Lağımda olmaktan bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim. | Open Subtitles | ما أعتقدت بأنني سأكون سعيدة جدا هكذا بالعودة إلى مواسير المجاري |
Freudyen model sürekli bir dizidir, ne kadar az hüzünlendikçe, o kadar mutlu olursunuz. | TED | نموذج فرويد هو في الحقيقة سلسلة واحدة متصلة كلما أصبحت أقل بؤسا تصبح أكثر سعادة. |
Arkadaşlığımızın beni bu kadar mutlu edebileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أبداً أن صداقتنا سوف تجعلني سعيداً جداً |
Eğer bu kadar mutlu olmasaydım, size çok fazla kızgın olurdum. | Open Subtitles | إذا لم أكن سعيدة جداً لكنت الآن غاضبة منك |
Onu daha önce hiç bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | أنا أبداً مَا رَأيتُه مثل هذا، سعيد جداً. |
Tümü rasyonel olduğu için, bir kez oy verildiğinde, iyi bir hükümet kurarlar ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar. | TED | ولأنهم كلهم عقلانييون، حينما يُنتخب أحدهم، فإنهم ينتجون حكومة جيدة ويعيشون في سعادة دائمة. |
Bu kadını seviyorum, ve hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | أنا أحب هذه المرأة ولم أكن أبد بهذه السعادة في حياتي |
Biliyorum ama sadece, kasabadakilerin, neden son birkaç aydır bu kadar mutlu olduğumu bilmesini istemiştim. Bir başka kemik kurutucu gün daha. | Open Subtitles | أعرف، لكنّي فقط أردت كلّ شخص في البلدة إلى إعرف لماذا أنا كنت سعيد جدا الشهور القليلة الماضية. |
Gerçek şu ki onca yıldır onu bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | والحقيقة أني وطيلة هذه السنوات، لم أرها أبداً سعيدة هكذا. |
Hayatım, bak, biliyorum bizim için planladığın bir şey değil ama bak, Dana ne kadar mutlu, ve bütün bunlar senin sayende. | Open Subtitles | اوه حبيبي، انتظر، اعلم ان هذا ما خططت له اليلة لكن دانا سعيدة جدا وهذا بفضلك |
Sizinle tanışmaktan ne kadar mutlu olduğumu belirtmek isterim. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أقول أنى سعيدة جدا بمقابلتك |
Şu anda başka bir yerde bu kadar mutlu olamam. | Open Subtitles | لتر فقط أن الآن ل لا يمكن تصور كونها أكثر سعادة في أي مكان آخر. |
Tüm hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | لم أكن أكثر سعادة من الآن في حياتي كلها. |
Eski evimizin çatısında yıldızlara bakarken ne kadar mutlu olduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أننى كنت سعيداً جداً على سقف منزلنا القديم... َ ـ... |
Onu bu kadar mutlu ve normal bir durumda görmek beni çıldırtıyor. | Open Subtitles | رؤيتها سعيدة جداً وطبيعية، تُصيبني بالجنون |
Yaptıklarımızdan o kadar mutlu ki nereden başlayacağını bilemiyor. | Open Subtitles | إنه سعيد جداً بما حققناه اليوم ولا يعرف من اين يبدأ |
Beraber olmalarının verdiği cesaretle bütün hayal kırıklıklarının üstesinden gelmişler ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar. | Open Subtitles | وجود الشجاعة الى اتخاذ العديد من خيبات الأمل لأنهم كانوا معا ويعيشون في سعادة دائمة. |
Aman Tanrım, yüzünde güller açıyor. Seni hiç bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | اوه ، ياإلهي انت مشرقة انا لم اراكِ من قبل بهذه السعادة |
Komşu olduğumuz için ne kadar mutlu olduğum hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | أنا سعيد جدا أننا جيران، ليس لديك أدنى فكرة. |
Yıllardır hiçbirşey beni bu kadar mutlu etmemişti. | Open Subtitles | ليس هناك شيئاً جعلني سعيدة هكذا منذ سنين. |
Yıllardır hiç bu kadar mutlu olmamıştı. Kendini yeniden doğmuş gibi hissediyor. | Open Subtitles | لم يكن سعيداً هكذا لأعوام, انه يبدو كرجل آخر. |
Ethan'a gerçeği söylemezsen, istediğin kadar mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | أعتقد أنك إذا لم تقولى الحقيقة حول كل شىء لن تكونى أبدا سعيدة كما تتمنين |
Ama sana yemin ederim ki, hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | ولكني اعدك .. بـ أنني لم اكن اكثر سعادة يوماً |
JM: Sloan Kettering'e yürüyorduk, kız kardeşimi daha önce hiç bu kadar mutlu görmemiştim. | TED | إذاً نحن نذهب إلى مركز العلاج، وأنا لم أرَ أختي أسعد من قبل. |
Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Ciddi misin? | Open Subtitles | لم أكن في مثل هذه السعادة من قبل في حياتي |
Lizzy, keşke seni de kendim kadar mutlu görebilsem. | Open Subtitles | اوه، ليزي. لو كان لي ان اراك فقط بمثل سعادتي. |