*O yüzden herkesi kurtarmak için biri kendisini feda etmeli.* | Open Subtitles | يعني انه مقابل انقاذ الجميع ضارب العلبه سوف يضحي بنفسه |
İsteksiz bir konukçuda kalmaktansa kendisini feda edeceğini garanti ederim. | Open Subtitles | هو يضحي بنفسه في النهاية بدلا من البقاء مع مضيف غير راغب |
Umurumda değil. Kimseden kendisini feda etmesini isteyemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيع ان تطلب من اي شخص ان يضحي بنفسه |
Yani, kardeş ve kuzenlerinin hayatta kalma ve gelecek çoğalmalarına yardım etmek için kendisini feda etmesini sağlayan bir gen sadece kendisini korumakla ilgilenen bir genden daha yaygın hale gelebilir. | TED | إذن، فالمورثة التي تجعل الكائن الحي يضحي بنفسه بإيثار من أجل البقاء وتكاثر ذريته وأقاربه مستقبلا، قد تصبح أكثر انتشارا من تلك التي لا تهتم سوى ببقائها الذاتي. |
Bizi korumak için kendisini feda etti. Hepimiz için, sadece bu ülke için değil. | Open Subtitles | لقد ضحى بنفسه لينقذنا كل منا , ليس فقط هذه الدوله |
Bizim iyiliğimiz için kendisini feda ettiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدون حقا بإنه ضحى بنفسه للصالح الأكبر ؟ |
Benim için birinin kendisini feda etmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد لاي شخص ان يضحي بنفسه من اجلي |
Gerçek dünyayı kurtarmak için kendisini feda ediyor. | Open Subtitles | لذا كان عليه ان يضحي بنفسه لحمايه الارض |
Takahata bizim için kendisini feda etmeyecektir. | Open Subtitles | تاكاهاتا لن يضحي بنفسه لإنقاذنا |
Evet, sen ve oğlun için kendisini feda ediyor. | Open Subtitles | نعم، سوف يضحي بنفسه من أجلكِ أنتِ وابنك |
Arthur bağı iyileştirmek için kendisini feda etmeyi planlıyor. | Open Subtitles | (آرثر) يريد أن يضحي بنفسه للحم الحاجز |
- Yaşıyor mu peki? - Gabriel, kaçıp sizi bulayım diye kendisini feda etti. | Open Subtitles | - غابريل ضحى بنفسه حتى أتمكن من الهرب وآتي إليك |
Kayla, onu kurtarmak için Tarin'in kendisini feda ettiğini söylemişti ama hâlâ yaşıyor. | Open Subtitles | (كايلا) قالت أنه ضحى بنفسه لإنقاذها لكنه لا زال على قيد الحياة |