Sen az önce benim havaalanımda silahla dolaşarak ve insanlara ateş ederek 7 FAA ve 5 mahalli kanunu çiğneyen götsün. | Open Subtitles | انت الأحمق الذي كسر سبعة قوانين و خمسة أوامر ابعاد و انت تركض حول مطاري حاملا سلاحا و تطلق على الناس |
Evet ve bunu almak için herhangi bir kanunu çiğnemedim. | Open Subtitles | أجل و لمّ أخالف أيّ قوانين لآتي بها إلى هنا. |
O imzaladı. Daha sonra bu kanunu yürürlüğe sokmak için gereken yasalar aslında imzalanmadı. | TED | فوقعها. ومن ثم القوانين التي احتجنا أن يتم الإعلان عنها لتطبيقها لم يتم التوقيع عليها. |
- Bu ülkenin resmi sır kanunu yoktur. - Biliyorum. | Open Subtitles | هذة البلد ليس لديها قانون اسرار رسمى انا أعرف ذلك |
Amerikan Ceza kanunu'na göre hizmet karsiliginda teklif edilen dolarin miktari açikça belirtilmeli. | Open Subtitles | وفقاً للقانون الجنائي في الولايات المتحدة يجب أن يكون هناك رقم دقيق بالدولار لتبادل الخدمات |
Pekala, belki senin de "1968 Kira Saptama kanunu" 'undan haberin vardır! | Open Subtitles | لعلك انت لم تسمع بقانون فعل إستقرار إيجار من 1968. |
Tahmin edebileceğiniz gibi, tüm dünya evrensel bir kanunla işliyor: entropi, termodinamiğin ikinci kanunu. | TED | وكما تعلمون الكون بأكمله يسير تبعاً لقانون عالمي الانتروبيا .. وتحديدا القانون الثاني من الترموديناميك |
Ayrıca bu sahte sağlık kanunu ihlali tabelalarını da iyi akıl etmişsin. | Open Subtitles | . لقد وضعت كل هذه اللوحات المزورة . حول انتهاكات قوانين الصحة |
Buyrun Amerikan Vergi kanunu'nun grafik temsiline maddelerin birbirlerine etkilerini, bağımlılıklarını bir arada görebilirsiiz. | TED | هذا هو مخطط للولايات المتحده رمز للضرائب وتبعيات قانون واحد على قوانين أخرى على الناتج العام |
Tüm bunları idare eden yerçekimi kanunu ya da kuantum mekaniği gibi temel yasaların doğrulunu kabul ediyorlar. | TED | ويفترضون قوانين أساسية تحكمها، مثل قوانين الجاذبية أو ميكانيكا الكم. |
Ancak bizi kurtaran lütuf, hiyerarşi kuralının, bir doğa kanunu olmaması. | TED | ولكن، مما يحبَذ ذكرُه هنا أن قانون التسلسل الهرمي ليس قانونًا من قوانين الطبيعة. |
Doğruyu söylemek gerekirse hepsinin farklı bir kanunu vardır. | Open Subtitles | في الحقيقة، كل واحد يملك كتاب قوانين مختلفاً. |
Ceza kanunu ve polisi koyarak neden olduğu merkez ve çevre kontrolü için çalışması, dinamik küresel hammadde piyasasının felaket bir tarifidir. | TED | ولهذا السبب فإن وضع القوانين الجنائية والشرطة في جميع الجهات كمحاولة للسيطرة على سوق السلع العالمية النشط ما هي الا وصفة للدمار. |
Ya eğer, oda arkadaşım, yakın zamanda Nijerya mahkemesine giderek, pasaportlarını yenilemek isteyen kadınların kocalarının onayını almasını gerektiren gülünç bir kanunu kaldırmaya çalışan genç avukatı tanısaydı ne olurdu? | TED | ماذا لو علمت شريكتي في الغرفة عن المحامية التي ذهبت مؤخراً الى المحكمة في نيجيريا لتتحدى القوانين السخيفة التي تتطلب من المرأة أن تنال رضى زوجها قبل تجديد جواز سفرها؟ |
kanunu kendi korumaya çalışan birinin ellerinde. Bu bizim katilimizdi. | Open Subtitles | على يد مطبّق قانون بشكل فرديّ أما هذا فكان قاتلنا |
Sana verdiğim bilgi temel olarak erkeklik kanunu ile korunuyor. | Open Subtitles | المعلومات التى أعطيتك اياها تندرج بالمقام الاول تحت قانون الرجال |
kanunu ve adaleti sağlamak isterken tedbiri elden bırakmayın. | Open Subtitles | تقدّمْ بالحذرِ في مسعاكَ للقانون والنظامِ. |
Haklısın, bir şeyler ayarlarım. Ama şu kanunu da hatırlatayım. | Open Subtitles | حسناً، سأرى ما يمكنني فعله، ولكنّي سأذكّرك بقانون |
Haydi Newton'un Üçüncü Hareket kanunu'na dönelim. | TED | حسنا فلنعد لقانون الحركة الثالث لنيوتن. |
Polis bize yardım etmezse kanunu kendi ellerimize almamız gerekir. | Open Subtitles | طالما لن تساعدنا الشرطة فلنضطر ببساطة إلى تطبيق القانون بأنفسنا |
Bu mahallede insanların kanunu, ve bir de Tanrı'nın kanunu vardır. | Open Subtitles | هناك قانون للإنسان وقانون الرب فى هذا الحى |
Askeri Mahkeme Usul kanunu'nu biliyor musunuz, Bay Gardner? | Open Subtitles | هل أنت على دراية بالقانون الموحد للقضاء العسكري يا سيد غاردنر؟ |
Hatırla tatlım, burada sadece haksız bir kanunu çiğniyoruz. | Open Subtitles | تذكّري يا عزيزتي أننا نخالف قانوناً ظالماً. |
Bunun ardından New York'a seyahat etti ve aynı yıl araştırmayı Güneyin Dehşeti: Her Yönüyle Linç kanunu adlı bir broşürde tekrar yayımladı. | TED | لذا سافرت لنيويورك، في العام نفسه أعادت نشر بحثها في منشورٍ تحت عنوان: أهوال الجنوب: شريعة القتل الغوغائي بجميع مراحلها. |
Ve bu ülkenin göçmen kanunu gereği evraklar geçersiz olur. | Open Subtitles | وطبقا لقوانين الهجرة في هذا البلد لبعظيم فهم غير شرعيين |
Kepler'in ilk gezegen hareketleri kanunu basitçe: | Open Subtitles | القانون الأول لكيبلر لحركة الكواكب ينص على الآتى : |
Yani seni öldürdüğümde kanunu çiğnemiş olmayacağım. | Open Subtitles | الذي يعني متى أقتلك، أنا لن أكون حتى كسر ياو. |
Boş konuşmazlardı, onlar kanunu temsil ediyordu. | Open Subtitles | هم لا يتخذون خزعبلات , بل كانت تلك قوانينهم |