"kadife" - Translation from Turkish to Arabic

    • القطيفة
        
    • المخمل
        
    • مخملي
        
    • مخملية
        
    • المخملية
        
    • المخملي
        
    • قطيفة
        
    • القطيفه
        
    • مخمل
        
    • ناعم
        
    • كودري
        
    • قُطني
        
    • قطيفية
        
    • الكودرية
        
    • الكوردروي
        
    Dalgalı saçlı, keman kaşlı kadife tenli... Open Subtitles مثل لديك شعر كرياح الجنوب وعيون براقة كالمسابح الرقيقة جلد مثل القطيفة ؟
    Bu kırmızı kadife kek ve sadece özel bir günde bana bundan veriyorsun. Open Subtitles هذه كعكة المخمل الأحمر و انت تحضرهم لي في وقت المناسبات الخاصة فقط
    Ve tatlı olarak da kadife gibi kırmızı kekler. Open Subtitles هنري: وبالنسبة للحلوى، أحمر مخملي الكعك.
    Amerika'nın batısında bir özel okuldayız; cebimizde paramızla kırmızı kadife koltuklarda oturuyoruz. TED نحن الآن في جامعة خاصة في الغرب الأمريكي، نجلس على مقاعد مخملية حمراء، وكل منا معه من المال ما يكفيه ويزيد،
    Ve onları saten ipek, kürk, dantel ve kaliteli kadife değerli taşlar, payetler, tüller ve tüylerle donattılar. Open Subtitles ومغطات بالساتان.. الحرير والفراء والزركشات.. المخملية..
    Oh Bende biraz Kırmızı kadife kek denilen şeylerden var! Open Subtitles أوه , ولو قليلاً شيئاً ما يسمى الكعك المخملي الأحمر
    Nehir kokuyor sanki kadife çiçeği gibi. Ama bayatlamış. Open Subtitles النهر ،رائحتة كما قطعة قطيفة مهملة لا جدوي منها
    kadife elbiseli olan Theo, demek ki tüvit kıyafetli de Eleanor. Open Subtitles انها ثيو الي لابسة القطيفة لذا أنا يجب أن أكون إلينور في التويد
    kadife çiçeği, manus, şifalı bitkiler, kuzu kulağı bitkisi, keten tohumu sirkesi, fildişi, ve biraz da şeker. Open Subtitles مزيج من القطيفة ونبتة يد المسيح , نبتة فعالة للغاية الحميض , نبات الحقل
    Harry Alper ile kırk yıl kadife kestim. Open Subtitles صمّمت القطيفة لمدة 40 سنة مع هاري آلبر.
    Dükkanımda da bayatlamak üzere olan çok sayıda kızıl kadife pastam var. Open Subtitles ولدي العديد من كعك الأحمر المخمل في المحل على وشك ان يتعفن
    Şimdi, Vermeer'in çizdiği bütün kadınlar, ya da çoğu kadın kadife, ipek, kürk, çok şaşaalı materyaller giyerdi. TED والآن، جميع النساء أو أغلب النساء في لوحات فيرمير كانوا يلبسون المخمل والحرير والفراء وأشياء فاخرة جداً
    6 metre Macar kadife perde kumaşı siparişimiz, dört kaya somonu ve yarım penilik cips, Open Subtitles لقد أُمرنا بتصنيع ستائر مقاس 6 متر من المخمل الهنغاري، اربع شرائح من السلمون، وبعض الرقائق،
    "kadife bir tavşancık varmış. Open Subtitles حسناً , في قديم الزمان كان هناك أرنب مخملي
    kadife ayakkabı, kaşmir çorap, kadife pantolon, kaşmir kaplumbağa. Open Subtitles حذاء مخملي جوارب كاشميرية سروال مخملي كنزه كاشمرية
    Kristal avizesi, kadife perdeleri ve bir sürü aynası mı var? Open Subtitles كيف كانت تبدو ؟ ألديها ثريات زجاجية وستاتر مخملية والكثير من المرايا ؟
    İnsan iki yıllık kız arkadaşına yaş gününde içinde nişan yüzüğü olmayan bir kadife kutu vermez. Open Subtitles أنت لا تعطي لصديقتك منذ سنتين علبة مخملية صغيرة في عيد الميلاد ولا يوجد فيها خاتم خطبة
    Holiday Inn'in kadife Odası'ndaki gösterini izledim. Open Subtitles امسكت بعرضك في الغرفة المخملية بالهوليداي ان
    Gökten şampanya yağar kapılar açılır, kadife ipler kaldırılır. Open Subtitles الشامبانيا تتساقط من السماء الأبواب تفتح والحبال المخملية تفترق
    Biliyorsunuz çocuklar, iyi bir kaptanın birçok özelliği olmalı cüretkar, gözüpek, ve bir kadife üniforma. Open Subtitles أتعلمان, القبطان الحقيقي بحاجة للكثير من المهارات مثل الجسارة, والجرأة, واللباس المخملي
    Bundan daha iyi kadife dokunmamıştır, daha iyisini hiçbir yerde bulamazsınız. Open Subtitles لا يوجد قطيفة نسجت بشكل أفضل من هذا، وأنت لن ترى أفضل من ذلك في أي مكان آخر
    Bakabunga ve zambaklar muzlar ve kadife çiçekleri nehir kenarında bahar açmıştı. Open Subtitles الجداول المائيه و أشجار الزيزفون و ألوان قوس قزح نباتات موز الجنه و نباتات القطيفه تعربد على الضفاف
    Gözümü kadife delikli, deri koltuğa diktim. Öyle mi? Puan tahtasına bak da gör. Open Subtitles إني أفكر في أريكة جلدية مع فتحة مخمل للعضو بها.
    Şeker gibi tatlı, kadife gibi yumuşağım ama kalbimi piyano gibi çalamazsın. Open Subtitles لا انا حلو كالسكر و ناعم كالجلد المدبوغ ولكن غير محب للبيانو لا استطيع العزف
    Hadi yukarıya çıkıp ürününüzden konuşalım. kadife mi o? Open Subtitles لنصعد إلى الأعلى ونتكلم عن المنتج هل هذا "كودري
    kadife bir çanta. Open Subtitles محفظة قطيفية
    Hendley'nin çaldığı fitilli kadife. Keşke elimizde daha fazla olsaydı. Open Subtitles "الأقمشة الكودرية من "هيندلي كنت أتمنى أن يكون لدينا الكثير من ذلك
    - Üstelik kadife pantolonumu giymiştim. Open Subtitles يا الهي . و كنت أرتدي بنطالي الكوردروي .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more