İnsanın zihninin gerçekten ne kadarını anladığımızı öğrenmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريد معرفة مقدار معرفتنا حقا للعقل البشري؟ |
Bunun ne kadarını çözme imkanına sahip oldunuz? Birazını. | Open Subtitles | ما مقدار المعلومات التى تمكنت من إكتشافها؟ |
Adınla başla. Herhalde bu kadarını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لنبدأ بأسمك على افتراض بأنه مسموح لنا ان تخبرينا بهذا القدر |
Şu anda zaten bu kadar görebilir, ama bu kadarını görebiliyorsa, tamamen görmeye başlaması uzun sürmez. | Open Subtitles | ،هذا ما يتوقع أن يراه الآن لكن إذا كان قادراً على رؤية هذا القدر لن يمر وقت طويل حتى يعود بصره بالكامل |
Birinci bölge sistemlerinden kapatabildiğiniz kadarını kapatın. | Open Subtitles | أغلق بقدر استطاعتك أكبر عدد من أنظمة المنطقة رقم 1 |
İstediğin kadarını say. Sende ne kadar varsa, bende dört fazlası var. | Open Subtitles | . عُدها كيفما شئت على قدر ما لديك ، لدي أربعة أضعافها |
Karanlıktı biliyordum, ama bu kadarını düşünmedim. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه مظلم و لكن لم أعرف مدى الظلام |
Hafızasının ne kadarını kazanırsa kazansın onu seven ve kucaklayan insanların olduğu. tanıdık bir yerde bulunması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليه أَنْ يَكُونَ في محيط بيئة مألوف مع الناس الذين سوف يحبونه ويعتنون به مهما كان مقدار ما يَتعافى من ذاكرته |
FBI'daki kaynağından kontrol ettirmeni istiyorum. Bakalım ajan ne kadarını biliyor. | Open Subtitles | أحتاج منك التدقق مع مصدرك بالوكالة وتعرف ما مقدار علمها |
Sence bu şekilde ne kadarını bitiririm? | Open Subtitles | وما هو فى نظرك مقدار العمل الذي سوف أنجزه لديك؟ |
Sorun amperler değil sorun gemi ne kadarını kaldırabilir. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بالأمبير، ولكن هذا يعتمد على مقدار تحمل كل سفينة للأمر |
Babama ve sana en azından bu kadarını borçlu olduğumu hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت بأني مدين لكِ ولوالدي هذا القدر. |
Ama dinlemek zorundasın. Bana bu kadarını borçlusun Jack. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تنصت أنت مدين لي بهذا القدر |
Sana şu kadarını söyleyeyim, flört filan aramıyorum. | Open Subtitles | لست أبحث عن صديق بوسعي إخبارك هذا القدر من الأمر |
Onların bana verdiği kadarını ben de onlara borçluyum. Özgürlüğümü, gerekirse hayatımı borçluyum. | Open Subtitles | إنني مدين لهم بقدر عطائهم إنني مدين لهم بحريتي |
Duymak isteyeceğim kadarını karşılayamayız. | Open Subtitles | و بقدر ما أحب حدوث هذا فلا يمكننا أن نتحمل نفقاته |
Tüm gecekondu mahallelerine gidemedik, fakat elimizden geldiği kadarını kapsamaya çalıştık. | TED | لم نكن نستطيع الذهاب لكل الأحياء الفقيرة ولكننا حاولنا أن نغطي أكبر قدر ممكن |
Düşman kuvvetlerini o labirente çekip dağıtın ve yaralayabildiğiniz kadarını yaralayın. | Open Subtitles | ونعمل على تشتيت قوات عدونا عن طريق اغرائهم بدخول متاهتها ونصيب أكبر قدر ممكن منهم |
Bazısının annenin ne kadarını yediğine bağlı olarak sadece sekiz aya ihtiyacı oluyor. | Open Subtitles | بعضنا يحتاج لـ 8 أشهر فقط يعتمد الأمر على مدى أكلهم للأم |
Ama bilirsin işte, laf lafı açtı falan derken şu kadarını söyleyeyim, tamamen kaydedildi. | Open Subtitles | لكن ، كل أمر قاد لأمر آخر ويكفي أن أقول أنه تم فحصه كاملا |
Bu kadarını kazanabileceğimi bilmiyordum! | Open Subtitles | لم أكن أعرف أننا نستطيع ان نجمع هذا الكم من المال |
Keyfim kaçtı, size o kadarını söyleyeyim. | Open Subtitles | قَتلَ المزاجُ. أنا سَأُخبرُك ذلك الكثيرِ. |
Ben bütün evreni keşfetmek istemiştim, kızıla kayma olayı başlamadan önce görebildiğim kadarını değil. | TED | أردت استكشاف الكون كله، ليس فقط ما هو باستطاعتي رؤيته، كما تعلموا، قبل حدوث التحول الأحمر. |
Taşıyabileceğin kadarını alırsın. | Open Subtitles | بإمكانك الحصول قدرما تستطيع حمله. |
Bilim insanları bu miktarın ne kadarını incelemeyi başardı biliyor musunuz? | TED | وهل تعلمون كم الكمية التي درسها العلماء إلى الآن؟ |
Dr. Glass'ın ihtiyacı olan ilaçları bulur bulmaz kurtarabildiğimiz kadarını kurtaracağız. | Open Subtitles | حالما نحضر الأدوية اللتي تحتاجها الطبيبة جلاس سننقذ مايمكننا انقاذه منها |
Kurtarabildiğimiz kadarını kurtarmalıyız ve derhal harekete geçmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ننقذ ما نستطيع يا سيدي ويجب أن نتحرك الآن |
Ancak şu kadarını biliyorum ki fırtına patladığında, herkes kendi yapısına uygun davranır. | Open Subtitles | لكن هذا أكثر ما أعلم ، عندما تهدأ العاصفة فكل رجل يتصرف وفقاً لطبيعته |
Halkınızdan elimizden geldiği kadarını iyileştirmekten memnun oluruz darbenizden hayatta kalanları tabii. | Open Subtitles | يسرّنا أن نعالج أكبر عدد ممكن من جماعتك أقصد الناجين من الانقلاب |