"kadar güçlü" - Translation from Turkish to Arabic

    • قوية بما يكفي
        
    • بهذه القوة
        
    • قوي بما يكفي
        
    • قوي بما فيه الكفاية
        
    • قوية كفاية
        
    • قوي جداً
        
    • قوي كفاية
        
    • قوية مثل
        
    • قوياً بما يكفي
        
    • قوية بما فيه الكفاية
        
    • قوية جدا
        
    • قوية كما
        
    • بتلك القوة
        
    • قويا كفاية
        
    • قوية جداً
        
    Sadece savaşmaya devam edecek kadar güçlü olduğun anlamına geliyor. Open Subtitles بل تعني وحسب أنكِ قوية بما يكفي للاستمرار في الكفاح.
    Merak etmeyin. O kadar güçlü bir şey uzun süre saklanamaz. Open Subtitles لا تقلق، شيء بهذه القوة لا يمكن إبقائه مختفيًا لفترة طويلة
    Birincisi, mercan ısırmaya yetecek kadar güçlü, bir papağan gagası gibi ağızları vardır, çoğunlukla yosun peşinde olmalarına rağmen. TED أولاً، فمها يشبه منقار الببغاء، وهو قوي بما يكفي لقضم الشعاب المرجانية، مع أنّهم غالباً يبحثون عن الطحالب.
    Biliminiz, inanca karşı gelecek kadar güçlü olmadığı için mi? Open Subtitles لأن عِلْمَكَ ما كَانَ قوي بما فيه الكفاية لمُعَارَضَة الإيمانِ؟
    Ve 10 yıl önce de asansörü yapabilecek kadar güçlü malzemeleri bulmuşlar. Open Subtitles ومنذ 10 سنوات، اكتشفوا أخيرًا وسيلة لصنع الأشرعة قوية كفاية لإنشاء مصعد.
    Akıntı o kadar güçlü ki, insanı başladığı noktaya geri atıyor. Open Subtitles إنّ التيار قوي جداً و سيرجعك من حيث بدأت.
    Gün boyunca gördüklerini unutturacak kadar güçlü bir şey. Open Subtitles إنه قوي كفاية ليساعدك على نسيان ما رأيته خلال اليوم
    Bu yeni bir sosyal para birimi, denilebilir, bizim kredi değerlendirmemiz kadar güçlü olabilecek bir birim. TED إنها عملة إجتماعية جديدة، ان جاز التعبير، يمكن أن تصبح قوية مثل تصنيفنا الإئتماني.
    Asıl önemli olanı kurtarmak için kalbimi yerinden sökecek kadar güçlü olmalıyım. Open Subtitles لانقاذ ما هو أهم . . يجب أن أكون قوياً بما يكفي
    - Acaba bu ilişki diğer insanlarla görüş- meyi kaldıracak kadar güçlü mü? Open Subtitles هل هذه العلاقة قوية بما فيه الكفاية بالنسبة لنا للنظر في رؤية الآخرين؟
    Nihayet Power Lad'i bu kadar güçlü yapan şeyi öğrendim. Open Subtitles أنا برزت أخيرا ما جعل الطاقة الفتى قوية جدا.
    İstediğini alabilir, istediğin kadar güçlü olabilirsin. Zorluk yok, suçluluk duygusu yok. Sağol. Open Subtitles يمكنك أن تأخذيهم متى أردتى ، وتكونى قوية كما تريدين ، بدون أزعاج ، بدون ذنب
    Bu sefer o kadar güçlü bir his olmayabilir, ama hâlâ... Open Subtitles ربما ليس بتلك القوة التي احس بها الان ولكن حتى ولو
    Hiçbir cadı büyüyü yalnız başına yapacak kadar güçlü değil. Open Subtitles اي ساحرة لن تكون قوية بما يكفي لألقاء التعويذة وحدها
    Sanıyorum ki makineler kalıba zarar verecek kadar güçlü ve baskı sonrasındaki her paranın üzerinde çarpışma izi oluyor. Open Subtitles أتصور أن الآلات قوية بما يكفي لإتلاف القوالب فعلاً، وأية قطعة نقدية تُدمغ بعد ذلك ستكون عليها آثار التصادم.
    Günlerce etrafında dolaşmışken, en soluk kan kokusunda hiçbir uyan vermeden saldıran bu kadar güçlü bir şeyle nasıl rekabet edebilirsin ki? Open Subtitles كيف يمكنك المنافسة مع شيء بهذه القوة يسبح لأيام كل مرة وينتظر أخف رائحة دماء بحيث يستطيع أن يهاجم من دون إنذار
    Dışarıda bir yerde X5'leri öldürebilecek kadar güçlü biri ya da bir şey var. Open Subtitles شخص أو شيئ هناك قوي بما يكفي للتغلب على اكس 5.
    Kalp krizi ya da anafilaktik şok geçirtecek kadar güçlü. Open Subtitles قوي بما فيه الكفاية للإنْتاج صدمة anaphylactic أَو a تاجية.
    Sonuç olarak, ortaya çıkan malzeme yüzlerce metreye tırmanan yapıları gökyüzüne taşıyacak kadar güçlü bir şekilde büyür. TED في النهاية، المادة الناتجة تصبح قوية كفاية لدعم مباني ترتفع مئات الأمتار في السماء.
    Basınç o kadar güçlü ki... oksijenin tüm vücutta dolanımını engelliyor. Open Subtitles إن الضغط قوي جداً .. يسبب توقف الأوكسجين من التوزيع خلال الجسم
    Gün boyunca gördüklerini unutturacak kadar güçlü bir şey. Open Subtitles إنه قوي كفاية ليساعدك على نسيان ما رأيته خلال اليوم
    At kadar güçlü ve güzel kasları var. Open Subtitles إنها قوية مثل الحصان ولديها تلك العضلات الصغيرة
    Seni gönderecek kadar güçlü degilim. Bunu yapabilirim. Serbest olacagim. Open Subtitles كلاّ، لستُ قوياً بما يكفي حتى أرسلكَ، يمكنني أنا الذهاب
    Benim numaram ise, oyunumu sizi bağlayacak kadar güçlü kurmak... sağduyunuza aykırı olsa da beni öldürmeye kalkacak kadar... kızmamanızı sağlamak. Open Subtitles وحياتى هى ان اجعل مسرحيتى تبدو قوية بما فيه الكفاية, لربطكم,دون اثارة غضبكم لدرجة تجعلكم تقتلوننى, بالتناقض مع حكمتكم
    Eğer bu kız neden bu kadar güçlü diye sorarsanız. Open Subtitles قوية جدا لإزالة المجرمين النسائين المحليين لو انك تتسائل لماذا تلك البنت تبدو قوية جدا
    Fransa senin düşündüğün kadar güçlü değil, umrunda mı bilmiyorum. Open Subtitles فرنسا ليست قوية كما تظنين ولا تلقى إهتماماً
    Bay Burns onları barınaklarından ayırdı ve şimdi, onlar kendi başlarına yaşayabilecek kadar güçlü değiller. Open Subtitles السيد برنز أخذ ملجأهم والآن، هم ليسواْ بتلك القوة ليعيشواْ معتمدين على أنفسهم
    Çünkü her ne hissediyorsan tüm uçağı sallayacak kadar güçlü bir şey. Open Subtitles بسبب أن الذي كنتِ تحلمين به كان قويا كفاية ليهز كامل الطائرة.
    Tırnakları o kadar güçlü ki en sert zeminleri kazabilir. Open Subtitles مخالبه قوية جداً هو يمْكن أنْ يحفرْ خلال الأرض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more