Tılsım neredeyse kontrolden çıktı. Çok geç olmadan onu karanlığa gömmeliyiz. | Open Subtitles | التميمة خارج السيطرة علينا أن ندفنها في الظلام قبل فوات الأوان |
Kimi zaman gece sürerken, ...farları açar, gaz verir karanlığa öylece dalarım. | Open Subtitles | أحياناً، أقود دراجتي ليلاً، أضيء الكشافات، وأنطلق بأقصى سرعة بتهوّر نحو الظلام. |
Yok, karanlığa kadar bekleyeceğiz. İyi haber ise bir 'sabit hat' buldum. | Open Subtitles | كلا, علينا انتظار حلول الظلام الاخبار الجيدة انني عثرت على الخط الارضي |
Sihir olsun ya da olmasın, bu karanlığa izin vermek demek. | Open Subtitles | لا بسحر ولا بدونه هذا إذعان للظلام ولن أقدم على فعله |
Başkalarının içindeki karanlığa çekiliyorsun ama aynı zamanda bundan korkuyorsun. | Open Subtitles | إنك غارق في ظلام الآخرين وفي نفس الوقت.. أنت تخافه |
Gün içerisinde, tuhaf arkadaşlarıma katıldığım karanlığa geri dönerdim. | TED | خلال النهار أعود الى الظلمة حيث أتشارك الخلوة مع أصدقائي في قاع المحيط. |
Korktuğunu söyledi bir anda her şeyin geri karanlığa dönmesinden korktuğunu. | Open Subtitles | لقد قالت بأنها كانت خائفة خائفة بأنها فجأه انتقلت من الظلام |
Seni ve muritlerini sizi bekleyen sonsuz işkencelerin olduğu karanlığa sürdü. | Open Subtitles | فيطرحون بك الى الظلام الخارجي حيث الخراب الأبدي ينتظرك و محضرينك |
Duyguların bizi körleştirmesi kolaydır, ve korku bizi karanlığa doğru iter. | Open Subtitles | من السهل ان ندع المشاعر تعمينا ندع الخوف يقودنا الى الظلام |
Seni zifiri karanlığa sokmak bu sefer ödünü patlatmaya yeter sanmıştım. | Open Subtitles | لقد ظننت أن وضعك في الظلام الكامل سيجعلك في قمة خوفك |
karanlığa bürünmüş olduğum için, güneş bir daha asla parlamayacak yüzüme. | Open Subtitles | لن تشرق الشمس أبداً بنورها عليّ الآن وأنا أسير في الظلام |
Eğer karanlığa inmelerine izin verirsek, bunun geri dönüşü olmaz. | Open Subtitles | إذا سمحنا لهم بالنزول إلى الظلام لا يوجد مجال للعودة |
''Bırakıyorum'' Biri ismini söyleyene kadar kendini karanlığa gömer. | TED | خبأ نفسه في الظلام حتى سمع اسمه يُنادى أخيراً. |
Aslında, yalnızca oturup karanlığa bakarak yapmamızın mümkün olmadığı biçimde, gökyüzünü bir planetaryumda tecrübe edebiliriz. | TED | وبالفعل يمكننا رؤية السماء في عرض القبة السماوية بطريقة يستحيل أن نفعلها فقط بالجلوس خارجًا والنظر إلى الظلام. |
Bilirsiniz, suçlu olanlar aslında bataklıktan sürünerek çıkan, kasabaya gelip edepsiz işlerini gören ve tekrar karanlığa gömülen canavarlar değildirler. | TED | كما تعلمون، الجناة ليسوا وحوش تزحف خارجاً من مستنقع ويأتون إلى المدينة ويقومون بأعمالهم السيئة ومن ثم يتراجعون إلى الظلام. |
Mum 15 dakika yanardı, 15 dakikalık eşsiz aydınlık. Sonra onu alırlardı ve ben karanlığa dönerdim. | TED | كانت الشمعة تُشعل لمدة 15 دقيقة، 15 دقيقة من النور الثمين، ثم يأخذونها، وأعود إلى الظلام الدامس. |
Şayet korkmayı seçersek, ...karanlığa karşı zayıf düşeriz. | Open Subtitles | إن كان الخيار هو الخوف، حينها نصبح هدفاً سهلاً للظلام. |
Bomba patladığında sarımsı bir ışık gördüm ve karanlığa gömüldüm. | Open Subtitles | عندما أنفجرت القنبلة رأيت وميض أميل للأصفرار بعدها غرقت فى ظلام دامس |
Böylece ışıktan kaçtım, kendimi karanlığa gömdüm. | Open Subtitles | لذا هربت من النور، باحثاً عن صورتي في الظلمة |
Diyorum ki, eğer ışığa inanıyorsan karanlığa da inanmak zorundasın. | Open Subtitles | أقول أنه لو كنتِ تؤمنين بالنور فلابد أن تؤمني بالظلام |
NasıI doğumdan öncesine geri dönmek yoksa... gözleri açıIan bir körde... kendi isteğiyle tekrar karanlığa dönemez. | Open Subtitles | لا يمكن أن يعود للظلمة بإرادته أو أن يعمى عندما يهدى هبة البصر مثلما لا يمكنه أن يمنع ولادته |
Itachi ile alakalı gerçek sonsuza kadar karanlığa gömülecek. | Open Subtitles | وبذلك تختفي حقيقة إيتاتشي في الظلمات إلى الأبد |
Affet bizi gücünü aldığı aydınlıktan ayırıp sonsuz karanlığa sürgüne gönderdiğimiz için. | Open Subtitles | سامحنا الأن حين نرسلها خارج الضوء الذي تستمد منه قوتها إلى الظلامِ الأبديِ |
Dünyada olan tüm ruhların kaderinde ışığa veya karanlığa gitmek vardır. | Open Subtitles | كلّ روحٍ على كوكب الأرض تخطط قدرها الخاص. وكلّ قرار يُتخذ يسير بها خطواتٍ تجاه الضياء، أو الظُلمة. |
Hayatım, tutkumuz ışığa ve karanlığa koştu ve sonlara doğru, büyük oranda karanlıktaydı. | Open Subtitles | عزيزتي , شغفنا كان به جزء جيد وجزء مظلم وفي النهاية , أغلبة أصبح مظلمًا |
Çağırıyoruz seni karanlığa alışkın Kişi ki bizi tedavi eden | Open Subtitles | ننادي الشخص الذي لعننا الذي لديه الجانب المظلم |
Yine de onun karanlığa olan eğilimi sınır tanımıyor. | Open Subtitles | بإستثناء إنّه يعجّ بقوى الشرّ الحالكة. |
Ve birden anladım ki bunu tam olarak gerçekleştiren bir şey vardı -- ışıktan karanlığa altı saniyeyi -- tam bunu. | TED | وأدركت فجأة ان هناك شيء في الحياة يقوم بذات الامر اقصد الانتقال من الاضاءة الى العتمة بستة ثواني تماماً |
Bu yabancı güneş gezegenin bir yüzünü sıcak ışığıyla kavururken diğer tarafı sonsuz bir karanlığa gömülecek. | Open Subtitles | أحد الوجهين سوف يُغمَر بالضوء الساخن الحارق للشمس الغريبة في حين أن الوجه الآخر سيغطى بظلام أبدي |
Senin için bir gizem, Youngling ... ve yokluğunda karanlığa liderlik eden.. | Open Subtitles | لغز مُحير لك أيتها الصغيرة ولمن كان يقود المظلمين أثناء غيابك |