Bir sınır kasabasında 300 kadın kaybolmuştu, çünkü yoksul ve esmerdiler. | TED | 300 امراة قد اختفت في بلدة حدودية لانهن سمراوات و فقيرات |
Ayakkabıları çıkardığımda o sıcak iğneler buz olup kaybolmuştu. | Open Subtitles | عندما خلعت الحذاء نبلات الدبابيس تحولت الى ثلج ومن ثم اختفت. |
Adam bizi içeri sokacağını söylemiş, sonra da ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | وقال الرقاق أنه جاء عندهم في الداخل ، ثم اختفى |
Sahip olduğu gemilerden biriyle birkaç sene önce kaybolmuştu. | Open Subtitles | لقد اختفى عندما كان على متن إحدى سفن العائلة قبل عدة سنوات |
Hayır, öyle değil. Annem yıllarca şoktaydı. Babam ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين، كانت تحت وقع الصدمة لسنوات، لقد إختفى |
12 yıI önce, ilişkin olan bir kız, daha sonra kaybolmuştu. | Open Subtitles | قبل 12 عاماً، كانت لك علاقة مع فتاة اختفت بعدئذٍ |
Onu aradılar ama adını değiştirmişti ve ebediyen ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | لقد بحثوا عنها و لكنّها كانت قد غيّرت إسمها و اختفت منذ فترةٍ طويلة |
Sperm örneği istasyondaydı ama ertesi gün gittiğimizde ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | عينة سائله المنوي كانت في مركز الشرطة في اليوم التالي اختفت وكنت انا المشتبه به الاول في نفس الوقت |
Bu adam, Vegas'tan arabayla dönerken ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي اختفى تماما القيادة مرة أخرى من فيغاس. |
Çok kısa bir süre sonra Grenouille dünya yüzeyinden kaybolmuştu. | Open Subtitles | وفى لمح البصر، اختفى جون بابتيست جرينوى من على وجه الأرض |
5 yıl önce federal bir savcı ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | المدعي العام الفدرالي اختفى منذ خمس سنين |
Hayır, öyle değil. Annem yıllarca şoktaydı. Babam ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | أنتِ لا تفهمين، كانت تحت وقع الصدمة لسنوات، لقد إختفى |
Sadece ölümünden bir gece önce bunu açıkladı ama diğeri fidyeyi de alarak kaybolmuştu. | Open Subtitles | فقط مساء يوم إعدامه على الكرسى الكهربائى باح بإسم هذا الزعيم و الذى بدوره إختفى بنقود الفديه |
Kaptan! Voyager VI o zaman kara delik denen bir şeyin içinde kaybolmuştu. | Open Subtitles | كابتن، إن "فوياجير 6" إختفت في ما أعتادوا أن يطلقوا عليه ثقب أسود |
Ona gitmeden önce, kaybolmuştu. | TED | لكن قبل أن أصل إليه ، كنت ضائعة. |
Cüzdanımdan birkaç gün önce bir miktar para kaybolmuştu. | Open Subtitles | كان هناك بعض المال الذي فُقد من حقيبة يدي قبل بضعة أيّام. |
Hem çeviri hem de geçişte bunlar kaybolmuştu, kendimle aramda köprüler kurma zamanımın geldiğini anlamıştım. | TED | كل هذا ضاع أثناء الترجمة والتحول، وعندما أدركت ذلك، قررت أن الوقت قد حان لأبدأ بناء جسور تربط بين شخصياتي. |
Ormanda kaybolmuştu ve tek başına hayvanlarla beraber büyümüştü. | Open Subtitles | لقد ضاعت في الغابة وكبرت لوحدها مع الوحوش |
Sonra motorkros antrenmanına gittim ve oradan çıktığımda, kaybolmuştu. | Open Subtitles | ثم ذهبت لتمرينات الدراجات النارية وعندما غادرت لقد كان قد أختفى |
Savaşta kaybolmuştu hayatını kurtarmaya çalışıyordu, ve benim yanında olmayıp umursamadığımı düşünüyordu. | Open Subtitles | كان مفقوداً أثناء الواجب يضحي بحياته التفكير بعدم مساندتي له وبعدم أكتراثي |
Reece üç gün kaybolmuştu hani? | Open Subtitles | وهل تتذكّر عندما تاه صديقنا ريس واختفى ثلاثة أيام؟ |
Ertesi gün kopya ortadan kaybolmuştu. Herhangi bir çıktısı yoktu. | Open Subtitles | وفي اليوم التالي الشكوى أختفت والنسخة أختفت |
Tam olarak benim Brennidon'u, Midlands'ı Arayıcı'nın sahte vaatlerinden kurtarmak için temizlediğim sıralarda, ortadan kaybolmuştu fakat şimdi Arayıcı döndü ve sen buradasın ben de buradayım fakat kutu nerede? | Open Subtitles | اختفي في نفس الوقت الذي كنت اطهر فيه بلده "برينيدين" محاولاً انقاذ الارضي الوسطي |
Geldiğimiz ilk hafta, bir gece kaybolmuştu, o gece az daha donup ölüyormuş. | Open Subtitles | تاهت في الأسبوع الأول من مجيئنا هنا كان يمكن ان تتجمد حتى الموت تلك الليلة |
İlk kurban kesinlikle kasabanın fahişesiydi yüzünden vurulmuş ve ormanda kaybolmuştu. | Open Subtitles | إذاً لنقل أن الضحية الأولى كانت .. بالحقيقة سيئة الأخلاق أطلق على وجهها النار و فُقدت فى الغابة |