Ancak 340. gün civarında kandaki kanser DNA'sının yükselişini görebiliriz. En sonunda, 400 ve 450. günler arasında daha da yükseliyor. | TED | ولكن، في حدود اليوم 340، لاحظنا ارتفاع الحمض النووي للسرطان في الدم وفي النهاية ترتفع بشدة عند اليوم 400 واليوم 450. |
Dişçi anestezisi kandaki hemoglobin ile etkileşip bu tür tepkiler verebilir. | Open Subtitles | المخدر الذي يستخدمه أطباء الأسنان قد يتفاعل مع الهيموجلوبين في الدم |
Elektrolitler, kandaki gaz seviyeleri, beyin dalgaları. | Open Subtitles | المنحلات بالكهرباء، غاز الدمّ يستوي، نشاط موجة دماغية. |
kandaki oksijen doygunluğu çok düşüktü. | Open Subtitles | حدود إشباع أوكسجينِ في الدمّ كَانتْ منخفض جداً |
kandaki alkol seviyesi, sınırın beş katı. | Open Subtitles | نسبة الكحول في دمها أعلى ب5 أضعاف من المعدل |
kandaki alkol seviyesi: Limitin beş katı. | Open Subtitles | نسبة الكحول في دمها أعلى ب5 أضعاف من المعدل |
Madem dersi dinlemekte bu kadar ustasınız, ...söyleyin bakalım, kandaki bir hemoglobin molekülü kaç tane oksijen molekülü taşıyabilir? | Open Subtitles | على إعتبار كونك منصتة للدرس لعله يمكنك إخباري كم عدد جزئيات الأكسجين التي يمكن نقلها بواسطة جزئيات الهيموجلوبين بالدم |
kandaki kültürler ve zaman çizgisi, bakterilerin çoğunu eliyor. | Open Subtitles | فحوص البكتيريا بالدم و سرعة تدهور الحالة تستبعد معظم البكتيريا |
kandaki asit, hemoglobin proteini ve kan şekeri arasındaki reaksiyonu yavaşlatır. | Open Subtitles | الحمض في الدم يبطء التفاعل بين بروتين الهيموغلوبين و سكر الدم |
Kıyamet için o kadar sabırsızdın ki kandaki gümüşün kokusunu dahi almadın. | Open Subtitles | كنت متشوقة لإعادة انشاء لدرجة انك لم تشمِ رائحة الفضة في الدم |
Çıngıraklı yılanlar ve diğer engerekler, kandaki zehirli bileşenleri bağlayan ve etkisiz hale getiren özel proteinler üretir. | TED | تُصنّع الأفاعي الجرسية وأنواع أخرى من الأفاعي السامة بروتينات خاصة ترتبط مع المكونات السمية في الدم وتبطل مفعولها. |
Bunu kandaki renk değişikliğine bakarak yapıyoruz, iki ton ağırlığında bir mıknatıs kullanarak değil. | TED | نقوم بذلك من خلال قياس تغيّر اللون في الدم بدلًا من استخدام زنة المغناطيس. |
Ancak, sürekli tedavi olmadığında, buradaki virüsler uyanıp kandaki yeni hücreleri enfekte edebiliyorlar. | TED | ولكن في حالة عدم استمرار العلاج يمكن للفيروس أن ينشط ويصيب خلايا جديدة في الدم |
Bütün zaman boyunca düzenli olarak kan aldık. kandaki ctDNA miktarını ölçmek için | TED | خلال هذا الوقت كله، كنا نجمع عينات من الدم بشكل متسلسل كي نستطيع قياس كمية الحض النووي للسرطان في الدم. |
kandaki kurşun düzeyine göre kurban kesinlikle vurulmuş. | Open Subtitles | الدمّ رفع مستويات الرصاص، مما يدل على أن الضحيّة قُتل بالفعل |
Deri rengine ve kandaki pıhtılaşmaya bakarak bu adamın en çok dokuz saatten beri ölü olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | إستنادًا على لون البشرة وتخثر الدمّ أقول أنْ هذا الرجل مات منذ مدة لا تقل عن 9 ساعات |
Çaldığı ilaçlar, kandaki serotonin seviyesini koruyan ilaçlar. | Open Subtitles | هذه المخدّرات تبقي يستوي serotonin في الدمّ... |
Evet. kandaki alkol oranından n'aber? | Open Subtitles | أجل، ماذا عن فحص الكحول في دمها |
kandaki oksijeni artırmaya yarıyor. | Open Subtitles | يسمح لنا بأكسدة دمها |
kandaki oksijen seviyesini düşürebilen bir yeteneği olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | ويعود ذلك إلى قدرته على تغيير مستوى الأكسجين بالدم |
Bu, sıtma parazitlerini tespit etmemizi sağlıyor. Biraz daha uzun çalıştırırsak, kandaki sıtma parazitlerini tespit edebiliriz. Bunu ancak santrifüj gibi bir şeyle yapabilirsiniz. | TED | فهذا يمكننا من الكشف عن الملاريا عن طريق تدويره لمدة أطول، ويمكننا الكشف عن طفيل الملاريا بالدم الذي يمكننا فصله واكتشافه باستخدام جهاز طرد مركزي. |
Hayır. kandaki tiamin seviyesi normaldi. | Open Subtitles | لا، كان معدل الثيامين بالدم معتدلاً |