| İşte böyle, kararlı bir bekarım ve anlaşılan öyle kalacağım. | Open Subtitles | لذلك أنا هنا عازب عجوز و على الغالب سأبقى هكذا |
| - Ama biliyor musun? Ben kalırım. - Hayır ben kalacağım. | Open Subtitles | و لكن تعرف أنا سأبقى لا أنا التى ستبقى أنه أخى |
| Siz gidin. Ben burada kalacağım. Alev alev yanmak istemem. | Open Subtitles | إذهبوا أنتم يا رفاق, سأبقى هنا و إلا سأتحول لشعلة |
| Bu yüzden de sonsuza kadar bir pratisyen tokatçı olarak kalacağım. | Open Subtitles | بسبب ذلك يتوجب عليّ أن أبقى و للأبد مجرد صافع مبتدئ |
| Birkaç gün burada tek başıma kalacağım ve biraz tedirginim. | Open Subtitles | ، سأكون هنا بمفردى ليومان. لذا أشعر بنوع من القلق |
| Ne yaptığını anlamasına yardım etmek için yanında ben kalacağım. | Open Subtitles | و أنا سأظل هُنا لأساعده أن يقتنع بما فعلتموه به |
| ooo,peki, Vespaları sevdiğimi biliyorsun, ama, ben sanırım Blair ile kalacağım. | Open Subtitles | اتعرف انا احب الدراجة لكن اعتقد ان سأبقى هنا مع بلير |
| Yardım gelene kadar hatta sizinle kalacağım. Hanımefendi isminiz nedir? | Open Subtitles | سأبقى معك على الخط حتى يصلوا ما اسمك يا سيدتي؟ |
| Gerçek şu ki, benimle kaçmak isteyene kadar Downton'da kalacağım. | Open Subtitles | والحقيقة بأني سأبقى في الداون تاون حتى تقرري الهروب معي |
| Ben burada kalacağım, sen gidip 90 kiloluk deniz süngerinin altında uyu. | Open Subtitles | سأبقى أنا هنا، وأنت اذهب للعيش مع الإسفنجة المبتلة ذات الـ90 كيلو |
| Kanadalı adam yemek yemek istiyor, o yüzden bu gece şehirde kalacağım. | Open Subtitles | هذا الأسبوع الرجال الذين بالصفقة الكندية يريدون العشاء لذا سأبقى بالمدينة الليلة |
| Sıcak su ve temiz çarşaflar olduğu sürece bir süre orada kalacağım. | Open Subtitles | لذا ما دام هناك ماء دافى و ملائات نظيفه سأبقى هناك لفتره |
| Polis yolda ve polisler gelene kadar hatta kalacağım ben. | Open Subtitles | الشرطة في طريقها إليكِ و سأبقى على الخط لحين وصولهم |
| Evime geri döndüm ve burada kalacağım. | Open Subtitles | وها أنذا قد عدت للديار وللمنزل الذي سأبقى فيه |
| Ben de kalacağım en azında silahlar konuşmaya başlayıncaya kadar. | Open Subtitles | سأبقى معكم إذاً حتى تبدأ المعارك بالسلاح على الأقل |
| D2: (Güler) Deneyebilirsin, ama ben camın bu tarafında kalacağım. | TED | د2: أعني، يمكنك أن تحاول، لكنني سوف أبقى على هذا الطرف من الزجاج. |
| Bazı geceler stüdyomda kalacağım ve diğer gecelerde senin yanında olacağım. | Open Subtitles | أني سأمضي بعض الليالي في الأستديو وبعض الليالي سأكون هنا معك |
| Sanırım dengemi sağlamak için adım adım ilerleme yöntemine bağlı kalacağım. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأظل مع القدم الواحدة أمام الأخرى طريقة للدفع الذاتي |
| Burada yalnızca bir gece kalacağım. Akşam yemeği için güzel bir restoran biliyor musunuz? | Open Subtitles | سأمكث هنا لليلة واحدة، فهل لديك اقتراح لمطعم جيد من أجل العشاء؟ |
| - Monk, seni taşımayacağım. - Tamam. Burada kalacağım, böyle iyiyim. | Open Subtitles | ـ مونك لن احملك ـ حسنا سابقى فوق انا بخير هنا |
| Ben yurt içinde kalacağım. Senin uluslararası durumları araştırman gerek. | Open Subtitles | سوف ابقى بالجانب المحلي أريدك أن تتحقق من الجانب العالمي |
| Hayır. Burada kalacağım. Değil mi ortak? | Open Subtitles | كلاّ، أعتقد بانّني سأبقي هنا صحيح يا شريكي؟ |
| Buradan taşınıyorum. Bir arkadaşımla kalacağım. | Open Subtitles | أعني أنني سأرحل من هنا سأقيم عند أحد الأصدقاء |
| Adada birkaç hafta kalacağım, hepsi bu kadar. | Open Subtitles | أنا سَأَبْقى على الجزيرةِ لمدّة بِضْعَة أسابيعِ، وذلك كل شئ. |
| Eğer Oscar bize her şeyi anlatmazsa, Ash'e bir rapor yazmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | حسنا.. إن لم يخبرنا أوسكار بكل شيء. عندها سيتوجب علي كتابة تقرير للآش |
| Bu sefer daha uzun kalacağım. | Open Subtitles | فأنا باقية لمدة أطول هذه المرة |
| Ben üst katta kalacağım burayı da sen kullanırsın. | Open Subtitles | .. سأنام في الطابق العلوي و يمكنك النوم هنا |
| Sadece burada kalacağım. Sadece senden yapmanı istediğim bir şey var. | Open Subtitles | سوف أظل وسط الحقول، هناك شيء واحد فحسب أحتاج منك فعله، |
| Sadece bir gece kalacağım. Bir gece. Çünkü çok masraf etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لن أمكث هنا أكثر من ليلة واحدة لأني لا أريد أن تزداد علي النفقات |