| Ayrıca böbreğinin etrafında ezilme ve karaciğerinde yırtılma var. | Open Subtitles | وهو يعاني أيضاً من تكدّم حول الكلية وتمزّقٍ في الكبد |
| Mikiyasu'yu tedavi eden şehirdeki doktorun dediğine göre... karaciğerinde ve böbreğinde hasar varmış. | Open Subtitles | و لكن نتائج فحص ميكياسو التي تلقيتها على الهاتف تشير إلى وجود علامات تلف في الرئة و الكبد و الكلية |
| karaciğerinde kitle var gibi gözüküyor ama kaburgalarındaki iletken metaller görmemize engel oluyor. | Open Subtitles | وبدا لنا أنه يوجد ورم في كبده لكن القضيب المعدني الموصل في أضلاعِه يحجب الرؤية |
| MR'da karaciğerinde granülom çıktı. Şahane. | Open Subtitles | أظهرت صورة الرنين ورماً في كبده - رائع - |
| Sonunda karaciğerinde kimyasal bir dengesizlik oluşur. | Open Subtitles | و في نهاية المطاف تحصل إختلال التوازن الكيميائي في كبدك. |
| Romatoid artirit değil, karaciğerinde yaralar var. | Open Subtitles | ليس التهاب المفاصل الروماتيزمي كبدها متندّب كذلك |
| karaciğerinde hasar var, ama sarılık değil. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على ضررِ الكبدِ، لكن لا إلتهابَ كبد. |
| Fakat senin de karaciğerinde aynı parazitten var. | Open Subtitles | لكن لديك نفس الشئ بكبدك |
| Ama doktor, babanda sadece karaciğerinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكن في حالة والدك يقول الأطباء أنها متركزة في الكبد |
| Künt travma yüzünden karaciğerinde kanama olmasından endişeleniyorum. | Open Subtitles | أجل بالضربة الحادة أنا قلقة أن يكون هناك تكتل دموي في الكبد |
| karaciğerinde iç kanama var. Varis kanamaları. | Open Subtitles | داء الدوالي أراه مع التهاب الكبد "ج" دائماً |
| Diş etleri sarıya dönüyor. Sorunu he neyse, şimdi de karaciğerinde. | Open Subtitles | أنسجة اللثة لديها تحولت صفراء - أياً ما كان لديها فقد أصاب الكبد الآن - |
| Gözden kaçırdın. karaciğerinde granülom vardı. | Open Subtitles | لم تلاحظه كان لديه ورم حبيبي في كبده |
| Sorun iliğinde değilmiş. karaciğerinde. | Open Subtitles | المشكلة ليست في نخاعه انه كبده |
| Bu arada Bay Mueller'e karaciğerinde lezyon olduğunu durumunun iyi görünmediğini söyle. | Open Subtitles | الذي يحتاج إليّ أكثر منك وفي تلك الأثناء.. أريدك أن تخبر السيّد (مولر) أننا وجدنا آفة على كبده وأنّه مؤشر سيء |
| Ducky karaciğerinde siroz belirtisi olduğunu söyledi ama dün gece ayıktı. | Open Subtitles | قال (داكي) أن كبده كان بها إشاره على التليف لكنه لم يكن ثملاً ليلة أمس |
| karaciğerinde yine kanama başlayabilir. | Open Subtitles | لا يجدر بك أن تتحرك لـ 24 ساعة كبدك قد يبدأ ينزف مجددا |
| karaciğerinde metastaz olduğunu gördük. | Open Subtitles | لقد لاحظنا تقدّماً للنقائل في كبدك |
| karaciğerinde ve beyninde çok fazla bakır var. | Open Subtitles | لديك كمية كبيرة من النحاس في كبدك و مخك |
| Müziği tekrar dinleyebilir miyiz? karaciğerinde sarılık bulmak için daha çok erken. | Open Subtitles | لازال لا يمكننا رؤية اليرقان من كبدها |
| Ağaç kurbağası karaciğerinde glikojeni glukozu dönüştürebilir ama bu kış sürecinde olur ve bu şey 20,000 yıllık falan. | Open Subtitles | ضفادع الخشب ... . يحول كبدها الجليكوجين إلى الجلوكوز |
| Cam, kurbanın karaciğerinde ketamin bulunmadığını söyledi. | Open Subtitles | كام قالت ذلك بان الكيتامين لم يكن موجود .في كبد الضحيه |
| Evet, ancak yaralanmanın yerine göre demir muhtemelen kardeşinin karaciğerinde. | Open Subtitles | نعم، ولكن على أساس موقع الإصابة، الاحتمالات هي أن حديد التسليح في كبد أخيك. |
| Fakat senin de karaciğerinde aynı parazitten var. | Open Subtitles | لكن لديك نفس الشئ بكبدك |