kahvaltıdan iki ısırık almamıştık bile ve şimdiden beni izleyen neredeyse 25 site vardı. | TED | لم نتجاوز حتى لقمتين من طعام الإفطار وهناك بالفعل ما يقرب من 25 موقعا يتعقبني. |
Ne güzel, biraz daha vaktimin olmasına sevindim! Dinleyin, geçen gün kahvaltıdan sonra Bay Gore ile konuştum, | TED | حسناً، لدي المزيد من الوقت انصتوا – عندما تحدثت إلى السيد جور منذ بضعة أيام بعد الإفطار |
Evet, kahvaltıdan söz açmışken, bu sabah Grohmann nerede? | Open Subtitles | نعم .. الحديث عن الإفطار اين جروهمان هذا الصباح ؟ |
Seni bir daha görmek istemiyorum, en azından kahvaltıdan önce. | Open Subtitles | أنا لا أريد رؤيتك ثانيةأبدا على الأقل ليس قبل الفطور |
Seni bir daha görmek istemiyorum, en azından kahvaltıdan önce. | Open Subtitles | أنا لا أريد رؤيتك ثانيةأبدا على الأقل ليس قبل الفطور |
Babam bazı günler, kahvaltıdan önce altı imkansız şeye inandığını söylerdi. | Open Subtitles | قال أبي إنه يفكر أحياناً ،في ستة أمور مستحيلة قبل الافطار |
kahvaltıdan süt çalıp eski bir kakao tenekesinde yağ yaptım. | Open Subtitles | لقد سرقت اللبن أثناء الأفطار وصنعت الزبده في علبة الكاكاو |
kahvaltıdan önce naneşekeri yemek iyi değildir. | Open Subtitles | تناوُل النعناع قبل الإفطار قد يوقِف نُموّك. |
Aslına bakarsanız, seçmen kahvaltıdan önce oy verdi. | Open Subtitles | في الحقيقة، أن المنتخب حضر هنا قبل الإفطار |
kahvaltıdan önce tekrar yatmak isteyebilirim. | Open Subtitles | ربما قد أود بعض الجنس مجدداً قبل طعام الإفطار |
Söz veriyorum kahvaltıdan önce işten yırtacaksınız. Adamlarını al ve defol. | Open Subtitles | أعدك بالبكاء قبل الإفطار أحضر رجالك وأخرج من هنا |
kahvaltıdan önce iki kişiyi öldüren bir adam üstelik sabah kafasında da hiç böyle bir düşünce olmadan uyanmış. | Open Subtitles | رجل يقتل شخصين قبل الإفطار لم يكن نية القتل قبل أن يستيظ |
Bana, evimizde kahvaltıdan sonra, merdivenlerden yukarı çıkarken akciğerlerinde bir sorun olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن.. لديه شيء في الرئة أخبرني بذلك فيما كنا على السلالم, في منزلنا بعد الإفطار, هكذا بشكل عابر |
kahvaltıdan sonra bitiririz. Hâlâ uykunu alabilmen için birkaç saat var. | Open Subtitles | سوف ننتهى منه بعد الفطور حاولى الحصول على ساعتين من النوم |
Yumurtalar ve tostlar soğuyacaklar. Kimse soğuk bir kahvaltıdan hoşlanmaz. | Open Subtitles | البيض والخبز المحمص يزدادون برودة لا أحد يحب الفطور البارد |
Muhtemelen bu sabah kahvaltıdan önce de birini tehdit etmiştir. | Open Subtitles | ومن الأرجح أنه هدّد أحدٌ ما قبل الفطور هذا الصباح. |
kahvaltıdan bu yana iki kez teşebbüste bulundu ve sabrı giderek tükeniyor. | Open Subtitles | حاولت مرتين منذ الفطور وحدة انفعالها ترتفع |
kahvaltıdan önce şampanya içeceğim hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لا أعتقد أن سبق لي شرب الشمبانيا قبل وجبة الفطور من قبل. |
Gayet iyi biliyorsunuz ki... kapıyı açık bırakırsak, kahvaltıdan sonra doğruca yatağa gidersiniz. | Open Subtitles | أنّنا اذا تركنا الباب مفتوح فأنكم سوف تذهبون للنوم بعد الافطار مباشرة اليس كذلك؟ وماذا في هذا؟ |
kahvaltıdan sonra, intihar etmekten vazgeçmeyi sonra da devlet yardımı için başvurmayı planlıyorum. | Open Subtitles | حسنا، بعد الافطار تأملت بمحاولة الانتحار الملغية.. ثم فكرت بالخير |
kahvaltıdan sonra hepinizle tek tek ofisimde görüşeceğim. | Open Subtitles | سوف أقابل كل شخص فيكم شخصيا فى مكتبى بعد الأفطار |
"Lorraine ve Kim kahvaltıdan sorumlular. | Open Subtitles | لورين وكيم , أنتم مسؤولون عن أعداد الفطورِ. هنري وجايك، الغداء. |
Bayım, bu sabah kahvaltıdan sonra dinlenme olmayacak. | Open Subtitles | سيدي، بعد إفطار هذا الصباح لن يكون هناك راحة. |
Yemeğini aldığım için özür dilerim. Dün sabah kahvaltıdan beri bir şey yemedim. | Open Subtitles | آسفة لأني أكلت من طعامك ولكني لم أتناول شيء منذ فطور البارحة |
Mahkeme kahvaltıdan sonra devam edecek. | Open Subtitles | سترفع المحكمة حتى بعد فترة الرضاعة الصباحية |