"kaldığın" - Translation from Turkish to Arabic

• بقيت
• بقائك
• لبقائك
• علقتِ
• بقاءك
• لبقائكِ
• طالما انت

Burada kaldığın müddetçe onunla olman umurumda bile değil.
ما كنت لأمانع لو بقيت من أجلها، طالما ستكون بجواري

sızan çatısı vardı yatıya kaldığın ilk günü hatırlıyor musun?
وسقفها يرشح؟ اتتذكر الليله الاولى التي بقيت فيها

Yemin ederim, burada kaldığın süre boyunca huzur bulamayacaksın.
أنا أقسم لك, أنك لن تجد السلام طالما أنك بقيت هنا

Aradığın için sağ ol. kaldığın için sağ ol Shepherd.
شيبارد " يا بقائك لك أقدر بي, للإتصال شكراً "

Hastanede kaldığın süre boyunca, ilaca para verdik.
طيلة بقائك في المشفى اضطررنا أن نشتري لك دواء، وحبوباً..

Korku dolu evimden kaçınırken benimle kaldığın için teşekkür ederim.
حسناً شكراً لبقائك معي لأني اختبء من منزلي لا مشكلة

Tesadüfe bak ki, tam olarak Oakland Havaalanı'nda sis yüzünden mahsur kaldığın gün ve saatte.
في ذات اليوم وذات الوقت الذي علقتِ به في مطار اوكلاند"بسبب الضباب"

Geçen gece kaldığın kilise var ya, bir İncil kaybetmişler.
الكنيسة التي بقيت بها بالأسبوع الماضي فقد منها أحد الكتب المقدسة

Kurt olarak kaldığın sürece seni sorgulayamayacağımı düşünüyorsun.
أتعتقد أنك لطالما بقيت على هيأة الذئب فلن اتكن من التحقيق معك

Belki de herkes Amazona giderken sen burada kaldığın için suçluluk duydun.
ربما تشعر بالذنب لأنك بقيت خلفهم بينما ذهب الجميع إلى الأمازون

Ve sen o kişi olarak kaldığın sürece, bu asla değişmeyecek.
و طالما بقيت هذا الشخص فإن هذا لن يتغير .

İşini kaybettiğin ve kız arkadaşını başka bir erkekle yakaladığın için evinde kaldığın arkadaşının borcunu ödemek amacıyla suç kralının senden, rakibinin ibne oğlunu öldürmeni istemesi ilk defa olmuyor mu?
-عليك أن تهرب -لا أستطيع -سيقتلونك فيما إذا بقيت

Bu arada benimle kaldığın için teşekkür ederim. Yapmak zorunda değildin.
وشكرًا لك على بقائك هنا، لم تكُن مضطرًّا لذلك.

Hemen havalara girme Redwood. kaldığın için sağ ol Dick.
عليك ألا ترحل ، ريدوود أشكرك " ديك " على بقائك

Evde kaldığın süre boyunca seminere gittin...
... أنك ذهبت للندوة خلال فترة بقائك في المنزل أو شيءٍ كهذا

Benimle evde kaldığın için sana minnettarım.
أقدر لك بقائك معي في المنزل.

- kaldığın için teşekkürler.
شكراً لك على بقائك.

Burada tıkılı kaldığın için üzgünüm ama bu hafta çok doluydum.
أنا متأسفٌ لبقائك هنا طوال هذه الفترة ولكنّني كنت مشغولاً طوال الأسبوع

Bu olayların ortasında kaldığın için üzgünüm.
آسف لأنّكِ علقتِ وسط هذا، لكنّ والدكِ...

Selam Bianca, duyduğuma göre geçen gece geç vakte kadar dışarıda kaldığın için cezalıymışsın.
مرحبا، بيانكا. سمعت ، انك ضبطت بسبب بقاءك خارجً الى وقت متأخر في الليلة الماضية.

Hastanede geç saatlere kadar kaldığın için,
لبقائكِ حتّى وقتٍ متأخّرٍ في المستشفى

Metropolis'te kaldığın sürece, masum insanlar ölecek.
طالما انت ستظل في متروبلس، سيموت اشخاص ابرياء.