| Dört hafta sonra bir hakim, raporuma göre senin kaderini belirleyecek. | Open Subtitles | في خلال أربعة اسابيع ستقرر المحكمة مصيرك اعتمادا على ما اكتبه |
| O karanlık yola bir kere girdin mi kaderini sonsuza dek o belirler. | Open Subtitles | حين تبدء بأسفل ذلك الطريق المظلم للأبد سيسيطر على مصيرك |
| Seni bu insanlarla gördükten sonra anlıyorum ki kaderini gerçekleştirmek için çok zayıfsın. | Open Subtitles | وبعد أن رأيت مع هؤلاء البشر، أدركت أنك ما زلت ضعيفاً لتنفذ قدرك. |
| O sırada, malum kaderini değiştirme umuduyla kurtarıcısı o boş arazide gözüktü. | Open Subtitles | بينما منقذه كان ينظر إلى القفر والصحراء أملا في تغيير مصيره المحتوم |
| Bütün dünyaya acı doğrultusundan bakıyordu... ama kendini ya da kaderini asla göremiyordu. | Open Subtitles | يمكنها رؤية العالم بأكمله بدقة مؤلمة ولكن لا يمكنها رؤية نفسها أو مصيرها |
| Bir insanın kaderini gerçekleştirmeye yardım ettiğin için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | بجانب لا بد أن تكون ممتنا لأنك تمكنت من القيام بدورك بإنجاز قدر كائن آخر |
| kaderini gerçekleştirmeyi aklına koymuş. Ve bunu kılıç olmadan yapamaz. | Open Subtitles | قلبه مصمّم على تحقيق قدره ولا يستطيع ذلك دون السيف |
| - Cidden, ben burada ölüyorum. - kaderini tersine çeviremem. | Open Subtitles | بجديه , أنا أحتضر هنا لا يمكننى عكس مصيرك |
| İşlerin nasıl gideceğini asla bilemezsin ama zihnini ve kalbini açık tutarsan bir gün kendi kaderini bulacağına inanıyorum. | Open Subtitles | لن تعلم أبداً كيف ستسير الأمور و لكن إن أبقيت عقلك مفتوحاً و قلبك مفتوحاً أعدك أنك ستجد مصيرك يوماً ما |
| Çünkü kaderini kendi ellerimle sonlandırırım. Kalıcı olarak. | Open Subtitles | لأني سأتأكد من أن مصيرك سينتهي حينها و في نفس المكان نهائياً |
| kaderini değiştirecek. Sana bir muska vereceğim. | Open Subtitles | لديّ شيء سيمنحك إيّاها؛ لتغيير قدرك أعطيك حاميّ |
| Bu, ailen tarafından mahvedilmiş kaderini düzeltmen için eline geçmiş bir fırsat. | Open Subtitles | ما الذي تقوله يا رجل ؟ هذه فرصتك لتحقيق قدرك تذكر ان ابويك نبوذك و اهملوك ببشاعه |
| "kaderini bul." Buldunuz mu? | Open Subtitles | ،عليك أن تعثري على قدرك هل عثرتِ عليه بعد؟ |
| Ama açık konuşayım, ben kendi kaderini çizen bir adamım. | Open Subtitles | و لكن ، سأعلمك شيئاً أنا رجل يصنع مصيره بنفسه |
| Bunlar bittiğinde, temiz bir zafer olduğunda kaderini tayin edersiniz. | Open Subtitles | وعندما ينتهي ذلك, عندما يكون هناك إنتصار واضح قرر مصيره |
| Sergilediği duruşu idare edişiyle ve kaderini kontrol edişiyle alakalı bir dönüm noktası. | TED | تحول من حيث الكيفية التي تنظم بها صورتها، وكيف تتحكم في مصيرها. |
| Sürdüreceği davranış biçimi budur O halde o sadece kendi kaderini değil Ailenin kaderini de değiştirmeye Çalışıyor | Open Subtitles | اذن فهو يرغب في تغيير قدر العائله و ليس قدره فقط |
| kaderini seçtin, artık değiştiremezsin. | Open Subtitles | لقد اخترتِ مصيركِ للتو ولا يمكنكِ تغيير هذا. |
| kaderini yerine getirmezsen, katledilecek bir sonraki insanlar bunlar olacak. | Open Subtitles | إنّ الناس متشوقون للذبح إنّ لم تفي بقدرك |
| Ama kardeşimi tanıyorsam dünyanın kaderini böyle küçük bir şansa bırakmayacaktır. | Open Subtitles | فهو لن يخاطر بمصير العالم .. من أجل هذهِ الفرصة الضئيلة. |
| görülmüş tüm ejderhalardan daha büyük bir canavar genç Ahab'ın kaderini sonsuza dek değiştirdi. | Open Subtitles | وحشاً غير أى تنين آخر قد رأه أحداً الذى غير المصير المقرر له |
| Kitap seçimler, sorumluluklar ve kendi kaderini kontrol etme hakkında... | Open Subtitles | انه عن الخيارات والمسؤولية والتحكم بمصيرك الخاص |
| Biz bu gezedendeki, kendi kaderini elinde tutan tek türüz. | TED | نحن المخلوقات الوحيدة على هذا الكوكب التي تحمل قدرها بين أيديها. |
| Şimdi, şu saniye,şu anda, kendi kaderini seçtin. | Open Subtitles | فيالوقتالحالي, فيهذهالثانية, في هذه اللحظة اختاري أنتِ قدركِ |
| İlk defa, insan kendi kaderini tayin edebilecek tanrısal bir güce sahip olacak. | Open Subtitles | لمرة واحده , سيتمكن الإنسان من التحكم با الاله والتحكم بمصيره , سوف تكون لديه الفرصه للتجاوز |
| Böylece iki akademi de kendi kaderini kendi tayin etmiş olacak. | Open Subtitles | بتلك الطريقِة, مصيرهم سيكون في أيديهم |