O yüzden bana balık tutmaya gidelim dediğinde, çok sinir bozucu birisi olduğunu düşündüğüm için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | عندما قالت لي بأن أذهب معها لصيد السمك شعرت بالإستياء لإعتقادي بأنها كانت مزعجة |
Tamam, tüm bunlar hakkında kendimi kötü hissediyorum ama bunu yapmamalıydın. | Open Subtitles | ،أنا أشعر بالإستياء بخصوص الأمر كله لكن هذا لا يعني أن تقومي بذلك |
kendimi kötü hissettim, çünkü Earl'ün listesindeki o maddeye ne yapacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالسوء لأنني لا أعلم ماذا سيفعل إيرل بخصوص لا ئحته |
Ve küçük, terli bir herifin kendimi kötü hissettirmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أترك رجل مبلل بالعرق مثلك أن يجعلني أستاء من ذلك. |
kendimi kötü hissediyorum. Gerçekten de kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لدى شعور سىء ، لدى شعور سىء حقاً |
Bu yüzden kendimi kötü hissetmiyorum. | Open Subtitles | لَنْ أَبْدوَ سيئ حول هذا. لا، لا. طالما تَشْعرُ بالارتياح. |
Aslında ödemeleri yapmayan siz olmanıza rağmen... benim kendimi kötü hissetmemi istiyorsunuz. | Open Subtitles | تريديني ان اشعر بالاستياء مما افعل في حين انتي من فوت الاقساط |
Bugün olanlar hakkında kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالفظاعة حول الذي حدث اليوم |
Küçük bir ilaç için sizi dükkânınızı açmaya zorladığımdan dolayı kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب حول إجبارك إلى فتح مخزنك لطلبّ صغير |
Seni zorladığım için kendimi kötü hissediyorum... biliyorsun sonuna kadar devam etmek için. | Open Subtitles | أشعر بالإستياء لأنني ضغطت عليكي , تعلمين المضي بكل الطريق |
Son görüşmemizden dolayı kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | شعرتُ بالإستياء قليلاً حول مقابلتنا الأخيرة. |
Eğer akşam saati olmadan ölürsen kendimi kötü hissederim. | Open Subtitles | سأشعر بالإستياء إن قـُتلتَ قبل الساعة السعيدة. |
Hepsini çalmak için zamanım yok diye kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | حقاً؟ أشعر بالسوء أن ليس لديّ الوقت للعزف عليهم كلهم |
Annenin ölümünden sonra okulda kendimi kötü hissettim orda daha fazla yaşayamadım. | Open Subtitles | لقد شعرت بعدها بالسوء ، تركت المدرسة ولن اعد ارغب بالعيش هنا |
kendimi kötü hissettim çünkü şu muhteşem adam hakkında düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أشعر بالسوء من نفسي ، لأني أفكر في هذا الرجلِ المثالي |
Sanırım hapiste olduğu için kendimi kötü hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | أراد جعلي أستاء لوجوده بالسجن على ما أعتقد |
Sanırım hapiste olduğu için kendimi kötü hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | أراد جعلي أستاء لوجوده بالسجن على ما أعتقد |
kendimi kötü hissetmem gerekliymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن أستاء. |
kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | لدى شعور سىء بخصوص كل هذا |
İstediğin kadar yüzüme bak, Josh'a söylediklerim için kendimi kötü hissetmeyeceğim. | Open Subtitles | ما زِلتُ لَنْ أَبْدوَ سيئ حول الذي قُلتُ إلى جوش. |
Şekere benzeyen bir kavanoz dolusu ilacı yuttum ve kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لقد أكلت الحبوب في الجرة التي تبدو مثل الحلوى والآن اشعر بالغثيان |
Sonrasında ben de kendimi kötü hissettim ve gittim. | Open Subtitles | شعرتُ بالفظاعة بعد ذلك، لذا غادرتُ. |
Küçük bir ilaç için sizi dükkânınızı açmaya zorladığımdan dolayı kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب حول إجبارك إلى فتح مخزنك لطلبّ صغير |