"kelebek" - Translation from Turkish to Arabic

    • فراشة
        
    • الفراشة
        
    • الفراشات
        
    • فراشات
        
    • فراشه
        
    • كالفراشة
        
    • الفراشه
        
    • بابيلون
        
    • العثّة
        
    • فراشتين
        
    • كفراشة
        
    • طر
        
    • عثّة
        
    • والفراشات
        
    • أجنحة مجروحاً في
        
    kelebek iğne, boşaylı tüp, ve bir de LP setine ihtiyacım var. Open Subtitles , أحتاج إلى ابرة فراشة و انبوب اختبار و ربما عدة مشتركة
    Yiyecek-içecek ve çiçek ikram edecek müzisyenler ve park ettirme ve binlerce dondurulmuş kelebek işiyle uğraşacak tek kişi benim. Open Subtitles أنا الوحيد الذي يتعامل مع متعهدي الطعام و بائعي الأزهار و الموسيقيين و عمال إيقاف السيارات و ألف فراشة مجمدة
    Bir kelebek bunun trajik sonu olacağından habersiz şekilde gelip parmağına konuyor. Open Subtitles فراشة تهبط على إصبعك غير مدركة أن هذا سيخسأ بها لنهايتها الفاجعة.
    Gelin, hepiniz gelin. kelebek gibi uçar, işediğim gibi sokar. Open Subtitles واحد، أو أكثر، تُعوّمُ مثل الفراشة و تلدغ مثلما أَتبوّل
    Bir kelebek kanatlarını çırparak dünyanın başka bir yerinde kasırgaya sebep olabilir. Open Subtitles الفراشة التي تفرد جناحيها و تتسبب بإعصار في الجانب الآخر من العالم
    Gece saat 2.00'da neredeydin? kelebek partisinden sonra? Ortalığı toparlıyordum. Open Subtitles أين كنت في الساعة الثانية صباحاً بعد حفلة الفراشات ؟
    Ve insanlara söylediğim şey, sanki bir kelebek uçmaktadır ve biz onun duvardaki gölgesini yakalayıp sadece gölgeyi sergiliyoruz. TED وماذا نقول للناس، أنها تقريبا كما لو أن فراشة كانت تحلق من والقينا القبض على الظل على الحائط، ومجرد أنك كنت ترى الظل.
    kelebek, Basil! bir limenitis sevilla. Nadiren bir beyefendinin evinde görülür. Open Subtitles هذه فراشة نادرة جداً ، من الصعب تواجدها في حديقة رجل نبيل
    Ziyaretim boşa gitmedi. Nadir ve çok güzel bir kelebek buldum. Çok sıradışı. Open Subtitles إن زيارتي لم تضع هباءاً ، لقد وجدت فراشة نادرة في إنجلترا ، إنها ليست معتادة
    İçinden çıkan şey kelebek değil o kesin. Open Subtitles اراهن بان ايا كان ماخرج منها فأنه لم يكن فراشة صغيرة جميلة
    Bir tırtılın kelebek olması gibi, sen de "Dereyalama" olmalısın. Open Subtitles كالشرنقة التى تصبح فراشة انت ستصبح ديرليكت
    Uçuş ikazı, bir kelebek geliyor. Open Subtitles الذبابة تنادي أم أربع وأربعين فراشة تركب سيارة قرب الزاوية
    Bir kelebek kanatlarını çırparak dünyanın başka bir yerinde kasırgaya sebep olabilir. Open Subtitles الفراشة التي ترفرف بجناحيها و تتسبب بإعصار في الجانب الآخر من العالم
    Mavi kelebek bulmacasının kayıp parçası olan adamı bulduğunu söyledi. Open Subtitles قال أنّه وجد الرجل مع القطعة المفقودة لِلغز الفراشة الزرقاء.
    Belki de gerçek Mavi kelebek yıllar önce bununla değiştirilmiştir. Open Subtitles ربّما الفراشة الزرقاء الحقيقيّة قد بُدّلت بهذه منذ سنوات عدّة.
    arkadaşları ile sokaklarda oyunlar oynayabiliyor ve tıpkı bir kelebek gibi sokaklarda rahatça gezebiliyor. TED تستطيع أن تلعب مع صديقاتها في الشوارع، وأن تتنقل في الشوارع مثل الفراشة.
    Diğer birçok hayvan; tilkiler, köpek balıkları, böcekler, daha önce bahsettiğimiz kelebek, bu tür simetriye sahip, orkide çiçekleri gibi bazı bitkiler de. TED العديد من الحيوانات الأخرى، الثعالب وأسماك القرش والخنافس، تلك الفراشة التي ذكرناها سابقًا، لديها هذا النوع من التناظر، وكذلك بعض النباتات كـأزهار الأوركيد.
    [MÜZİK BAŞLAR] # kelebek kadar ömrümüz var Sevmek lazım, hemen başlayalım Open Subtitles نحن لا نعيش اكثر من الفراشات مقدر لنا أن نحب، لنبدأ الآن
    Bazıları kelebek toplar, bazıları da pul. Benim hobim ise spor karşılaşmaları. Open Subtitles بعض الرجال يجمعون الفراشات ، والبعض الطوابع ولكن هوايتي كانت دوماً الأحداث الرياضية
    Eğer erkek ise, salyangoz; kız ise, kelebek, çünkü fark ettik ki kızlar salyangozlardan nefret ediyor. TED بالمناسبة ان كان اللاعب ذكر .. فهي حلزونات ان كان انثى .. فهي فراشات لاننا اكتشفنا ان الفتيات يكرهن الحلزونات
    Oraya gidince bir dövmeci gördü ve beni kaldırımda bırakıp koluna aptal bir kelebek dövmesi yaptırmaya gitti. Open Subtitles في طريقنا الى هناك صادفنا محل للوشوم لقد تركتني واقفه بالخارج من اجل ان تحصل على وشم فراشه على كتفها
    Şu anda hurda. Bana birkaç hafta ver, kelebek gibi olur. Open Subtitles الآن،إنها كومة،ولكن أعطني أسبوعين وسأجعلها كالفراشة
    Çok sıkı "kankayız." Bana kelebek dikiş öğretti. Open Subtitles نحن منسجمين جدا ً علمتني كيف أعمل غرزة الفراشه
    - Sen "kelebek"sin, değil mi? Open Subtitles أنت "بابيلون"، أليس كذلك؟ نعم.
    Hayvanların yerini değiştirirken masadan çaldığın kelebek cebinde. Open Subtitles العثّة التي سرقتها من على الطاولة عندما أعدت ترتيب الحيوانات...
    Yaz rüzgarında vals yapan iki kelebek gibi. Open Subtitles مثل فراشتين ترقصان الفالتز في نسيم الصيف
    Ama bu akşam, hırslı bir kelebek olarak kozamı terk ediyorum. Open Subtitles ,لكن الليلة أخرج من هذه الشرنقة كفراشة عظيمه
    kelebek gibi süzülür, arı gibi sokar. Open Subtitles طير مثل الفراشة , طر مثل الفراشة.
    - kelebek yok. Open Subtitles -لا تُوجد عثّة .
    Düşünebildiğimiz polen taşıyıcıların çoğu böceklerdir, ama aslında tropiklerde, birçok kuş ve kelebek polen taşır. TED ان العديد من الملقحين .. هم من الحشرات ولكن في الغابات الاستوائية تستخدم الطيور والفراشات
    Artik kiza, "atin üstündeki kelebek" derler. Open Subtitles تعثر على حصان ذو أجنحة مجروحاً في الغابة ''وأصبحت '' منشورة الحصان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more