"katkı" - Translation from Turkish to Arabic

• المساهمة
• إضافة
• إضافات
• المضافة
• أساهم
• يساهم
• مساهمة
• تساهم
• تساهموا
• ساهم
• بمضافِ إلى
• مساهماتك
• مساهمتي
• مساهمه

Aynı zamanda sürdürülebilir gelişime katkı sağlamaya devam edecek yeni nesil uygulamalar geliştireceğiz.
وسنقوم أيضا بتطوير التقنيات المستقبلية والتي ستواصل المساهمة في الوصول إلى التنمية المستدامة.

Bütün bu işlerden, arkamdan çevirdiğin bir düzine kasa soyma işinden sonra... davaya bir katkı sağlamayı düşünmedin hiç.
كل هذه الاعمال, الكثير من عمليات السرقة بدون علمي, ولم تفكر ابدا في تقديم جزية او المساهمة في القضية.

Milyon dolarlık bir girişime harika bir katkı. Bir çeyreklik.
إضافة ممتازة للمليون دولار فهذا ربع دولار كامل

Güvenebileceğim birine ihtiyacım var ve sen takıma anlamlı bir katkı sağlayacaksın.
أحتاج إلى شخص أئتمنُه، وستكونين إضافة ثمينة للفريق

Genelde benim gördüklerim hep %25 ya da 45 saflıkta olur, ama bunun içerisinde hiçbir katkı maddesi yok, %100 saf bu.
أفضل ما أراه هو من 25 إلى 45 في المئة نقاء وهذه ليس بها شوائب ولا إضافات وليست مخفـّفة أيضاً

Basit bir kan testi bile vücudundaki katkı maddelerini saptamak için yeterli olacaktır.
فحص دمّ بسيط سيظهر المادّة المضافة الموجودة في جسده

Dünya adı verilen bu karışık topluma yeterince katkı sağlıyorum. Daha ne yapabilirim ki?
أنا أساهم فى هذا العالم المرتبك ماذا يوجد غير ذلك

İnsani çabaların esasıdır: Birlikte nasıl çalıştığımız, her çabanın başkalarının çabasına nasıl katkı yaptığı.
إنه جوهر الجهود البشرية: كيف نعمل معاً، وكيف يساهم كل جهد في دعم جهود الأخرين.

Sonra sayfayı çeviriyorum ve kendi oğlumun bu kargaşaya katkı yatığını görüyorum.
بعد ذلك كان على قلب الصفحه. ورؤية مساهمة إبنى فى هذه الفوضى.

Bu birinin katkı sağlayabileceği en önemli yol, öyle değil mi?
إنها فعلًا أفضل طريقة يمكن للمرء المساهمة بازدهار المدينة، أليس كذلك؟

Bu ipler, mahalleden çok daha büyük bir şeylere katkı koyabileceğimiz bir alan yaratıyorlardı.
أحدثت هذه الحبال مساحة حيث كنا قادرين على المساهمة بشيء ما الذي كان أكبر بكثير من الحي والجيرة.

Paranızla katkı koyabilirsiniz, kariyeriniz veya siyasi eğilimizle de.
فبإمكانك المساهمة بمالك. أو بمهنتك أو بمشاركتك السياسيّة.

Hatta Alman Hava Kuvveti uçakları, Rockefeller'ın bu petrol şirketinin ürettiği özel katkı maddesini kullanmadan uçamazdı.
في الحقيقة لم تَستطيعُ القوة الجوية الألمانية أَنْ تَشتغلَ بدون إضافة خاصّة من نفط روكفلر

Onunla yaşaması oldukça zor. Ben sadece gelirime ek katkı peşindeyim.
لكنه بالكاد يكفي للمعيشه فقط كنت أبحث عن إضافة لمواردي

Burada yürüttüğüm işlerin gidişatı seni bozmuyorsa, ekibime çok değerli bir katkı olacağını düşünüyorum.
إذا كنت منفتح على التوجيه ، و مضمون الأعمال التي أقوم بها هنا أعتقد أنكَ ستكون إضافة رائعة لفريقي

Orada et olduğunu biliyordum ama çok fazla katkı maddesi vardı.
،عرفت أنّه لحم .لكن كانت هناك إضافات كثيرة

Ve analiz etmek için uzaylı katkı maddesinin bir örneğini aldık.
وقد احضرنا عينة من المادة الفضائية المضافة للتحليل.

Saçma sapan yerel bir olay olduğunun farkındayım ama ortaya atılıp biraz katkı sağlamak fena olmaz.
أعني ، إنه شيئ محلي سخيف لكن سيكون جيد أن أكون هناك و أن أساهم

Her birimiz oluşturduğumuz topluluklara ve kültürlere ve toplumlara katkı yapıyoruz.
كل منّا يساهم في المجموعات والثقافات والمجتمعات التي نبنيها.

Anlamlı ve önemli olduğunu düşündükleri şeye katkı sağlıyorlardı ve bir fark yaratıyorlardı.
لقد قدموا مساهمة، تغيير، مساهمة اعتقدوا أنها معبرة ومهمة

Milner'ın bir dizi test ve görüşmeyle keşfettiği şeyler, hafızayla ilgili araştırmalara katkı sağlamakla kalmadı;
الأمور التي اكتشفتها عبر سلسلة من الفحوص والمقابلات لم تساهم إلى حدٍّ كبير في دراسة الذاكرة فحسب،

İşinize odaklanmanız gerekiyor. Paniğin artmasına katkı sağlamayın.
عليكم البقاء مركزين لا تساهموا بالذعر

Ama baban da katkı sağlarsa ödeyebiliriz.
و لكنى أعرف أنه يمكننا أن نجعل الأمر ينجح إذا ساهم أباكى فيه

Sanırım motorun içerisindeki yanmada randımanını artırmak amacıyla benzine katkı malzemesi konması deneyiydi.
دعني أرى... أعتقدكَانَعِنْدَهُشيءُ ليَعمَلُ بمضافِ إلى الغازولينِ لغرضِ زيَاْدَة كفاءة محرّكِ الإحتراقَ.

İnsanlık tarihine çok büyük bir katkı.
مساهماتك ممتازة للتاريخ الإنسانى

Belki bu hastaneye yaptığım katkı, "tedavisi yok" ile "kanser tedavisi" arasındaki farkı yaratabilir.
ماذا إن كانت مساهمتي للمستشفى هي الفارق بين لا علاج و علاج للسرطان؟

Sen bu dünyaya anlamlı bir katkı yapabilmem için son şansımsın.
أنته فرصتي الأخير لتقديم مساهمه لها معنى لهذا العالم.