريك رامورى كانوا يرسلوا النص كاملا على ورق حقيقى |
Delikleri kağıtla kapattım. | Open Subtitles | قمت بسدّ الفتحات بورقة لطختها بتراب الأرض. |
Asitsiz kağıtla kaplanarak hava geçirmez bir kutuda saklandı. | Open Subtitles | إنه معلب ومحكم الإغلاق بورق شفاف اوه إنه استثنائي |
Bu türden plastikleri, kağıtla değiştirmeyi dikkate alabilirdin. | Open Subtitles | يمكنك أن تنظر في استبدال بعض من هذا البلاستيك بالورق |
Ama gerçek iş kağıtla yapılır tamam mı? | Open Subtitles | لكن العمل الحقيقي هو الذي يكون على الورق, حسناً |
Ama hâlâ tuvaletin üstünü kağıtla kaplayan bir yerde kalıyorsun. | Open Subtitles | حسناً، إنّك أيضاً لاتزال في المكان الذي يضع قطعة من الورق على المرحاض |
Sanırım senin ne kadar ünlü bir yazar olduğunu ve o kadar kağıtla uğraşırken tek kelime bile yazmadığını bilmiyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنه لم يتصور بأن كاتبة في مثل شهرتك تعاني الأمرين بين أكوام الورق ولم تكتب حتى كلمة واحدة |
Dalga mı geçiyorsun? On beş dakika önce yazdığı kağıtla geliyor. | Open Subtitles | يأتي حاملاً قطعة مِن الورق كتبها قبل 15 دقيقة. |
sorun Raj'ın Priya'nın numarasını yazdığı kağıtla ilgili bu kadar olur! | Open Subtitles | المشكلة كانت بقصاصة الورق التي كتب عليها" راج"رقم هاتف"بريا" |
Elimi zımbayla yaraladım, kağıtla kestim. | Open Subtitles | لدى لدى خدوش تيلية لدى قصاصات من الورق |
Bir rulo kağıtla 9 kutu paketledim. | Open Subtitles | أنا أقم بلف 9 علب بلوح ورق واحد |
Eskiden kalemle, kağıtla uğraşırdık. | Open Subtitles | قبل سنوات لم يكن هناك سوى أقلامٌ و ورق... |
Haydi biraz kağıtla ortalığı inletelim. | Open Subtitles | لنعد لبوسطن بعض ورق القوافي |
Haydi biraz kağıtla ortalığı inletelim. | Open Subtitles | لنعد لبوسطن بعض ورق القوافي |
Eğer bu süreci özümsersek ve mümkün olduğu kadar basitleştirirsek tek bir sayfa kağıtla,bir yüzeyle başlayabilir ve katlayıp ve yüzeyi iki yüzey oluşacak şekilde bölebiliriz. | TED | إن قمنا بتجريد العملية وتبسيطها قدر الإمكان، بعد ذلك يمكننا البدء بورقة واحدة، سطح واحد، ويمكن أن نقوم بطيها ونقسم السطح إلى اثنين. |
Tek bir yaprak kağıtla başlıyor. | TED | إنها تبدأ بورقة واحدة. |
Britney Gallivan adında bir lise öğrencisi 12 kere katlayabileceği bir yol öngördü ve bunu gerçek kağıtla yaptı. | Open Subtitles | "هناك طالبة ثانوية تدعى" بريتني جاليفيان تنبأ بطريقة لفعل ذلك 12 مرة ومن ثم ثامت بفعلها بورق حقيقي |
kağıtla yapılabilecek sonsuz şey var! | Open Subtitles | هنالك أشياء لا محدوده يمكنك أن تفعلها بالورق |