"kabarcıklar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفقاعات
        
    • فقاعات
        
    • البثور
        
    • بلالين
        
    • الفقاقيع
        
    • البثرات
        
    İlk kaynamada, kabarcıklar fokurdar ve küçük balık gözlerini andırır. Open Subtitles في الغليان الأول ، تصفر الفقاعات وتشبة عين السمك الصغير
    Aşağı yukarı üç gün sonra, sıvının yüzeyinde kabarcıklar görünecek. TED بعد حوالي ثلاثة أيام، ستظهر الفقاعات على سطح السائل.
    Sorular işaretleri su yüzüne çıkıyordu, kola kutusundaki kabarcıklar gibi. Open Subtitles الأسئلة تزايدت مرارا وتكرارا مثل الفقاعات فى كوب الصودا
    Boyarken çok dikkatli olmam gerekiyor. Çünkü boya küçük küçük kabarcıklar haline geliyor TED وبينما أنا أدهن يجب أن أنتبه لأن الطلاء يبدأ بالتحول إلى فقاعات صغيرة
    Bu doğal hükumet tepkisi olacaktır, tüm hükumet liderleri hava ve su geçirmeyen sımsıkı kapanmış kabarcıklar içinde saklanacak. TED وهذا سيكون رد الحكومة الطبيعي، لإخفاء جميع قادة الحكومة بعيداً في فقاعات مغلقة بأحكام.
    Siz bir annesiniz ve çocuğunuzu izliyorusunuz, ve altıncı günde, kabarcıklar görmek çok acı verir. TED أنت أم وتراقبين طفلك، وفي اليوم السادس، ترين البثور تصبح أصعب.
    Önce lider balina dalıyor ve kabarcıklar çıkarıyor. Open Subtitles تغوص الحوت القائدة أوّلاً إنها من تنفخ الفقاعات
    Nitrojen vücut tarafından emiliyor ve dalgıçların yüzeye çıkmalarıyla kabarcıklar eklemlerde birikip şiddetli acı verebilecek duruma geliyorlar. Open Subtitles يتشرب النيتروجين في الجسم وبينما يرتفع الغطاسون تتكون الفقاعات التي تستقر في المفاصل مُسببةً الما ً شديدا ً
    Hamurdan kabarcıklar çıkmaya başladığında, benim yaptığım gibi tersini çevir. Open Subtitles و عندما تبدأ الزبدة بصنع الفقاعات . تضعينها تحتها و تقلبيها مجدداً
    Bu kabarcıklar sayesinde bu patlamalar bu seviyede gerçekleşmektedir. Open Subtitles و يتضح أن هذه الفقاعات سبب هذه الإنفجارات شديدة
    Magma yüzeye yükselirken içinde hapsolmuş olan gazlar kabarcıklar patlayana kadar genişler ve kaya patlamış olur. Open Subtitles بينما تصعد الحمم للسطح ، الغاز المحجوز بالداخل يتمدد حتى تنفجر الفقاعات و يتفجر الصخر
    Gördüğün kabarcıklar bakteri kaynaklı. Open Subtitles إذا رأيت كل تلك الفقاعات فهي من البكتيريا
    Vay canına, kabarcıklar olmadan, her şeyi ne kadar da net görebilirmuşuz. Open Subtitles واو ،بدون الفقاعات يمكنكم حقاً رؤية كل شيء
    Ama bu kabarcıklar karnından aşağıya gider. Open Subtitles و لكن إذا كانت الفقاعات في بطنك تذهب للأسفل
    Bu amfifiller daha sonra virüsün RNA'sı ve proteinleri de dahil olmak üzere kendi parçacıklarının etrafında kabarcıklar oluştururlar. TED ثم تشكل مزدوجات الألفة تلك فقاعات خاصة بها حول الجسيمات بما في ذلك الحمض النووي الريبي للفيروس والبروتينات.
    Bu çılgınlık devam ettikçe, kabarcıklar yükselir. Open Subtitles وبينما يستمر هذا الجنون، تتصاعد فقاعات الهواء علي شكل جدران.
    Bu küçük noktalar aslında, içi boş kabarcıklar bir inç çapında 1.000 taneden daha az var. Open Subtitles هذه النقاط الصغيرة في الواقع هي فقاعات مجوفة في أقل من الألف من البوصة
    Büyük kabarcıklar, dev ciğerler soğuk ve derin su yaratığı. Open Subtitles ‫فقاعات قطرها كبير، رئتان ضخمتان ‫كائنات من أعماق البحار
    Tamam, küçük kabarcıklar sonucun pozitif olduğunu gösteriyor. Open Subtitles حسناً، تلك البثور الصغيرة تعني أن الفحص إيجابي
    kabarcıklar! Kabarcıklara bayılırım. Open Subtitles بلالين انا احب البلالين
    Şimdi siz suya girin ben de kabarcıklar için şu kolu çekeyim. Open Subtitles تقفز الان, واناسوف احرك هذه الرافعة لتخرج الفقاقيع.
    Derince gömülü kabarcıklar... barizce kabarmışlar ve yuvarlaklar. Open Subtitles طوق البثرات بإحكام، وأنهاه بشدة على شكل دائري

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more